Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Gazeteci Hakan Aygün, Covid-19 salgını nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatılan bağış kampanyasına ilişkin bir sosyal medya paylaşımında yer alan "Ey İBAN edenler..." ifadesi gerekçe gösterilerek 2 Nisan 2020 tarihinde Bodrum’da gözaltına alındı.
Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Aygün, 3 Nisan 2020 günü tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Aygün, aynı gün Bodrum Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararıyla tutuklanarak Muğla E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderildi. Aygün hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası ve Eğitimciler Birliği Sendikası'nın şikâyetçi olduğu öğrenildi.
Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6 Nisan 2020 tarihinde hazırlanan iddianamede, Aygün tarafından yapıldığı iddia edilen Mart ve Nisan 2020 tarihli beş sosyal medya paylaşımının “kamu güvenliği açısından, açık ve yakın bir tehlikeyi ortaya çıkardığı ve kamu güvenliği ve düzenini bozacak mahiyette olduğu” iddia edildi. Savcı, Aygün’ün “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” (TCK 216/1) ve “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” (TCK 216/3) suçlarından cezalandırılmasını istedi. İddianame, Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Davanın ilk duruşması 6 Mayıs 2020 tarihinde Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılan Aygün savunmasında, suçlamaya konu paylaşımlarında hakaret ve aşağılama çabasında olmadığını, sadece eleştiri amacıyla paylaştığını söyledi. Mahkeme, Aygün’ün tutuklulukta geçirdiği süreyi göz önüne alarak tahliyesine karar verdi.
İkinci iddianame
Tahliye edildiği gün Aygün hakkında ikinci bir iddianame düzenlendi. İlk iddianamede yer almayan, ancak hakkındaki soruşturmanın ve tutuklama kararının gerekçesi olduğu iddia edilen sosyal medya paylaşımına ikinci iddianamede yer verildi. Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 6 Mayıs 2020 tarihli ikinci iddianamede de aynı savcının imzası yer aldı. Savcı, sosyal medya hesabından “IBAN suresi ayet 1, Ey IBAN edenler… Biz size ayrı bankalardan IBAN numaraları verdik ki IBAN edesiniz diye, hiç şüphesiz ki ahiret gününde IBAN edenle IBAN etmeyenler ayrılacaktır” paylaşımını yapan Aygün’ün, “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamaktan” cezalandırılmasını istedi.
Savcılık, mahkemeden iki iddianamenin birleştirilmesini ve Aygün hakkındaki yargılamanın birleştirilen dosya üzerinden yürütülmesini talep etti. Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 15 Mayıs 2020 tarihinde iki iddianamenin birleştirilmesine karar verdi.
27 Ekim 2020 tarihinde görülen üçüncü duruşmada Aygün, hakkında hazırlanan ikinci iddianame ile ilgili savunma yaptı. Hakkındaki suçlamaları reddeden Aygün, “Dini değerleri aşağılama suçunun oluşabilmesi için fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması gerekir. İddianamede, suçun unsurlarından biri olan ‘kamu barışının bozulması’ şartının ne şekilde oluştuğu izah edilmemiştir. Ayrıca tweette İslam dininin değerleri de aşağılanmamıştır. Bir sureden veya ayetten alıntı yapılarak yazı yazılması suç oluşturmaz” ifadelerini kullandı.
Aygün’e ait olduğu belirtilen dijital materyallerin bir kısmının henüz incelenmediği belirtilerek dava 19 Ocak 2021 tarihine ertelendi.
Davanın dördüncü duruşmasında mahkeme, Aygün’ün sosyal medya paylaşımlarının “kamu barışını bozup bozmadığının” araştırılmasına karar vererek davayı 9 Mart 2021 tarihine erteledi.
Davanın 9 Mart 2021 tarihinde görülen beşinci duruşmasında mütalaasını sunan savcı, Aygün’ün 31 Mart 2020 tarihli "Ey İBAN edenler..." ifadesinin yer aldığı paylaşımı gerekçesiyle “dini değerleri aşağılama” suçlamasıyla cezalandırılmasını, eylemin basın-yayın yoluyla gerçekleştiği gerekçesiyle verilecek cezanın TCK 218/1 uyarınca yarı oranında artırılmasını, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçunun unsurlarının oluşmaması nedeniyle bu suçtan beraatine karar verilmesini talep etti.
Aygün, davanın 16 Mart 2021 tarihinde görülen karar duruşmasında 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Savcılığın mütalaası doğrultusunda karar veren mahkeme, Aygün’ü Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 6 Mayıs 2020 tarihli ikinci iddianamesinde suçlama konusu edilen “Ey IBAN edenler…” ifadesinin yer aldığı paylaşımı nedeniyle “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama” (TCK 216/3) suçundan 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Buna göre Aygün, beş yıl süreyle denetime tabi olacak.
Mahkeme, Aygün hakkında tutuklanmasının hemen ardından düzenlenen 6 Nisan 2020 tarihli ilk iddianamede yöneltilen “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” (TCK 216/1) ve “dini değerleri aşağılama” (TCK 216/3) suçlamalarından ise atılı suçların yasal unsurlarının oluşmaması gerekçesiyle beraatine hükmetti.
Anayasa Mahkemesi başvurusu
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, gazeteci Hakan Aygün’ün sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklanmasının, Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını ihlâl ettiğine hükmetti.
AYM, Aygün’e 40 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. AYM'nin 12 Ocak 2021 tarihli kararı Resmi Gazete’de 23 Şubat 2021 tarihinde yayımlandı.