Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında 154. sırada; Odatv soruşturmasında iddianame hazırlandı; gazeteci Hazal Ocak hakkında “kamu görevlisine hakaret" suçlamasıyla dava açıldı
İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı tarafından iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğunun 900. gününde yapılan açıklamada tüm hak savunucuları için özgürlük talebi dile getirildi
Alican Uludağ ve Olcay Büyüktaş hakkında “suçluları ihbar edenlerin kimliklerini açıklamak” iddiasıyla dava açıldı; İnfaz düzenlemesi yasalaştı, gazeteciler ve siyasi tutuklular kapsam dışı bırakıldı
Aralarında P24’ün de bulunduğu 37 hak örgütü, koronavirüs salgınının yarattığı tehlikelerin azaltılması adına tutuklu yargılamanın sona erdirilmesi için HSK’ya çağrı yaptı
24 insan hakları ve ifade özgürlüğü örgütünün ortak açıklamasında infaz yasasının haklarını kullandığı için hapsedilen on binlerce kişiyi kapsam dışı bıraktığı belirtildi
Hiçbir şiddet eylemine bulaşmayan gazeteciler, siyasetçiler, yazarlar, öğrenciler kapalı cezaevlerinde kalmaya devam ederken, “en ağır suçun” düşünce olduğu paketle tescillendi
90 bin kişinin tahliyesinin önünü açan 70 maddelik yasada muhalefetin itirazlarına rağmen gazeteciler, siyasetçiler ve insan hakları savunucuları kapsam dışı bırakıldı
Koronavirüs salgını sebebiyle cezaevlerinde ölümlerin başladığını belirten Avukat Çalıkuşu, yaşamsal tehdit nedeniyle müvekkili Ahmet Altan’ın acilen tahliye edilmesini istedi
Savcı Gezi davasında verilen beraat kararlarını istinaf mahkemesine taşıdı; gazeteci Fatih Portakal hakkında Cumhurbaşkanı ve BDDK suç duyurusunda bulundu; komedyen Emre Günsal tutuklandı
Terörle mücadele hukukunun müphemliği, ifade özgürlüğü gibi, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, haber alma ve yayma hürriyeti vb. temel haklara yönelik müdahaleyi mümkün kılmaktadır