Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

İnfaz düzenlemesi Meclis Genel Kurulunda kabul edildi

İnfaz düzenlemesi Meclis Genel Kurulunda kabul edildi

90 bin kişinin tahliyesinin önünü açan 70 maddelik yasada muhalefetin itirazlarına rağmen gazeteciler, siyasetçiler ve insan hakları savunucuları kapsam dışı bırakıldı

 

AKP ve MHP gruplarının ortak hazırladığı infaz düzenlemesine ilişkin 70 maddelik "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" 14 Nisan gününün ilk dakikalarında TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Tasarıya AKP ve MHP gruplarından 279 kabul oyu verilirken CHP, HDP ve İyi Parti'den toplam 51 milletvekili tasarının reddi için oy kullandı.

Yasa tasarısının eşitlik ve adalet ilkelerine aykırı olduğunu savunan muhalefet partilerinin Meclis Genel Kurulundaki tartışmalar sırasında sundukları değişiklik önergeleri Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran AKP ve MHP gruplarının oylarıyla reddedildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayının ardından yürürlüğe girmesi beklenen düzenleme ile 90 bin civarında mahkûm tahliye edilecek. Ancak yasa kapsamının dışında kalan gazeteciler, siyasetçiler, insan hakları savunucuları, öğrenciler ve diğerleri Covid-19 salgını tehdidine rağmen cezaevinden çıkamayacak.

Yasa ile 30 Mart 2020'den önce işlenen suçlarda, denetimli serbestlik süresi, bir kereye özgü olmak üzere 1 yıl yerine 3 yıl olarak uygulanacak. Terör suçları, cinsel suçlar, uyuşturucu madde ticaret suçu, kasten adam öldürme suçu, kadına karşı şiddet suçu hariç olmak üzere, diğer suçlar bakımından kalıcı infaz oranı 1/2 olarak düzenlendi. 65 yaşını doldurmuş yaşlılar, 0-6 yaş arası çocuğu bulunan kadınlar ve adli tıp raporu çerçevesinde kendisine bakamayacak durumda olan hastaların cezalarının belirli şartlarla konuttan infazı da mümkün hale getirildi. Ancak çoğu Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında yargılanan gazeteciler, siyasetçiler ve insan hakları savunucuları bu düzenlemelerin de dışında tutuldu.

TMK kapsamında yargılananlar kapsam dışı

Eşit bir düzenleme getirmediği gerekçesiyle taslağa itiraz eden CHP ve HDP’li vekiller, TBMM Adalet Komisyonunda 3 Nisan tarihinde kabul edilen teklife muhalefet şerhi koymuştu. Şerh koyan vekiller TBMM Genel Kurulunda da düşünce ve ifade özgürlüğünü kullandığı halde TMK kapsamında yargılanıp hüküm giyen gazeteciler, siyasetçiler ve insan hakları savunucularını kapsamayan teklifin eşitlik ilkesine, Anayasa’ya, Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmelere ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı olduğunu söyledi. Yapılan tüm itirazlara rağmen teklifte TMK kapsamında hüküm giyenler için lehte herhangi bir değişiklik yapılmadı.

Öte yandan teklifin görüşmelerinde sona yaklaşılırken AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, AKP Milletvekilleri Oya Eronat, Recep Özel, Jülide İskenderoğlu ve Ali Özkaya’nın verdiği bir önergeyle infaz indiriminden yararlanamayacak suçlar arasına MİT Kanunu'na karşı işlenen suçlar da dahil edildi. 13 Nisan gecesi geç saatlerde kabul edilen değişiklik, geçtiğimiz ay Libya'da hayatını kaybeden MİT görevlisinin cenazesiyle ilgili haber nedeniyle MİT Kanununa muhalefetten tutuklanan Odatv yöneticileri Barış Pehlivan, Barış Tekoğlu, muhabir Hülya Kılınç, Yeni Yaşam gazetesi yöneticileri Ferhat Çelik ve Aydın Keser ile Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel’in de ileride infaz indiriminden faydalanmalarının engellenmesine yönelik olduğu gerekçesiyle eleştirildi.

MİT tarafından sorgulama

Meclis görüşmeleri esnasında infaz paketinde yapılan bir diğer değişiklik ile de terör suçlarıyla ilgili bilgilerin araştırılması için “ilgili makam” ya da savcılıkların talebi ve sulh ceza hâkiminin kararıyla, mahkûmların cezaevinden alınabilmelerine de olanak verildi. Bu düzenlemeyle, savcılıkların yanı sıra istihbarat birimleri de tutuklu ve hükümlüyü cezaevinden alarak sorgulayabilecek.

Artırılmış kapasitesi 220 bin olmasına rağmen 300 bine yakın mahkumun tutulduğu cezaevlerinde aşırı doluluk problemi yaşanıyor. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 13 Nisan günü yaptığı açıklamada cezaevlerinde Covid-19 vakalarının görüldüğünü ilk kez resmi olarak doğrulamıştı. Gül, 5 açık ceza infaz kurumunda toplam 17 hükümlüde Covid-19 tespit edildiğini bildirmiş, bunlardan 3'ünün vefat ettiğini birinin de yoğun bakımda olduğunu açıklamıştı. Gül'ün açıklamasına göre 79 cezaevi personelinin koronavirüs testleri de pozitif çıktı.

Bu gelişmenin ardından gazeteci ve yazar Ahmet Altan'ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu, 3,5 yıldır Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan 70 yaşındaki Altan'ın acilen tahliyesini talep eden bir dilekçeyi Yargıtay 16. Ceza Dairesine iletilmek üzere İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesine sunmuştu

Aralarında P24, Article 19 ve Uluslararası Af Örgütünün de bulunduğu 27 hak örgütü, 30 Mart tarihinde bir ortak açıklama yayımlayarak infaz indirimi düzenlemesinde eşitlik ilkesinin gözetilmesi ve haksız yere hapsedilen gazeteci, hak savunucuları ve diğer kişilerin bir an önce tahliye edilmesi çağrısında bulunmuştu.

Açıklamada, Türkiye’de terörle mücadele yasalarının son derece muğlak olduğu ve yaygın bir şekilde gazetecilere, muhalif siyasi aktivistlere, avukatlara, insan hakları savunucularına ve muhalif görüşlerini ifade eden diğer kişilere karşı kullanıldığı belirtilmiş, pek çok kişinin sadece muhalif görüş açıkladığı için, hakkında şiddete bulaştığına dair hiçbir kanıt olmaksızın uzun süre tutuklu kaldığı ya da terör suçlamalarıyla mahkum edildiği belirtilmişti.

Yukarı