Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Ahmet Şık

Ahmet Şık

Araştırmacı gazeteci ve Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık, 29 Aralık 2016 tarihinde bazı tweetleri ve haberlerine yönelik açılan bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı, 30 Aralık tarihinde ise tutuklandı.

Tutuklama kararında "şüphelinin PKK ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütlerinin propagandası niteliğindeki açıklamalarının iki örgütün birbirinden farklı olması nedeniyle, çelişkili gibi görünse bile, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki soruşturmalar ve kamuoyuna yansıyan bilgiler gözetildiğinde, dış destekli bu örgütlerin birbiri ile darbe sürecinde ve sonrasında koordineli olarak hareket ettiklerinin ortaya çıktığı, bu nedenle şüphelinin her iki örgütün de propagandası niteliğindeki açıklamalarının çelişki teşkil etmediği ve aynı amaca hizmet ettiği" ifadeleri yer aldı.

İddianame

Şık aleyhindeki soruşturma daha sonra Cumhuriyet yazar ve yöneticileri hakkında yine terör propagandası suçlamasıyla açılan soruşturmayla birleştirildi. Şık ve diğer Cumhuriyet yazar ve yöneticileri hakkında hazırlanan iddianamede, Şık’ın "PKK ve DHKP/C örgütlerini örgüt mensuplarıyla yaptığı röportajlarla meşru göstermeye çalıştığı" savunuldu, “PKK ve DHKP/C silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.

Cumhuriyet gazeteci ve yöneticileri hakkında hazırlanan iddianamenin tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir. 

Cumhuriyet davasının görülmesine 24 Temmuz 2017'de İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşma sonunda yedi tutuklu Cumhuriyet çalışanının tahliyesine, aralarında Şık'ın da bulunduğu beş kişinin ise tutukluluklarının devamına karar verildi. Mahkeme ayrıca Şık'ın savunmasındaki bazı ifadeler nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

Davanın 25 Aralık 2017'de görülen beşinci duruşmasında mahkeme başkanı Şık'ın savunmasının "siyasi" olduğunu, buna izin vermeyeceğini söyledi. Şık savunmasına devam etmek isteyince salondan çıkarıldı. Mahkeme başkanı, Şık'ın CMK 203 ve 204. maddeleri gereği "duruşma düzenini bozduğu" gerekçesiyle duruşmanın geri kalan kısmında salona alınmayacağını duyurdu. Cumhuriyet avukatları bunun üzerine mahkemenin tarafsızlığını yitirdiğini söyleyerek reddi hâkim talebinde bulundular. Mahkeme başkanı Dağ, bunun üzerine duruşmada dinlenmesi beklenen iki tanığın dinlenemeyeceklerini duyurdu.

Ahmet Şık'ın mahkemeye sunmak üzere hazırladığı ancak tamamlayamadığı savunmasının tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir

Adli kontrolle tahliye 

Davanın 9 Mart 2018 günü Silivri Cezaevi yerleşkesindeki mahkeme salonunda görülen altıncı duruşmasında mahkeme heyeti Ahmet Şık ve genel yayın yönetmeni Murat Sabuncu'nun tahliye edilmelerine karar verdi. İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın tutukluluk hâlinin devamına karar veren mahkeme, davayı 16 Mart 2018 tarihine erteledi. Ahmet Şık, 9 Mart gecesi Silivri Cezaevi'nden tahliye edildi.

Cumhuriyet davasının 16 Mart 2018 tarihinde görülen yedinci duruşmasında mütalaasını açıklayan savcı, Ahmet Şık dahil 13 Cumhuriyet gazetesi çalışanı hakkında “örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep etti.

Mahkûmiyet kararı 

Davanın 25 Nisan 2018 tarihinde görülen karar duruşmasında 14 Cumhuriyet çalışanı ve yöneticisi "terör örgütüne yardım" suçlamasıyla 8 yıl 1 ay 15 güne varan hapis cezalarına çarptırıldı. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi Ahmet Şık'a “terör örgütüne yardım” suçlamasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine hükmetti. Mahkeme tüm sanıkların “görev nedeniyle güveni kötüye kullanmak” suçlamasından beraatine karar verirken, mahkûmiyet alan tüm tutuksuz sanıklara adlî kontrol uygulanmasına karar verdi. Haklarında yakalama kararı bulunan Can Dündar ve İlhan Tanır’ın dosyaları ise ayrıldı.

İstinaf mahkemesi kararı 

İstinaf mahkemesi olarak görev yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 18 Şubat 2019 tarihinde ilk derece mahkemesinin kararını onadı. Mahkeme, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında "usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu" gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine karar verdi.

Kararın tam metnine bu bağlantıdan ulaşılabilir.

