Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Olağanüstü Hâl’de Gazeteciler - 120

Olağanüstü Hâl’de Gazeteciler - 120

Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat serbest kalırken 20’si tutuklu 29 kişinin yargılandığı “FETÖ medya davasında” tahliye çıkmadı

 

Kamuoyunda “RedHack davası” olarak bilinen davada tutuklu olarak yargılanan gazeteciler Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat 6 Aralık günü İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmanın sonunda tahliye edildiler. Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın RedHack tarafından ele geçirilip sızdırılan e-maillerinin haberleştirilmesi nedeniyle açılan davada toplam altı gazeteci yargılanıyor. Öğreten ve Kanaat’in serbest bırakılmasıyla davada tutuklu yargılanan sanık kalmadı. Altı gazeteci "örgüt üyeliği", "örgüt propagandası, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri değiştirme veya yok etme" iddiasıyla yargılanıyor. Diken eski editörü Tunca Öğreten, BirGün gazetesi çalışanı Mahir Kanaat DİHA Haber Müdürü Ömer Çelik, DİHA muhabiri Metin Yoksu, Yolculuk Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Eray Sargın ve ETHA Haber Müdürü Derya Okatan 25 Aralık 2016'da gözaltına alınmıştı. Altı gazeteci 24 günlük gözaltı süresinin ardından 17 Ocak'ta adliyeye sevk edildi. Öğreten, Kanaat ve Çelik tutuklanırken diğer üç isim serbest bırakıldı. 24 Ekim 2017 günü görülen ilk duruşmada tutuklu sanıklardan kapatılan DİHA Haber Müdürü Ömer Çelik tahliye edilmişti. Duruşmada bilirkişi raporunun mahkemeye henüz ulaşmadığı görüldü. Ardından söz alan Öğreten "Savaş muhabirliği dahil mesleğin her türlü zorlu ve tehlikeli alanında görev yaptım, ancak kendimi hiç bu kadar tehlikede hissetmemiştim. Kendini hacker olarak tanıtmaktan imtina etmeyen, adı sanı bilinmeyen birinin iftirasıyla bir yıldır özgürlüğümden, eşimden mahrum bırakılmış durumdayım,” diye konuştu. “Hiçbir terör örgütüyle uzaktan yakından ilişkim yoktur, gelecekte olması da mümkün değildir” diyen Öğreten, "Evrensel hukuk, ifade ve basın özgürlüğü ve gazetecilik ilkeleri temel alındığında neden bir yıldır tutuklu olduğumuza cevap veremiyorum. Belli ki bu sorunun yanıtı sizde de yok” diye konuştu. Öğreten yakın zamanda “Paradise Papers” adıyla pek çok siyasi lider ve işadamı hakkında belgelerin sızdırıldığını ve bu konuda pek çok haber yapıldığını hatırlattı ve, “Benim yaptığım haberle neredeyse birebir benzerlik taşıyan bu haberler nedeniyle ne bir gazeteci gözaltına alındı ne de tutuklandı” dedi. Ardından konuşan Mahir Kanaat ise dava dosyasında bahsi geçen Twitter yazışma grubunun iddia edildiği gibi kendisinin kurmadığını, kendisine yönelik suçlamalara kaynaklık eden ve bilgisayarında bulunan 17-25 Aralık iddianamesinin ise internetten kolayca bulunabildiğini anlattı. Hakkındaki “FETÖ üyeliği” suçlamasını reddeden Kanaat, “Ben devrimci bir ailenin çocuğu olarak doğdum. Öyle de yetiştirildim. Okul hayatında ve iş hayatımda hep 'Tek yol devrim' diyenler vardı. Ve ben o güzel insanlardan hiç ayrılmadım. Muhtemelen de ölene kadar ‘tek yok devrim’ diyenlerle beraber olacağım,” diye konuştu. Davanın bir sonraki duruşması 3 Nisan 2018’de görülecek. 29 sanıklı medya davasında tahliye yok “FETÖ medya davası” olarak adlandırılan ve aralarında gazeteci Murat Aksoy ve kapatılan Meydan gazetesi yazarı Atilla Taş’ın da bulunduğu büyük çoğunluğu gazeteci 29 kişinin yargılandığı davanın görülmesine 3-4 Aralık tarihinde İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. P24’ün mahkeme salonundan takip ettiği duruşma sonunda mahkeme heyeti tutuklu yargılanan 20 gazetecinin tümünün tutukluluklarının devamına karar verdi. Dava 6 Şubat tarihine ertelendi. İki gün süren duruşma tanıkların dinlenmesiyle başladı. Duruşmada tanıklara bir önceki duruşmada tahliye edilen Bünyamin Köseli, hakkında yakalama kararı bulunan Sait Sefa ve tutuklu sanıklar Bayram Kaya, Ahmet Memiş ve Muhammed Sait Kuloğlu hakkında sorular sorulurken toplam altı tanık dinlendi. Duruşmaya İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nden bağlanan tanık kapatılan Aksiyon dergisi muhabiri Bünyamin Köseli hakkında verdiği ifadesinde Köseli’nin “himmet” adı altında para topladığına dair bilgisi olduğunu ancak kendisinin buna tanık olmadığını söyledi. