Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni ve Punto24 Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24) kurucu üyesi Murat Sabuncu, 31 Ekim 2016 tarihinde Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarına yönelik bir operasyon kapsamında 12 diğer kişiyle birlikte gözaltına alındı.
Aynı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, "PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine muzahir olduklarına, 2 Nisan 2013 tarih ve 2013/4 sayılı yönetim kurulu toplantısında alınan vakıf üyeliğine seçim kararının usulsüz olduğuna, 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre öncesinde darbeyi meşrulaştırıcı yayınlar yapıldığına dair iddia ve tespitler üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı'mızca FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçlarından bir kısım şüpheliler hakkında 18 Ağustos 2016 soruşturma başlatılmıştır" denildi.
5 Kasım’da aralarında Sabuncu’nun da bulunduğu dokuz Cumhuriyet yöneticisi ve yazarı “terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlamasıyla tutuklandı.
Daha sonra aralarında Sabuncu’nun da bulunduğu toplam 19 kişi hakkında hazırlanan ve İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, Sabuncu hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” suçlamasıyla 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi.
Sabuncu’ya yöneltilen suçlamaya dayanak olarak ise “FETÖ/PDY terör örgütü nedeniyle” hakkında soruşturma bulunan ve bu grubun gizli mesajlaşma programı olduğu iddia edilen ByLock adlı uygulamanın kullanıcısı olan kişilerle iletişim kayıtları ve Sabuncu’nun Twitter hesabındaki bazı paylaşımları gösterildi.
İddianamede, Sabuncu’nun 1 Eylül 2016 tarihinden itibaren Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni olması sebebiyle “gazetede bu dönemde çıkan manipülatif haberlerden, bu haberlerin seçimi ve aktarılış tarzından sorumluluğunun bulunduğu” öne sürüldü.
Sabuncu’nun 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşması 24 Temmuz’da görülmeye başlandı.
İlk gün evraklarına cezaevinde el konduğu için savunmasını yapamayan Sabuncu, duruşmanın ikinci gününde yaptığı savunmasında “Türkiye’de bağımsız gazeteciliğin bedeli tutuklanmak ve cezaevine konmak, iddianamenizi beş ay boyunca cezaevinde beklemek ve ilk kez savunma için 9 ay mahkemenin başlamasını beklemek. Biz bunların hepsini yaşadık” dedi.
Gazetenin bazı manşetleriyle ilgili suçlamalara cevap veren Sabuncu, bu manşetlerden biriyle ilgili olarak “’Cadı Avı Başladı’ manşetini anlatmaya gerek yok, karşınızdayız” diye konuştu.
Sabuncu, “Zaman zaman ailem ya da milletvekili arkadaşlar ‘Süreçte sana en ağır gelen neydi?’ diye sordular. Evimin basılması mı? Terörle Mücadele’de bodrum katında bekletilmem mi? Çocuğu olan 47 yaşındaki bir adam olarak Silivri Cezaevi’nde pantolonumu çıkarmaya zorlanmam mı? Bir gazeteci olarak, manşetlerin üstünden geçmem bana ağır geliyor. Burada yargılananlar 28 ile 60 yıl arasında gazetecilik yapmış kimseler. Cumhuriyet gibi laikliğin, demokrasinin savunulduğu gazetedeki insanlara FETÖ suçlaması yöneltilmesi bana zor geliyor. Bugün burada duruşma salonunda Cumhuriyet manşetlerini ortaya koyup ‘şöyle şöyle’ demek zor geliyor,” dedi.
Beş gün süren duruşma sonunda ara kararını açıklayan mahkeme, aralarında Sabuncu'nun da bulunduğu dördü gazeteci beş kişinin tutukluluklarının devamına karar verdi. Mahkeme, tutukluluğun devamı kararında "delillerin korunması" gerekliliğine vurgu yaptı.
Davanın bir sonraki duruşması 11 Eylül’de görüldü. Tahliye kararı çıkmayan duruşmayla ilgili habere buradan ulaşılabilir.
Davada üçüncü duruşma ise 25 Eylül günü Çağlayan’da görüldü. Üç tanığın dinlendiği duruşmanın sonunda Cumhuriyet köşe yazarı Kadri Gürsel tahliye edildi.
Davanın 31 Ekim’de görülen dördüncü duruşmasında adlî bilişim uzmanı Tuncay Beşikçi ByLock kullanımıyla ilgili ifade verdi. Duruşmada mahkemeye soruşturma savcısınca gönderilen yeni bir belge sanık avukatlarının itirazına rağmen sunulurken yine tahliye kararı çıkmadı.
Davanın 25 ve 26 Aralık’ta görülmesi planlanan duruşması ise tutuklu sanıklardan Ahmet Şık’ın savunmasının “siyasi” olduğu gerekçesiyle kesilip Şık’ın salon dışına çıkarılmasıyla beklenenden kısa bir sürede sona erdi. Duruşmanın ilk günü mahkeme başkanının Şık’ı “duruşma düzenini bozma” gerekçesiyle salon dışına çıkarttırmasının ardından Cumhuriyet avukatları reddi hâkim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti bunun üzerine duruşmada dinlenmesi beklenen iki tanığın dinlenmesinin mümkün olmayacağına karar verdi.