Anayasa Mahkemesi başvurusu 

Anayasa Mahkemesi, internet sitesinde yer verdiği 26 Nisan 2019 tarihli bir duyuruda, Ahmet Şık'ın ve Cumhuriyet gazetesi davasında birlikte yargılandığı Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Akın Atalay ve Önder Çelik'in de aralarında bulunduğu toplam dokuz bireysel başvuruyu 2 Mayıs 2019 tarihli Genel Kurul gündemine aldığını açıkladı.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 2-3 Mayıs 2019 tarihlerinde iki gün boyunca gerçekleşen Genel Kurul’da görüştüğü dokuz başvurunun altısında “ihlâl yoktur” kararı verdi. 2 Mayıs günü Ahmet Şık, Akın Atalay, Murat Sabuncu ve Önder Çelik ile beş diğer Cumhuriyet çalışanının başvurularını inceleyen AYM, "hak ihlâli olmadığına" karar verdi. Kararların oy çokluğuyla alındığı öğrenildi.

AYM, Mayıs ayı başında verdiği ret kararlarının gerekçesini 26 Haziran 2019 tarihinde internet sitesinde yayımladı. Mahkemenin, Şık'ın başvurusunu "kabul edilemez" bulduğu öğrenildi.

AYM'nin Ahmet Şık'ın başvurusuna ilişkin gerekçeli kararına bu bağlantıdan erişilebilir.

Yargıtay kararı 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 16 Temmuz 2019 tarihli tebliğnamesinde Ahmet Şık hakkında "Terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün bozulmasını talep etti. Tebliğnamede, Şık'ın üzerine atılı eylemlerin "örgüt propagandası" ve "devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama" suçlarını oluşturacağı görüşüne yer verildi.

12 Eylül 2019 tarihinde dosyayı karara bağlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Şık hakkındaki hükmün bolzumasına karar verdi. Daire, Şık hakkında, Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen “örgütün eylemlerini meşru gösterme” ve Türk Ceza Kanununun 301. maddesinde düzenlenen "devlet organlarını aşağılama" suçlarından yargılama yapılmasını istedi.

Yeniden yargılama

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma kararının ardından Cumhuriyet davası 21 Kasım 2019 tarihinde yeniden görüldü.

Duruşma savcısı mütalaasında, Yargıtay’ın bozma ilamına direnme yönünde karar verilmesini ve sanıkların cezalandırılmasını istedi. Sanıklar ve sanık avukatları ise savcının mütalaasının hukuki dayanağı olmadığını belirterek Yargıtay kararına uyulmasını talep etti. Kadri Gürsel yönünden bozma ilamına uyan mahkeme, Şık dahil davadaki diğer sanıklar yönünden ise Yargıtay kararına direndi.

İlgili habere bu bağlantıdan erişilebilir.

Aynı ihbara dayanan iki iddianame 

Cumhuriyet davasında yargılandığı süreçte Ahmet Şık hakkında Twitter paylaşımları nedeniyle ayrı bir dava açıldı. Anadolu Ajansı muhabiri Kerem Kocalar'ın 2015 yılında yaptığı ihbar sonucunda "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçlamasıyla açılan davaya, 2018 yılının Ocak ayında bir iddianame daha eklendi.

İlk iddianamenin İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından Kocalar'ın şikayetine dayanılarak hazırlanan ikinci iddianamede, iki iddianame arasında fiili ve hukuki irtibat olduğu öne sürülerek suçun zincirleme olarak işlendiği iddia edildi. İkinci iddianame ile Şık hakkında istenen hapis cezası 2 yıldan 3,5 yıla çıktı.

Davanın üçüncü duruşması 22 Mayıs 2018 tarihinde görüldü. Mahkeme, esas hakkında savunma için süre talebinde bulunan Şık ve avukatının talepleri doğrultusunda davayı 18 Eylül 2018 tarihine erteledi. Bu tarihte görülen duruşmada, Şık'ın 24 Haziran 2018 seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi'nden milletvekili seçilmesi sonrası celse arasında yapılan yargılamanın durdurulması talebini kabul eden İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesi, dosyanın TBMM'ye verilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verdi.

AİHM kararı 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Cumhuriyet gazetesi yazar ve çalışanlarının yargılandığı dava kapsamında 14 ay tutuklu kalan Ahmet Şık’ın Mayıs 2017’de yaptığı başvuruyla ilgili kararını 24 Kasım 2020 tarihinde açıkladı. Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5/1 maddesinde düzenlenen özgürlük ve güvenlik hakkı ile 10. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü hakkının ihlâl edildiğine karar verirken, 6'ya 1 oyla 18. madde ihlâlinin bulunmadığına hükmetti. Şık’ın başvurusunda özgürlük ve güvenlik hakkı ihlâli kararını oybirliği ile alan AİHM, ifade özgürlüğü ihlâli bulunduğuna dair kararını ise 6’ya 1 oy çokluğuyla aldı. Türk Yargıç Saadet Yüksel, ifade özgürlüğü ihlâli iddiasına ilişkin karşı oy kullandı. Mahkeme, Şık'a 16 bin Euro tazminat ödenmesine hükmetti.

Yukarı