Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
En son kapatılan Yeni Hayat gazetesinde köşe yazarlığı yapan ve aynı zamanda ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlarından biri olan Murat Aksoy, 1 Eylül 2016 tarihinde toplam 35 gazeteci ve akademisyen hakkında yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı. 2 Eylül’de hâkim karşısına çıkan Aksoy "Örgüt hiyerarşisine dahil olmaksızın örgüte bilerek, isteyerek yardım etmek" suçlamasıyla tutuklandı.
Aksoy ve çoğunluğu gazeteci 28 kişi hakkında daha sonra hazırlanan iddianamede Aksoy ve diğer sanıklar değişik tarihlerdeki yazı ve sosyal medya paylaşımları delil gösterilerek “terör örgütü üyeliği” ile suçlandı ve 15’er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları istendi.
Tahliye kararı ve yeniden gözaltı
27 Mart 2017 tarihinde Aksoy ve diğerleri yargılandıkları davanın ilk duruşması için hâkim karşısına çıktı. Beş gün süren oturumlarda savcılık aralarında Aksoy’un da bulunduğu 13 kişi için tahliye talep etti. Davayı gören İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti 31 Mart 2017 tarihindeki duruşma sonunda Aksoy’la birlikte toplam 21 kişinin tahliye edilmesine karar verdi. Ancak tahliyeler gerçekleşmeden savcı tarafından tahliyesi istenen ve aralarında Aksoy’un da bulunduğu 13 kişi haklarında bu kez “darbeye iştirak” suçlamalarıyla açılan yeni bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı; geri kalan sekiz kişi ise tahliyelerine yapılan itirazın kabul edilmesiyle tekrar tutuklandı. Tahliye kararı veren 25. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimleri ve duruşma savcısı da geçici olarak görevden uzaklaştırıldı.
Davanın üçüncü duruşması 6 Temmuz 2017 tarihinde görüldü. Dava boyunca üçüncü kez değişen mahkeme heyeti, duruşma sonunda savcının mütalaası doğrultusunda tüm tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar verdi.
Aksoy ve diğer 12 kişi hakkında "darbe" suçlamasıyla ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması ise 16-17 Ağustos 2017 tarihlerinde görüldü. Duruşma sonunda kapatılan Aksiyon dergisi muhabiri Bünyamin Köseli ile kapatılan Bugün gazetesi muhabiri Cihan Acar adlî kontrol şartıyla tahliye edilirken Aksoy ve diğer sanıkların tutukluluk hâllerinin devamına karar verildi. Mahkeme ayrıca bu davanın devam etmekte olan “Silahlı terör örgütü üyeliği” davasıyla birleştirilmesine karar verdi.
İki davanın birleştirilmesinden sonraki duruşma 24 Ekim 2017'de İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme bu duruşma sonunda Aksoy ve kapatılan Meydan gazetesi yazarı Atilla Taş'ın tahliyesine karar verdi.
6 Şubat 2018 tarihinde görülen yedinci duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, 13 sanık hakkındaki “darbe” suçlamasının düşürülmesini talep ederken, Murat Aksoy, Gökçe Fırat Çulhaoğlu ve Muhterem Tanık dışındaki tüm sanıkların “FETÖ/PDY örgütü üyeliği” suçlamasından cezalandırılmasını ve Aksoy hariç davada daha önce tahliye edilen tüm sanıkların tekrar tutuklanmasını istedi. Savcı, Murat Aksoy, Gökçe Fırat Çulhaoğlu ve Muhterem Tanık hakkında ise “FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan ceza istedi. Avukatların savunma için ek süre talebini göz önüne alan mahkeme, davayı 22 Şubat 2018 tarihine erteledi.
Davanın 22-23 Şubat 2018 tarihlerinde görülen duruşmasında savunmalar tamamlanamayınca dava 7-8 Mart 2018 tarihlerine ertelendi. Murat Aksoy, son savunmasını 7 Mart günü yaptı. Yazılarında daha özgür, daha demokratik ve daha adaletli bir Türkiye amaçlarını öne çıkarttığını söyleyen Aksoy, yazılarında kendi düşüncelerini ifade ettiğini, kimseden talimat almadığını söyledi. Aksoy'un 7 Mart günü yaptığı savunmanın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz. Duruşmanın ikinci gününde savunmaların tamamlanmasının ardından hükmünü açıklayan mahkeme heyeti, Aksoy'un “örgütün hiyerarşik yapısına dâhil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 2 yıl 1 ay hapisle cezalandırılmasına hükmetti.
İstinaf kararıyla kesinleşen hapis cezası
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, 22 Ekim 2018 tarihinde istinaf taleplerini esastan reddederek davada verilen cezaları onadı. Avukatların duruşma taleplerine karşın duruşmasız olarak verilen istinaf kararında, dosyada mevcut delillerin suçun ispatı bakımından yerinde ve yeterli olduğu ve yerel mahkemenin kararının hukuka uygun olduğu ifade edildi. Bu karar sonucunda, Murat Aksoy ve Atilla Taş’a verilen hapis cezaları beş yıldan az olması sebebiyle kesinleşti. Kararın ardından, Atilla Taş 9 Kasım 2018 günü İstanbul'daki evinde gözaltına alınarak tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Aksoy'a ise 13 Kasım 2018 tarihinde yapılan bir tebligatta hapis cezasının infazı için 10 gün içinde Cumhuriyet Başsavcılığına başvurması gerektiği bildirildi. Aksoy, 22 Kasım 2018 günü yeniden cezaevine gönderildi. Aksoy, cezasının kalan kısmını denetimli serbestlik kapsamında geçirmek üzere 4 Ocak 2019 tarihinde cezaevinden tahliye edildi.
İstinaf aşamasının ardından Yargıtay’a gönderilen dosya ile ilgili 10 Aralık 2018 tarihinde tebliğnamesini sunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, cezaların onanması yönünde görüş bildirerek dosyayı 31 Ocak 2019 tarihinde Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderdi.
Anayasa Mahkemesi başvurusu
Anayasa Mahkemesi, internet sitesinde yer verdiği 26 Nisan 2019 tarihli bir duyuruda, Murat Aksoy'un da aralarında bulunduğu 10 gazetecinin bireysel başvurusunu 2 Mayıs 2019 tarihli Genel Kurul gündemine aldığını açıkladı.
Anayasa Mahkemesi, Aksoy'un başvurusunda, birinci ve ikinci tutuklama kararı yönünden Anayasa’nın 19. Maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ve Anayasa’nın 26. ve 28. Maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlâl edildiğine oyçokluğuyla karar verdi. AYM, Aksoy'a net 30 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Kararın tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir.
Yargıtay kararı
Temyiz incelemesini 2020 yılının Mart ayında tamamlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 26 sanıklı davada 17 gazeteci hakkında verilen hükümleri onadı, sekiz gazeteci hakkındaki hükümlerin ise bozulmasına karar verdi. Mayıs ayında Yeni Şafak gazetesi tarafından duyurulan karar, 8 Haziran 2020 tarihinde UYAP’a yüklendi.
Daire, 16 Mart 2020 tarihinde oybirliğiyle aldığı kararda, Murat Aksoy ile birlikte Abdullah Kılıç, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Habip Güler, İbrahim Balta, Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç ve Ufuk Şanlı hakkında verilen hükümleri onadı.
Kararda, “vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu” söylendi.