Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Tanınmış ekonomist ve köşe yazarı Mehmet Altan, kardeşi roman yazarı ve kapatılan Taraf gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan ile birlikte 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında 10 Eylül 2016 tarihinde gözaltına alındı.
Gözaltı gerekçesi 14 Temmuz gecesi yine sonradan kapatılan Can Erzincan TV’de beraber katıldıkları bir televizyon programında darbe girişimiyle ilgili “sübliminal mesajlar” vermek olarak açıklandı ancak yaygın uluslararası tepki sonrasında bu suçlamanın soruşturmanın sonraki aşamalarında düştüğü görüldü.
Altan kardeşler 21 Eylül 2016 tarihinde savcılık tarafından sorgulandı. Sorgu tutanaklarına göre Mehmet Altan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek,” “terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü propagandası yapmakla” suçlandı. 22 Eylül’de İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği Mehmet Altan’ın tutuklanmasına karar verdi. Kararda, 15 Temmuz darbe girişiminin ardında olmakla suçlanan ve “Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)” olarak nitelenen grubun 17 ve 25 Aralık 2013 tarihindeki soruşturmalarla hükümeti devirmeye çalıştığı, Altan’ın da örgütün bu hedefini bilmesine rağmen örgütün yayın organlarında yazılar yazıp programlar yaparak örgütü desteklediği belirtildi. Kararda ayrıca Mehmet Altan’ın, kardeşi Ahmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak ile birlikte katıldığı Can Erzincan TV’de 14 Temmuzda yayımlanan programdaki sözleriyle “darbe çağrısında” bulunduğu savunuldu.
Altan kardeşlerin avukatları 8 Kasım 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne Ahmet ve Mehmet Altan için ayrı ayrı başvurdu. Mahkemeden bir cevap gelmeyince benzer başvurular Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) 12 Ocak 2017 tarihinde yapıldı. Şubat ayında AİHM, başvuruların resmi öncelik verilmese de en kısa sürede görüşüleceğini bildirdi. Haziran ayında ise AİHM aralarında Altan kardeşler, Nazlı Ilıcak ve Murat Aksoy’un bulunduğu tutuklu yedi gazetecinin başvuruları hakkında Türk hükümetinden savunma istedi. Mahkeme, hükümete 4 Ekim 2017 tarihine kadar yanıtlaması isteğiyle gazetecilerin tutukluluğuna dair sekiz soru yöneltti.
İddianame
Altan kardeşlerin de aralarında bulunduğu toplam 17 kişi hakkında düzenlenen iddianamenin hazır olduğu ve İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildiği 15 Nisan 2017 tarihinde Anadolu Ajansı tarafından duyuruldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Can Tuncay tarafından, “FETÖ’nün medyadaki unsurlarının darbe girişimindeki rolü” başlığı altında hazırlanan iddianame 247 sayfadan oluşuyordu. İddianamede, Altan kardeşler ve Ilıcak hakkında “Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme,” “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” suçundan da 7 buçuk yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası talep edildi.
İddianamenin tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir.
Duruşmalar
Silivri 9 No'lu Cezaevinde tutuklu bulunan Mehmet Altan, hakkındaki davanın 19-23 Haziran 2017 tarihlerinde İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmasında hâkim karşısına çıktı. Mahkeme heyeti dava kapsamında tutuklu olarak yargılanan altı kişinin tutukluluğunun devam etmesine karar verdi. Mehmet Altan’ın 21 Haziran 2017 günü duruşmada yaptığı savunmanın tam metni buradan okunabilir.
Altan, davanın 19 Eylül 2017'de görülen ikinci duruşmasında yaptığı savunmada suçlamaları bir kez daha reddetti, tutukluluk koşullarının olmadığını belirtti. Altan'ın savunmasının tam metni buradan okunabilir.
Davanın 13 Kasım 2017'de görülen üçüncü duruşmasında Altan kardeşlerin soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunan avukatları salondan çıkartıldı, avukatların reddi hâkim talebi reddedildi. Duruşmayla ilgili haberi buradan okuyabilirsiniz. Mahkeme duruşma sonunda tüm tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar verdi.
Davanın 11 Aralık 2017de görülen dördüncü duruşmasında ise esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, Mehmet Altan ve diğer tüm tutuklu sanıkların "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçunu düzenleyen TCK 309/1. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılmalarını istedi. Duruşmaya SEGBİS'le bağlanan Mehmet Altan, esas hakkındaki savunmasını yapmak için süre istedi. Duruşmayla ilgili ayrıntılı habere buradan ulaşılabilir.
Altanlar davasının karar duruşması 12-16 Şubat 2018 tarihlerinde görüldü. İlk oturumu 12 Şubat'ta Çağlayan'da görülen duruşma, mahkeme başkanının kararıyla sonraki günlerde Silivri'ye taşındı. Son savunmaların yapıldığı duruşmada Mehmet Altan savunmasının içeriği konusunda mahkeme başkanının uyarılarına maruz kaldı. Savunmasına Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurusu hakkındaki kararını hatırlatarak başlayan Mehmet Altan, Anayasa Mahkemesi kararıyla hakkında ortaya konulan delillerin tutuklama için bile yeterli olmadığının ortaya konduğunu ancak mahkemenin iki üyesinin Anayasa’nın AYM kararlarının bağlayıcı olduğunu belirten Anayasa’nın 153. Maddesini çiğnedikleri için “hâlâ cezaevinde zorla tutulduğunu” söyledi. Bu noktada mahkeme başkanı tarafından sadece hakkındaki suçlamalar hakkında konuşması için uyarılan Altan, savunmasına yazılı metnin bir kısmını atlayarak devam etti. Mehmet Altan’ın yazılı savunmasının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz. Beş günlük duruşma sonunda kararını açıklayan mahkeme heyeti, Mehmet Altan'ı, birlikte gözaltına alındığı kardeşi Ahmet Altan ve diğer dört tutuklu sanıkla birlikte "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları
Anayasa Mahkemesi, 11 Ocak 2018 günü Mehmet Altan adına yapılan bireysel başvuruya ilişkin kararında, tutukluluk halinin Altan'ın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü haklarını ihlâl ettiğine hükmetti. Ancak yargılamayı gerçekleştiren İstanbul 26. Ağır Ceza ve itiraz mercii olarak görev yapan İstanbul 27. Ağır Ceza mahkemeleri Altan'ın avukatlarının Anayasa Mahkemesi'nin verdiği hükmün gereğinin yerine getirilerek Altan'ın tahliye edilmesine ilişkin taleplerini reddetti.
Anayasa Mahkemesi'nin Mehmet Altan'ın başvurusuna ilişkin kararının tam metnine buradan ulaşılabilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Mehmet Altan ve Şahin Alpay başvurularına dair beklenen kararlarını 20 Mart 2018 günü açıkladı. Mahkeme, Türk üyenin karşı oyu nedeniyle altıya bir oy çokluğuyla aldığı kararlarında, her iki başvuruda da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesince düzenlenen özgürlük ve güvenlik hakkının ve 10. maddede düzenlenen ifade özgürlüğünün ihlâl edildiğine karar verdi. Mahkeme yine her iki başvuruda da 18. madde uyarınca karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.
AİHM'in Mehmet Altan'ın başvurusuna ilişkin kararına buradan ulaşılabilir.
İstinaf mahkemesinin tensip zaptıyla tahliye
Avukatların istinaf başvurusunu inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, 27 Haziran 2018 günü hazırladığı tensip zaptıyla Mehmet Altan'ın Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca tahliye edilmesine karar verdi. Mehmet Altan, aynı gün Silivri Cezaevinden tahliye edildi.
Davanın istinaftaki ilk duruşması 21 Eylül 2018 tarihinde görüldü. Duruşmada tüm sanıklar yeniden savunma yaptı.
Mehmet Altan'ın savunmasının tam metnine bu bağlantıdan ulaşılabilir.
Savunmalarının ardından esas hakkında mütalaasını açıklayan savcı, ilk yargılamadaki suçlamada ısrar ederek sanıkların TCK 309/1 maddesi uyarınca “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılmalarını talep etti. “Sanıkların medyanın çeşitli vasıtalarıyla dile getirdikleri her türlü açıklama ve görüşlerin” kişilerin can ve mal varlıklarına yönelik “tehdit ve şantaj niteliğinde olduğunun kabulü gerekir” diyen savcı, sanıkların tutukluluk hâllerinin de devamını talep etti. Tutuklu sanıkların tutukluluk hâllerinin devamına hükmeden mahkeme, esas hakkında savunmaların hazırlanması için davayı 2 Ekim 2018 tarihine erteledi.
İstinaf yargılamasının 2 Ekim 2018 günü görülen ikinci duruşmasında sanıklar esas hakkındaki mütalaaya karşı nihai savunmalarını yaptılar.
Mehmet Altan’ın istinaf yargılamasındaki nihai savunmasının tam metnine bu bağlantıdan ulaşılabilir.
Savunmaların ardından hükmünü açıklayan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, sanık avukatlarının istinaf başvurularını esastan reddetti. Mahkeme ayrıca Ahmet Altan dâhil beş tutuklu sanığın da tutukluluklarının devamına hükmetti. Savunma avukatları kararı Yargıtay’a götüreceklerini belirttiler.
