Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
T24 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın, “Fuat Avni” adlı Twitter hesabında paylaşılan tweetlerin haberleştirilmesinden dolayı “üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamasıyla yargılanıyor
ÖZGÜN ÖZÇER, İSTANBUL
T24 Genel Yayın Yönetmeni ve P24 kurucu üyesi Doğan Akın, “Fuat Avni” adlı hesabın tweetleri haberleştirildiği için hakkında “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamasıyla açılan davanın 19 Şubat 2020 tarihinde görülen ilk duruşmasında hakim karşısına çıktı.
Akın, Mart 2014 ile Nisan 2016 arasında T24 haber sitesinde 108 adet Fuat Avni tweetinin haberleştirildiği gerekçesiyle 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve P24 tarafından takip edilen davanın ilk duruşmasında savunmasını yapan Akın, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.
Sözlerine T24’ü 1 Eylül 2009’da kendi girişimi olarak kurduğunu ve 10 yıldır yayın politikasını yönettiğini vurgulayarak başlayan Akın, bu süreçte Fethullah Gülen cemaatinin menfaatlerinin aleyhinde görülen çok sayıda habere de T24’te yer verildiğini söyledi.
T24’ün daha yayın hayatının ilk aylarında, 17 Şubat 2010’da “İşte Türkiye’yi karıştıran cemaat dosyası” başlığı altında dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in ortaya çıkardığı Gülen cemaatinin yapılanmasına dair son derece ciddi belgeleri yayınladığının altını çizen Akın, “Tarihe dikkat çekmek istiyorum. İlhan Cihaner’in elindeki 6 bin sayfalık dosyayı hiçbir sindirmeye ve baskıya göz yummadan yayınlayan tek mecra olduğumuzu belirtmek istiyorum” dedi.
Akın savunmasının ilk bölümünde T24’ün İlhan Cihaner’in belgelerinin yanı sıra, halen Fethullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğiyle yargılanan eski Van savcısı Ferhat Sarıkaya’ya yönelik Yüzüncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’yı yolsuzluk iddiasıyla tutuklatarak intihara sürüklediğine dair haberleri de manşetlerine taşıdığını, Zaman gazetesinin DGM’lerin kaldırılmasına karşı çıkan veya Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yönelik suçlamalar içeren haberlerini ağır bir şekilde eleştirdiğini anlattı. Bu yayın politikasından yalnızca kendisinin sorumlu olduğunu tekrarlayan Akın, “10 yıl boyunca T24’ün yayın politikasının doğrusal bir çizgi izlediğini görürsünüz” dedi.
“Fuat Avni hesabını sorgulayan açıklama ve görüşlere de yer verdik”
Akın, T24’ün yayın politikası çerçevesinde Fuat Avni hesabından paylaşılan tweetleri iki temel nedenden dolayı haberleştirdiklerini anlattı: “Birinci nedeni, bu tweetler siyasi parti temsilcilerinin gündemindeydi. Herhangi bir hukuk devletinde siyasetin gündeminde olan bir konuyu bir medya kuruluşu olarak göz ardı edemeyiz. İkinci nedeni, ana akım medyanın gündemindeydi. Hürriyet ve CNNTürk’e, hatta Yeni Şafak’a ve Mynet’e bakın, o dönem benzer haberler yapıldığını göreceksiniz.”
Akın, T24’ün yalnızca Fuat Avni hesabında yer alan tweetlerin haberini yapmadığını, bu hesapta paylaşılan bilgileri sorgulayan açıklamalara ve görüşlere de aynı şekilde yer verdiğini vurguladı. Akın sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki biz Fuat Avni hesabındaki tweetleri haberleştirmişken, hesabı hedef alan açıklamaları da haberleştirmiş miyiz? Evet. Dönemin Adalet ve İçişleri bakanları Bekir Bozdağ ve Efkan Ala’nın açıklamalarına yer vermişiz. Adlî makamların yürüttüğü soruşturmaları da haberleştirmişiz. Medyada bu konuda yazan yazarların yorumlarına ve yapılan önemli açıklamalara da yer vermişiz. Örneğin Hüseyin Gülerce ve Ahmet Taşgetiren’in Fuat Avni hesabıyla ilgili yazılarının haberlerini yapmışız. BirGün gazetesinden Sabah gazetesine bu hesabın arkasında kimler olduğunu sorgulayan ne çıkmışsa onları da haberleştirmişiz.”
Mahkeme başkanının bir sorusu üzerine haberlerde herhangi bir yorum yer almadığını belirten Akın, “Bir darbe girişiminde olan bir yapıya T24’ün veya benim neden bir desteğim olabilir sorusu var. Bu soruya iddianamede bir cevap bulabilmiş değilim” ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının, Today’s Zaman ve Zaman gazetesi eski genel yayın yönetmenleri Bülent Keneş ve Abdülhamit Bilici’nin sosyal medyadan mesajlarına ilişkin sorusu üzerine ise Akın, T24’ün bir haber sitesi olarak her gün onlarca mail ve sosyal medya mesajı aldığını söyledi. Keneş’in bir haberle ilgili tebrik ettiğini, Bilici’nin ise Zaman gazetesine kayyum atanmasına ilişkin bir mesaj attığını belirten Akın, “Dile getirdiği mesaj konusunda meslekî dayanışma çerçevesinde cevap vermiştim” dedi.
Haber yaparken kamuoyunun bilgi edinme haklarını gözettiklerini söyleyen Akın, savunmasını “Burada gazeteciliğin yargılandığını düşünüyorum. Suçlamaları reddediyor, beraatimi istiyorum” sözleriyle noktaladı.
Akın’ın ardından söz alan avukatlarından Aslı Kazan ise mahkemeye hem Ferhat Sarıkaya dosyasında Enver Arpalı’nın ailesinin hem de İlhan Cihaner’in avukatlığını yaptığını söyledi. Bu iki olay kamuoyunun gündemindeyken Gülen cemaati aleyhinde hiçbir medya kuruluşunun haber yapmak istemediğini hatırlatan Kazan, “O dönem haber yaptıracak medya kuruluşu bulamıyorduk, T24’ü arıyorduk” dedi.
Avukatların savunmalarının ardından duruşma savcısı mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcılığa tevdi edilmesini istedi. Avukatlar da soruşturmanın genişletilmesine yönelik herhangi bir talepleri olmadığını belirtti.
Mahkeme, dosyanın mütalaa için savcıya teslim edilmesine karar vererek davayı 17 Nisan 2020 tarihine erteledi. Bir sonraki duruşmada mahkemenin davayı karara bağlaması bekleniyor.