Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Canan Coşkun

Canan Coşkun

Cumhuriyet gazetesinin eski yargı muhabiri Canan Coşkun hakkında 2014 yılından bu yana yedi ayrı iddianame düzenlendi. 

 

Cumhuriyet gazetesinin 13 Eylül 2014 tarihli nüshasında yayımlanan “TÜRGEV’e hediye konak” başlıklı haberinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın avukatı, Coşkun hakkında “iftira, hakaret ve özel hayatın gizliliğinin ihlâli” iddialarıyla şikâyetçi oldu. Şikâyet üzerine soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 9 Ekim 2014 tarihinde düzenlendiği iddianamede Coşkun’un “hakaret” suçundan cezalandırılmasını istedi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda mahkeme, suçun unsurlarının oluşmadığına hükmederek Coşkun hakkında beraat kararı verdi. 

 

"Kamu görevlisine hakaret" suçlamasıyla adli para cezası

 

Cumhuriyet gazetesin 20 Şubat 2015 tarihli sayısında yayımlanan ve yargı mensuplarına indirimli emlak satışını konu alan "Hakim bu parayı ödeyemez-Yargıda tartışılan konut satışı” başlıklı haberi nedeniyle Coşkun hakkında 19 Haziran 2015 tarihinde yeni bir iddianame düzenlendi. “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlamasıyla düzenlenen iddianamede, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı ve Savcı Orhan Yiğit müşteki olarak, dönemin İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri Fuzuli Aydoğdu, İrfan Fidan ve İsmail Uçar, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Ali Doğan ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Fehmi Tosun mağdur olarak yer aldı. İddianame, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 26 Ocak 2017 tarihli karar duruşmasında mahkeme, Coşkun’u “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçundan 12.600 TL adli para cezasına çarptırdı. Coşkun’a verilen adli para cezası gazete tarafından ödendi. 

 

"Devletin askeri ve emniyet teşkilatını aşağılama" suçlamasıyla hapis cezası

 

Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın IŞİD’e soğan kamuflajıyla patlayıcı taşınması ile ilgili iddianamesini 26 Mayıs 2016 tarihli Cumhuriyet gazetesinde "Soğan’dan da MİT çıktı" başlığıyla haberleştirmesinin ardından Coşkun hakkında soruşturma başlatıldı. “FETÖ soruşturması” kapsamında “örgüt üyeliğinden” yargılanan savcı Murat İnam, 1 saatlik soruşturma sonunda Coşkun hakkında “Devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama” suçlamasıyla iddianame düzenledi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda Coşkun, “Devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılamak” suçlamasıyla 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. 9 Mayıs 2017 tarihinde dosyayı karara bağlayan mahkeme, hükmün açıklanmasını geriye bıraktı. 

 

"Hedef gösterme" suçlamasıyla hapis cezası 

 

Cumhuriyet gazetesinin 21 Ağustos 2016 tarihli nüshasında yayımlanan “Türkü Söylediler Tutuklandılar” başlıklı haberi sebebiyle Coşkun hakkında bu kez de “terörle mücadelede görev almış kişilerin kimliklerini açıklama” suçlamasıyla dava açıldı. 14 Aralık 2016 tarihli iddianamede, “Söz konusu yazının gazete yönünden haber değeri mevcut olmasına karşın terörle mücadele eden kamu görevlisinin isminin açık bir şekilde yazılmasının haberin aktarılması yönünden hiçbir düşünsel zorunluluk taşımadığı” ifadelerine yer verildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Mayıs 2017 tarihli karar duruşmasında Coşkun’a 10 ay hapis cezası vererek hükmün açıklanmasını geri bıraktı. 

 

"Cumhurbaşkanına hakaret" davası 

 

Coşkun hakkındaki beşinci iddianame, Cumhuriyet gazetesinin 27 Kasım 2015 tarihli nüshasında yayımlanan “Erdoğan buyurdu, gazetecilik tutuklandı” başlıklı haberi nedeniyle düzenlendi. 13 Kasım 2017 tarihli iddianamede, Cumhuriyet gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmasını konu alan haberiyle ilgili Coşkun’un “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan cezalandırılması istendi. 20 Haziran 2019 günü İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında mahkeme, eylemin kanunda belirtilen maddeye uymadığı anlaşıldığından Coşkun’un beraatine karar verdi. 

 

"Hedef gösterme" suçlamasıyla hapis cezası

 

Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ne (DHKP-C) yönelik bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan avukatların savcılık sorgularını haberleştirdiği için Coşkun hakkında, “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla 5 Nisan 2018 tarihinde başka bir iddianame düzenlendi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılamanın 19 Temmuz 2018 tarihli karar duruşmasında Coşkun’a 2 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Coşkun’un avukatları kararı istinaf mahkemesine taşıdı.

 

14 Ocak 2020’de istinaf talebini inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, dava konusu haberin hedef gösterme olarak kabul edilemeyeceğini, demokratik toplumun zorunlu unsurlarından olan basının bilgi verme, eleştirme, yorumlama işlevi ve Anayasanın 26., Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddelerinde düzenlenen ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini gözeterek Coşkun hakkındaki hükmün bozulmasına ve beraatine karar verdi. 

 

Berkin Elvan soruşturması haberi nedeniyle açılan dava

 

Cumhuriyet gazetesinin 11 Mart 2016 tarihli nüshasında yayımlanan “Berkin Elvan’ı vurduğu iddia edilen polis görev yerini hatırlamadı” başlıklı haberi nedeniyle Coşkun hakkında “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla yeni bir iddianame düzenlendi. 21 Kasım 2019 tarihli iddianamede Coşkun, Gezi Parkı protestoları sırasında 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın polisin attığı gaz bombasının başına isabet etmesi nedeniyle yaşamını yitirmesiyle ilgili soruşturmada, şüpheli polislerden birinin kimliğini açıklamakla suçlanıyor. İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen davada Coşkun, gazeteciler Can Uğur ve Ali Açar ile birlikte yargılanıyor.

 

Canan Coşkun Can Uğur ve Ali Açar hakkındaki iddianameye bu bağlantıdan erişilebilir

 

Hakkındaki davaların yanı sıra Coşkun iki kez gözaltına alındı. Gazeteci Coşkun, 10 Mayıs 2019 günü İstanbul’da polis kontrolü sırasında gözaltına alındı. Cumhuriyet gazetesinde 2015 yılında yayımlanan “Yargıda tartışılan konut satışı” başlıklı haberi nedeniyle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen para cezasının ödenmesi için çıkarılan yakalama kararı nedeniyle gözaltına alınan Coşkun, para cezasının ödenmesinin ardından 11 Mayıs 2019 tarihinde serbest bırakıldı.

 

11 yaşındaki Rabia Naz Vatan’ın yaşamını yitirmesi üzerine kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’nun Giresun Eynesil’deki çalışmalarını takip ederken gazeteci Kazım Kızıl ile birlikte 13 Kasım 2019 tarihinde gözaltına alındı. Coşkun'un da aralarında bulunduğu dört kişi ifadelerinin ardından 14 Kasım 2019 gecesi sevk edildikleri Görele Sulh Ceza Hâkimliği tarafından yurtdışına çıkış yasağı ve tanığın evine yaklaşmama tedbiri ile serbest bırakıldı.

Yukarı