Yargıtay'ın bozma kararı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, davaya ilişkin 8 Ocak 2019 tarihinde Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderdiği tebliğnamede, aralarında Mehmet Altan, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın da bulunduğu altı kişi hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının bozulmasını istedi. Tebliğnamede, Altan kardeşler ve Ilıcak'ın “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan değil, “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan yargılanmaları gerektiği ifade edildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tebliğnamesine bu bağlantıdan erişilebilir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tebliğnamesi doğrultusunda karar veren Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Mehmet Altan ve kardeşi Ahmet Altan'ın aralarında bulunduğu altı sanık hakkında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını bozdu. Mehmet Altan’ın avukatlarının “kararın hâkim onayından çıkmadığı gerekçesiyle” ulaşamadığı Yargıtay kararı, 5 Temmuz 2019 günü Anadolu Ajansı (AA) tarafından duyuruldu.
Daire, Mehmet Altan'ın hakkında yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiğine hükmetti. Gerekçede, Altan’ın ikametinde F serisi 1 dolar bulundurmasının, Bank Asya nezdindeki hesap hareketlerinin ve ByLock üzerinden görüşen üçüncü şahısların mesaj içeriklerinde adının geçmesinin isnat edilen suçlara dair yeterli ve inandırıcı delil niteliği taşımadığı gözetilerek, Altan’ın ispat edilemeyen suçlardan beraatine karar verilmesi gerektiği kaydedildi. Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden yargılama için dosya ilk derece mahkemesi olan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Yeniden yargılama
Bozma kararının ardından dosyayı yeniden görecek olan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden yargılama için 8 Ekim 2019 tarihine gün verdi. Mahkeme, 18 Temmuz 2019 tarihli tensip zaptında, Mehmet Altan’ın duruşmaya “zorla getirilmesine” karar verdi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin nöbetçi heyeti, Mehmet Altan hakkında verilen duruşmaya “zorla getirilme” kararını 24 Temmuz 2019 günü oluşturduğu bir ara kararla geri aldı.
Altanlar ve Ilıcak davasında yeniden yargılama 8 Ekim 2019 tarihinde İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Mahkeme, daha önce Mehmet Altan, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın da aralarında bulunduğu altı kişi hakkında verdiği ağırlaştırılmış müebbet cezalarının bozulmasına yönelik Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin verdiği karara uyulmasına hükmetti. Mahkeme, tutuklu sanıklar Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül’ün tahliye taleplerini ise reddetti.
Davada tutuksuz yargılanan tek sanık Mehmet Altan’ın yurt dışına çıkış yasağını kaldıran mahkeme, Yargıtay’ın hükmü gereğince Mehmet Altan’ın beraati yönünde bir karar vermedi. Kararla birlikte yeniden yargılama süreci, sanıklara yöneltilen suçlamaların vasıfları değişerek İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. Davanın bir sonraki duruşması için 4 Kasım 2019 tarihi belirlendi.
Beraat kararı
Yargıtay'ın bozma kararının ardından yeniden görülen Altanlar davasının ikinci duruşması, 4 Kasım 2019 günü İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davayı hükme bağlayan mahkeme, dava kapsamında 2016 yılının Eylül ayından 2018 yılının Haziran ayına kadar 1 yıl 9 ay süreyle tutuklu olarak Silivri Cezaevinde kalmış olan Mehmet Altan hakkında cezalandırılmasına yeter kesin delil bulunmaması nedeniyle beraat kararı verdi ve Altan’a uygulanmakta olan adlî kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına hükmetti.
Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan 10 yıl 6 ay ve 8 yıl 9 ay hapisle cezalandırılmalarına ve tutuklulukta geçirdikleri süre göz önünde bulundurularak tahliyelerine hükmeden mahkeme, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül'ün ise “örgüt üyeliği” suçundan cezalandırılmalarına ve tutukluluklarının devamına karar verdi.
OHAL Komisyonu başvurusu
Olağanüstü Hâl (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonu, hakkında “anayasayı ihlâl” suçlamasıyla dava açıldıktan sonra KHK ile İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edilen Mehmet Altan’ın göreve iade başvurusunu reddetti. Komisyon, 6 Aralık 2018 tarihli kararına gerekçe olarak Altan’ın yargılanıyor olmasını ve hakkında hazırlanan bir idari raporu gösterdi. Karar Altan’a 8 Ocak 2019 günü tebliğ edildi.
Tutuklanması Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce haksız bulunan Altan, hakkındaki yargılama süreci sona ermeden başvurusunu reddeden OHAL Komisyonu başkan ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Altan’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu tarafından kaleme alınan dilekçede, başkan ve üyelerin Anayasaya aykırı hareket ettikleri belirtilerek, yargılanmaları istendi. Komisyon üyelerinin görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri öne sürülen dilekçede başkan ve komisyon üyelerinin her biri için ayrı ayrı ceza davası açılmasına karar verilmesi talep edildi.