Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Diken’de yayımlanan Fuat Avni haberleri nedeniyle Harun Simavi, Erdal Güven ve Semin Sezerer hakkında “örgüte yardım” suçlamasıyla açılan dava beraatle sonuçlandı
CANSU PİŞKİN, İSTANBUL
“Fuat Avni” mahlaslı Twitter hesabından yapılan paylaşımlar hakkında yayımlanan haberler gerekçe gösterilerek Diken.com.tr kurucusu Harun Simavi, Genel Yayın Yönetmeni Erdal Güven ve eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Semin Sezerer hakkında “Örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması 3 Eylül 2020 tarihinde İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
P24 tarafından izlenen duruşmada Güven, Simavi ve Sezerer ile avukatları hazır bulundu. Duruşmayı Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da izledi.
“Gazeteciliğin temel işlevi haber vermektir”
Duruşmada savunması için söz alan Erdal Güven, Diken.com.tr'yi gazetecilik yapmak için kurduklarını söyledi. Güven, “Gazeteciliğin temel işlevi haber vermektir. Bir durum, gelişme ya da olayı haber yapan unsurlardan biri de güncellik taşıması, kamuoyunun gündeminde bulunmasıdır. Söz konusu paylaşımları Diken’de haberleştirmemizin tek nedeni de budur. Aksini yapsaydık mesleğimizin gereğini yerine getiremezdik” dedi.
İddianamenin, 3 Nisan 2014 ile 27 Ekim 2015 arasında “Fuat Avni” isimli Twitter hesabından yapılan paylaşımlara ilişkin haberler ve sosyal medya paylaşımlarına dayandırıldığını belirten Güven, söz konusu haberlerin yorum içermediğini ve haber değeri taşıdığını söyledi. Güven, savunmasına şöyle devam etti: “Kaldı ki, söz konusu paylaşımların ‘iftira, yalan, komplo, kumpas’ olarak nitelendiği iktidar temsilcilerinin demeçlerini de istisnasız haberleştirdik. Otuz yıllık gazeteciyim. Neyin ‘haber’ neyin ‘propaganda’ olduğunu ayırt edecek kadar mesleki birikimim var. Diken’de ilk günden beri sadece haber yapıyoruz ve gazetecilik mesleğini her türlü güç odağından bağımsız ve adil biçimde, layıkıyla yürütüyoruz. Genel yayın yönetmeni olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki bu duruşumuza aykırı tek bir haber gösterilemez.”
“Gazetecilik dışında hiçbir faaliyette bulunmadık”
Diken’in kurucusu Harun Simavi de savunmasında hakkındaki suçlamaları reddetti. Gazeteciliğin temel görevinin haber vermek olduğunu vurgulayan Simavi, “Diken’de kurulduğu günden beri gazetecilik dışında hiçbir faaliyette bulunmadık. Bu görevi yerine getirebilmek için bağımsızlığın olmazsa olmaz bir değer olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle de hiçbir parti, kurum ya da örgütün taraftarlığını ya da düşmanlığını yapmadık” dedi.
Diken’in yayın politikasına herhangi bir müdahalesi olmadığını belirten Simavi, “Tarafı olduğumuz tek değer evrensel insan haklarıdır. Yargılamaya konu olan haberler ve paylaşımlar o gün ülke gündemini oluşturuyorlardı. Söz konusu paylaşımları Diken’de haberleştirmenin tek nedeni de budur. Aksi yapılsaydı mesleğin gereği yerine getirilmemiş olurdu” diye konuştu.
Fuat Avni haberleri hakkında herhangi bir erişim engeli kararı verilmediğini hatırlatan Simavi, “Bu yapılanmayla ilişkilendirilmek şahsıma, genel yayın yönetmenime ve yayınıma yapılmış bir hakarettir. Hakkımda FETÖ üyeliği ile ilgili olarak kapsamlı bir sorgu yapılmış ve Twitter hesabım bu kapsamda incelenmiştir. Bu incelemenin sonucunda adı geçen örgütle ilişkime dair herhangi bir bulguya rastlanmadığı tespit edilmiştir. Bu durum iddianamede belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerden beraatimi talep ediyorum” dedi.
“Habercilik kapsamında yapıldı”
Sitenin eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Semin Sezerer de savunmasında, “Söz konusu suçlamalara neden olan yayınlar, toplumu bilgilendirmek amacıyla habercilik faaliyeti kapsamında yapılmıştır. Herhangi bir talimat, algı yaratmak söz konusu değildir. İddianameye benimle ilgili eklenen bilgiler de suç unsuru olmaktan uzaktır. Böyle bir örgüte destek vermekle yargılanmak utanç vericidir” ifadelerine yer verdi. Sezerer, “Hakkımda yapılan detaylı araştırmada söz konusu örgütle bir ilgim olmadığı açıkça görülüyor” diyerek beraatini talep etti.
“Haber ve tweetlerden suça ulaşılmaya çalışılıyor”
Sanıkların ardından söz alan Avukat Sevgi Kalan, iddianamede söz konusu örgütle müvekkilleri arasında bir bağlantı kurulmadığını ve salt haberler üzerinden müvekkillerinin yargılandığını söyledi.
Kalan, “Sadece haber ve tweetlerden 220/7’ye ulaşmaya çalışan bir iddianameden bahsediyoruz. İddianamede müvekkiller hakkında kapsamlı araştırma yapılmasına rağmen herhangi bir suç unsuru bulunmuyor. Savcılık, suçlamanın sevk maddesi oluşmadığı halde takipsizlik kararı vermek yerine dava açıyor. Fuat Avni hakkında en çok haberi yapan Sabah gazetesi 2 bin 870 haber yapmış. Sabah’ı bin küsür haberle Hürriyet ve Milliyet takip ediyor. Merkez medyanın yargılanmadığı bir yerde Fuat Avni hakkında 87 haber yapan Diken’in de yargılanmaması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Avukat Buse Karataş da suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını belirterek beraat talebinde bulundu. Avukat Yağızcan Veli ise haberlerin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek müvekkillerinin beraatini istedi.
Mütalaasını sunan duruşma savcısı, sanıkların terör örgütü ile iltisaklarının tespit edilemediği, atılı suçu işlediklerine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, eylemin habercilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından her üç sanığın da beraatini talep etti.
Duruşma sonunda hükmünü açıklayan mahkeme heyeti, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle Erdal Güven, Harun Simavi ve Semin Sezerer’in beraatine karar verdi.