Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Gökçe Fırat Çulhaoğlu

Gökçe Fırat Çulhaoğlu

Ulusal Parti Başkanı ve Türk Solu dergisi yazarı Gökçe Fırat Çulhaoğlu, 31 Ağustos 2016 tarihinde “Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) medya yapılanmasına” yönelik olarak başlatıldığı açıklanan bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında Çulhaoğlu ile birlikte çoğunluğu gazeteci ve akademisyen 35 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Çulhaoğlu, soruşturma haberlerinin ardından İstanbul Adliyesi'ne giderek teslim oldu ve burada polis tarafından savcılık talimatıyla gözaltına alındı. Çulhaoğlu ve aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 diğer kişi 2 Eylül 2016 günü savcılıkta ifade verdi. Aralarında Çulhaoğlu’nun da bulunduğu sekiz kişi tutuklanmaları istemiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.

3 Eylül günü sabaha karşı mahkeme, Çulhaoğlu’yla birlikte gazeteciler Atilla Taş, Murat Aksoy ve Mutlu Çölgeçen’in "Örgüt hiyerarşisine dahil olmaksızın örgüte bilerek, isteyerek yardım etmek" iddiasıyla tutuklanmalarına karar verdi.

Çulhaoğlu ve büyük çoğunluğu gazeteci olan 28 diğer sanık hakkında hazırlanan iddianamede Çulhaoğlu ve diğer sanıklar için “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istendi.

İddianamede, sosyal medya paylaşımları ve bazı kitap ve köşe yazılarından alıntılar kaynak gösterilerek Çulhaoğlu’nun “örgüt adına algı faaliyetlerinde bulunarak örgüt üyesi olduğu kanaatine” varıldığı ifade edildi. Savcılık, iddianamede sıralanan paylaşım ve alıntıları dayanak göstererek, Çulhaoğlu hakkında tutuklamanın “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçlaması ile yapılmış olmasına rağmen, suçlamanın "örgüt üyeliği” olarak vasıflandırıldığını belirtti.

Çulhaoğlu davanın 27-31 Mart tarihlerinde İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmasında savunmasını yaptı. Duruşmanın son gününde duruşma savcısı aralarında Çulhaoğlu’nun da bulunduğu 13 kişinin tahliyesini talep ederken mahkeme heyeti bu 13 kişiyle birlikte davanın 26 tutuklu sanığından toplam 21’inin tahliyesine karar verdi. Ancak aynı gün akşam saatlerinde Çulhaoğlu ve savcının tahliyesini talep ettiği diğer 12 kişiyle hakkında “Anayasal düzeni ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla yeni bir soruşturmanın başlatıldığı bildirildi ve Çulhaoğlu ve diğer sanıklar cezaevinden çıkarken tekrar gözaltına alındı. İki haftalık gözaltı süresinin ardından Çulhaoğlu ve diğer 11 kişi 14 Nisan 2017’de tekrar tutuklandı.

"Örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuksuz yargılandığı “FETÖ medya yapılanması” davasında ise ikinci duruşma 27 Nisan tarihinde yapıldı. Duruşmaya az sayıda gazeteci dışında izleyici alınmadı. Davanın bir sonraki duruşması ise 6 Temmuz’da görüldü. Dava boyunca üçüncü kez değişen mahkeme heyeti duruşma sonunda savcının mütalaası doğrultusunda tüm tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına hükmetti.

Çulhaoğlu ve diğer 12 kişinin darbe suçlamalarıyla ikişer kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılandıkları davanın ilk duruşması ise 16-17 Ağustos 2017 tarihlerinde görüldü. Duruşma sonunda kapatılan Aksiyon dergisi muhabiri Bünyamin Köseli ile kapatılan Bugün gazetesi muhabiri Cihan Acar adlî kontrol şartıyla tahliye edilirken Çulhaoğlu ve diğer sanıkların tutukluluk hâllerinin devamına karar verildi. Mahkeme ayrıca bu davanın devam etmekte olan “FETÖ medya yapılanması davasıyla” birleştirilmesine karar verdi.

İki davanın birleştirilmesinden sonraki ilk duruşma 24 Ekim 2017 günü İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme bu duruşma sonunda gazeteci Murat Aksoy ve kapatılan Meydan gazetesi yazarı Atilla Taş’ın tahliyesine karar verdi.

Davanın 3-4 Aralık tarihinde görülen duruşmasında tahliye kararı çıkmazken, bir sonraki duruşmanın 6 Şubat 2018’de görülmesine karar verildi.