Ara karardan önce söz alan Sabuncu ise Şık’ın savunmasına müsaade edilmediği için kendisinin de savunma yapmayacağını söyledi. "Bir savunma hazırlamıştım, okumak istiyordum ama Ahmet Şık savunmasını yapamadığı için doğal olarak ben de yapmayacağım," diyen Sabuncu "Sizden tek bir talebim var; arkadaşım aşağıda yalnız duruyor, onun yanına gitmek istiyorum,” diye konuştu. Tutuklu yargılanan Akın Atalay da aynı nedenle savunma yapmadı.
Mahkeme ara kararında Sabuncu dahil tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin ve diğer sanıklara uygulanan adlî kontrol tedbirlerinin devam etmesine hükmetti.
Davanın 9 Mart 2018 günü Silivri Cezaevi yerleşkesindeki mahkeme salonunda görülen altıncı duruşmasında ise mahkeme heyeti Murat Sabuncu ve Ahmet Şık'ın tahliye edilmelerine karar verdi. İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın tutukluluk hâlinin devamına hükmeden mahkeme, davayı 16 Mart tarihine erteledi.
Murat Sabuncu 9 Mart gecesi Silivri Cezaevi'nden tahliye edildi.
Davanın 16 Mart’ta Silivri’de görülen yedinci duruşmasında mütalaasını açıklayan savcı, aralarında tutuksuz yargılanan Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu'nun da bulunduğu 13 Cumhuriyet gazetesi yazarı ve çalışanı hakkında “örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım suçundan” 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep etti.
Mahkeme, esas hakkında mütalaaya karşı savunmaların alınacağı bir sonraki duruşmanın 24-27 Nisan arasında dört gün boyunca Silivri’de görülmesini kararlaştırdı.
Davanın 25 Nisan günü sona eren karar duruşmasında mahkeme 14 gazete çalışan ve yöneticisine 8 yıl 1 ay 15 güne varan hapis cezaları verdi.
Davayı gören İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu'ya “terör örgütüne yardım” suçlamasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine hükmetti. Mahkeme tüm sanıkların “görev nedeniyle güveni kötüye kullanmak” suçlamasından beraatlerine karar verirken, mahkûmiyet alan tüm tutuksuz sanıklara adlî kontrol uygulanmasına karar verdi.
Davada haklarında yakalama kararı bulunan Can Dündar ve İlhan Tanır’ın dosyalarının ise ayrılmasına karar verildi.
İstinaf mahkemesi kararı
İstinaf mahkemesi olarak görev yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 18 Şubat 2019 tarihinde ilk derece mahkemesinin kararını onadı.
Mahkeme, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında “usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu” gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine karar verdi.
Kararın tam metnine bu bağlantıdan ulaşılabilir.
Karar, beş yılın altında hapis cezasına çarptırılan Kadri Gürsel, Bülent Utku, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik ve Emre İper’in cezalarının kesinleştiği anlamına geliyor.
Beş yılın üzerinde hapis cezalarına çarptırılan Murat Sabuncu, Ahmet Şık, Akın Atalay, Aydın Engin, Hikmet Çetinkaya ve Orhan Erinç yönünden ise kararın Yargıtay’da temyiz yolu açık bulunuyor.
Anayasa Mahkemesi başvurusu
Anayasa Mahkemesi, internet sitesinde yer verdiği 26 Nisan 2019 tarihli bir duyuruda, Murat Sabuncu'nun ve Cumhuriyet davasında birlikte yargılandığı Kadri Gürsel, Ahmet Şık, Akın Atalay ve Önder Çelik'in de aralarında bulunduğu 10 gazetecinin bireysel başvurusunu 2 Mayıs 2019 tarihli Genel Kurul gündemine aldığını açıkladı.
2 Mayıs 2019 günü Murat Sabuncu, Akın Atalay, Ahmet Şık ve Önder Çelik ile beş diğer Cumhuriyet çalışanının başvurularını inceleyen AYM, hak ihlâli olmadığına karar verdi.
Yargıtay kararı
Cumhuriyet davası kapsamında beş yıldan fazla hapis cezası alan Sabuncu’nun temyiz başvurusunu değerlendiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 16 Temmuz 2019 tarihinde hazırladığı tebliğnamede, Sabuncu’ya “silahlı terör örgütüne yardım etme” suçundan verilen hapis cezasının bozulmasını ve beraatine karar verilmesini talep etti.
12 Eylül 2019 tarihinde dosyayı karara bağlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Sabuncu hakkında “örgüte yardım suçunun” oluşmadığını ve beraatinin gerektiğini belirterek Cumhuriyet davasında verilen kararlar için bozma isteyen Yargıtay Başsavcılığı'nın tebliğnamesi doğrultusunda hüküm kurdu.
Karar, gerekçesi yazıldıktan sonra yeniden İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek.