Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Jin Haber Ajansı (JİNHA) muhabiri Beritan Canözer, 16 Aralık 2015 tarihinde Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki sokağa çıkma yasağını protesto etmek için yapılan bir yürüyüşü gazeteci olarak takip ettiği esnada “heyecanlı” olduğu öne sürülerek “makul şüphe” gerekçesiyle gözaltına alındı.
Üç gün gözaltında tutulan Canözer, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından savcılığa sevk edildi. Savcılıkça ifadesi alınan Canözer, “Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla tutuklanması talep edilerek nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Canözer, 19 Aralık 2015’te çıkarıldığı mahkeme tarafından sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklandı ve Diyarbakır E Tipi Cezaevi’ne gönderildi.
Ocak 2016’da hazırlanan iddianamede, Canözer’in haber takip ederken tuttuğu notlar ve sosyal medya paylaşımları “suç delili” sayıldı. İddianameyi hazırlayan savcı, Canözer’e “Örgüt üyeliği” ve “Örgüt propagandası” suçlamalarını yönelterek cezalandırılmasını istedi.
Canözer, 13 Mart 2016’da Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nden Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne nakledildi.
İlk duruşması Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 29 Mart 2016’da görülen Canözer, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden ifade vermek istemediği için duruşmaya katılmadı. Mahkeme, 5 yıldan 10 yıla kadar hapsi istenen Canözer’in tutuklu bulunduğu süreyi dikkate alarak tahliyesine karar verdi.
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 Mayıs 2016’da görülen karar duruşmasında Canözer'e “örgüt propagandası” suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Hükmün açıklanmasını geriye bırakan mahkeme, Canözer hakkında beş yıl denetimli serbestlik kararı verdi.
Canözer hakkında, haber kaynaklarıyla yaptığı röportajlar gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası” suçlamasıyla bir dava daha açıldı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında Canözer hakkında beraat kararı verildi. Savcının karara itirazı sonucu dosya Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi. Beraat kararı, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozularak yeniden yargılama için Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yollandı. Mahkeme yeniden yargılama neticesinde Canözer'e 1 yıl 3 ay hapis cezası vererek hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Canözer hakkında üçüncü bir dava ise Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki sokağa çıkma yasakları sırasında yaşananlara ilişkin yapmış olduğu haberler sebebiyle “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla açıldı. Davanın ilk duruşması 20 Mart 2019’da Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Davanın 26 Haziran 2019 günü Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmasında Canözer ve avukatı Resul Tamur hazır bulundu. Dosyaya gelen tanık beyanlarının okunmasının ardından söz alan Canözer, tanık beyanlarını reddederek, gazeteci olduğunu ve sadece görevini yaptığını ifade etti. Ardından mütalaasını açıklayan savcı, haklarında “örgüt üyeliği”nden soruşturma süren Canan Ceylan, Rıfayi İpek, Mehmet Salih Ateş ve Baran Aslan’ın ifadelerinin birbiriyle tutarlı olduğunu ileri sürerek, “Örgüt üyesi olduğu, örgüt içinde faaliyet yürüttüğü, örgütün üst düzey yöneticilerinin emir ve talimatlarıyla hareket ettiği” gerekçesiyle Canözer’in TCK 314/2 ve TMK 5. maddesi uyarınca 7 buçuk yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi.
Davanın karar duruşması 16 Ekim 2019 günü Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Canözer ve avukatının hazır bulunduğu duruşmanın sonunda mahkeme, Canözer'in hakkındaki suçlamadan beraatine hükmetti. Kimliği açık tanıkların beyanları doğrultusunda açılan davada savcılık, Canözer'in yedi buçuk yıl hapis cezası ile cezalandırılmasını istemişti. Tanıklar ise beyanlarını geri çekmiş ve Canözer'i tanımadıklarını ifade etmişlerdi.
Jinnews muhabiri Beritan Canözer, 5 Nisan 2021 tarihinde Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan evine sabah saatlerinde polis tarafından düzenlenen baskında gözaltına alındı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve Canözer dahil 22 kadının gözaltına alındığı soruşturmaya gizlilik kararı getirildiği öğrenildi. “Örgüt üyeliği” ile suçlanan Canözer’in emniyetteki sorgusunda haber takibini yaptığı eylem ve etkinliklere eylemci olarak katılmakla suçlandığı, kendisine daha önce yargılanıp beraat ettiği sosyal medya paylaşımları ve takip ettiği eylemlerin sorulduğu öğrenildi. 8 Nisan 2021 günü adliyeye getirilen Canözer, savcılık sorgusunun ardından tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edildi. Canözer, çıkarıldığı mahkeme tarafından adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.
Canözer, Diyarbakır’da yürütülen bir soruşturma kapsamında 13 Ağustos 2021 sabah saatlerinde Diyarbakır’da bulunan evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Canözer, evinde yapılan aramanın ardından Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek “terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla yürüttüğü soruşturma kapsamında 4 gün gözaltında tutulan Canözer, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nde ifadesinin alınmasının ardından 17 Ağustos 2021 tarihinde serbest bırakıldı.