6 Şubat 2018 günü görülen yedinci duruşmada esas hakkındaki mütalaasını veren savcı, 13 sanık hakkındaki “anayasal düzeni bozma” suçlamasının düşürülmesini talep ederken, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Murat Aksoy ve Muhterem Tanık dışındaki tüm sanıkların “FETÖ/PDY örgütü üyeliği” suçlamasından cezalandırılmasını ve Aksoy hariç davada daha önce tahliye edilen tüm sanıkların tekrar tutuklanmasını istedi.

Savcı, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Murat Aksoy ve Muhterem Tanık hakkında ise “FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan ceza istedi. Savcı ayrıca Çulhaoğlu’nun tahliyesini de istedi.

Duruşmanın sonunda Zaman gazetesi eski ekonomi muhabirlerinden Halil İbrahim Balta’nın sağlık sorunları nedeniyle adlî kontrol şartıyla tahliye edilmesine hükmeden mahkeme, avukatların savunma için ek süre talebini göz önüne alarak davayı 22 Şubat’a erteledi.

Davanın 22 ve 23 Şubat 2018'de İstanbul Adliyesi’nde görülen bir sonraki duruşmasında esas hakkındaki savunmalarını sunan 13 sanık arasında bulunan Çulhaoğlu, ikinci gün yaptığı savunmasında kendisine yöneltilen "örgüt üyeliği" suçlamasını reddetti.

Mahkeme, ara kararında firari sanıklar Bülent Ceyhan ve Said Sefa’nın dosyalarının haklarında “örgüt üyeliği” suçundan açılan davalar nedeniyle ayrılmasına, ayrıca tutuklu yargılanan sanıklardan Emre Soncan’ın da dosyasının ayrılarak hakkında açılan yeni bir davayla birleştirilmesine hükmetti. Bu ara kararlar sonucunda davadaki toplam sanık sayısı 29’dan 26’ya indi.

6 yıl 3 ay hapis cezası

Davanın bir önceki celsede esas hakkındaki savunmaların tamamlanamaması üzerine 7-8 Mart 2018 tarihlerine ertelenen karar duruşmasında savunmaların ardından hükmünü açıklayan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında Çulhaoğlu’nun da bulunduğu 23 sanığı “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla hapis cezasına çarptırdı.

Çulhaoğlu ve diğer 10 sanık, alt sınırdan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılırken, mahkeme tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hâllerinin “hükmen tutuklu” olarak devamına karar verdi.

İstinaf kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, 22 Ekim 2018 tarihli kararında gazetecilerin istinaf taleplerini esastan reddetti. Mahkeme ayrıca tutuklu sanıkların tutukluluk hâllerinin devamına hükmetti. Avukatların duruşma taleplerine karşın duruşmasız olarak verilen istinaf kararında, dosyada mevcut delillerin suçun ispatı bakımından yerinde ve yeterli olduğu ve yerel mahkemenin kararının hukuka uygun olduğu ifade edildi.

Yargıtay kararı ve tahliye

Davaya ilişkin temyiz incelemesini 16 Mart 2020 tarihinde tamamlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, aralarında Çulhaoğlu'nun da bulunduğu sekiz sanık hakkında verilen hükümleri bozdu. Davada hapis cezasına mahkum edilen 17 gazeteci hakkında verilen hükümleri ise onadı. Mayıs ayında Yeni Şafak gazetesi tarafından duyurulan karar, 8 Haziran 2020 tarihinde UYAP’a yüklenmesi ile resmîyet kazandı.

Çulhaoğlu ile birlikte Ahmet Memiş, Cemal Azmi Kalyoncu, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız hakkında “örgüt üyeliği” suçundan verilen hükümleri bozan Yargıtay, bu sanıkların suça konu eylemlerinin örgüt üyesi olarak kabul edilmelerine yeterli olmadığını söyledi.

Yargıtay kararının tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin hükümleri bozmasının ardından İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, dava kapsamında tutuklu bulunan altı gazetecinin tahliyesine karar verdi.

Mahkeme, 15 Haziran 2020 tarihli tensip zaptıyla Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yetkin Yıldız, Ahmet Memiş, Cemal Azmi Kalyoncu, Ünal Tanık ve Yakup Çetin'in tahliye edilmelerine karar verdi. Dava kapsamında 2016 yılından beri tutuklu bulunan Çulhaoğlu, 15 Haziran 2020 gece saatlerinde Silivri Cezaevinden tahliye edildi. Tensip zaptında, hakkındaki hükümler bozulan sekiz sanık hakkında yeniden yargılama için 4 Kasım 2020 tarihi belirlendi.

 

Cezaevi koşullarına ilişkin anketimize Gökçe Fırat Çulhaoğlu tarafından verilen yanıtlara bu bağlantıdan erişebilirsiniz.

Yukarı