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nden bağlanan bir diğer tanık ise kapatılan Zaman muhabiri Bayram Kaya’yı üniversite yıllarından tanıdığını belirterek 2006 yılı civarında birlikte bir Kuran kursuna ve Fethullah Gülen grubunun “sohbet” diye adlandırılan dinî toplantılarına katıldıklarını söyledi. Ancak bunun üzerine söz alan Kaya, kendisinin 2005-2006 yıllarında İngiltere’de olduğunu söyledi. Daha sonra duruşmaya İzmir’den bağlanan tanığın sanık Muhammed Sait Kuloğlu hakkındaki ifadesi alındı. Tanık Kuloğlu’nu üniversite yıllarından ve arkadaşları aracılığıyla tanıdığını söylerken mahkeme başkanı Kuloğlu’nun “FETÖ üyeliği” suçlamasıyla yargılandığını hatırlatıp bu konuyla ilgili bilgilerini sordu. Tanık bunun üzerine o konuda bilgisi olmadığını söyledi. Duruşmada Sait Sefa’nın kurucusu olduğu Haberdar sitesinin eski çalışanları da tanık olarak dinlendi. Tanıklara Sait Sefa ve Ahmet Memiş hakkında sorular soruldu. Tanıklar Haberdar’ın bir haber sitesi olduğunu, kendilerinin bu çerçevede çalıştıklarını, sanıkların FETÖ bağlantıları ile ilgili bir bilgilerinin olmadığını söylediler. Twitter’da Fuat Avni adlı hesaptan atılan tweetlerin haberleştirilmesiyle ilgili bir soruya cevap veren eski Haberdar çalışanı bir tanık, tweetlerin haber değeri taşıdığı için haberleştirildiğini, bunun dışında bir bilgiye sahip olmadığını söyledi. Tanık ifadelerinin ardından mütalaasını açıklayan savcı, tüm tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını istedi. Daha sonra tanık beyanlarına ilişkin olarak söz alan sanıklardan Seyit Kılıç ve Ufuk Şanlı HTS kayıtlarına dayalı ByLock raporlarına itiraz ederek telefon HTS kayıtlarıyla ByLock kullanımını gösterdiği iddia edilen telefon HTS kayıtlarının birbiriyle çeliştiklerini örneklerle anlattı. Tutuklu yargılanan Zaman eski ekonomi muhabiri Halil İbrahim Balta sağlık sorunları nedeniyle tutukluluğun işkenceye dönüştüğünü söyleyip tahliyesini isterken, davanın bir önceki duruşmasında sağlık nedenleriyle tahliye edilen Skolyoz hastası Davut Aydın duruşmalardan vareste tutulmasını istedi. Gazeteci ve akademisyen davalarında yoğun takvim Onlarca gazeteci ve akademisyen devam eden ya da yeni başlayan duruşmalarda bu hafta ve önümüzdeki hafta hâkim karşısına çıkıyor. Gazeteci davalarında toplamda 70’in üzerinde kişi yargılanırken Barış için Akademisyenler girişimi olarak imzaladıkları bildiri nedeniyle “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla haklarında dava açılan akademisyenlerden 46’sı da bu hafta ilk kez hâkim karşısına çıkıyor. 4 Aralık ile 15 Aralık tarihleri arasında görülen gazeteci davaları şöyle: 4 Aralık: Aralarında gazeteci Murat Aksoy ve eski şarkıcı Atilla Taş’ın da bulunduğu 20’si tutuklu toplam 29 kişinin yargılandığı davaya devam edildi. İki gün süren duruşma 5 Aralık günü tamamlandı. 4 Aralık: Kapatılan Taraf gazetesi yöneticileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur ile Taraf muhabiri Mehmet Baransu ve Tuncay Opçin'in yargılandığı davanın altıncı duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 5 Aralık: Gazeteci yazar Ahmet Altan’ın “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandığı dava İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Altan aynı gün İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “terör propagandası” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ilk duruşmasında savunma yaptı. 6 Aralık: “RedHack davasının” ikinci duruşması İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davada toplam altı gazeteci Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın sızdırılan e-maillerinin haberleştirilmesi nedeniyle yargılanıyor. 8 Aralık: Aralarında Şahin Alpay, Ali Bulaç, Mümtazer Türköne gibi kapatılan Zaman gazetesinin eski yazarlarının da bulunduğu toplam 31 kişinin “darbe” suçlamalarıyla yargılandığı “Zaman davasının” ikinci duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. 11 Aralık: Aralarında Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın da bulunduğu yedi kişinin “darbe” suçlamalarıyla yargılandığı davanın dördüncü duruşması İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. 15 Aralık: Kapatılan DİHA muhabiri Nedim Türfent’in “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davanın beşinci duruşması Hakkâri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Akademisyenlerin yargılandığı davaların görülmesine ise İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Mahkeme, 5 Aralık’ta 10 imzacı akademisyenin ilk duruşmasını gördü. 7 Aralık’ta ise toplam 35 akademisyenin duruşmasının görülmesi beklenirken bir akademisyen de 14 Aralık’ta hâkim karşısına çıkacak. Taraf davası 31 Ocak’a ertelendi Kamuoyunda "Balyoz Darbe Planı" davası olarak bilinen ancak “Egemen Harekât Planı’’ başlıklı savaş planlarının yayımlanmasını konu alan davanın altıncı duruşmasında Taraf gazetesinin eski yönetici ve yazarlarının yargılanmasına 4 Aralık günü devam edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya davanın tek tutuklu sanığı Taraf eski muhabiri Mehmet Baransu katıldı. Baransu’nun avukatının davadan çekilmesi nedeniyle Baransu’yu temsil etmesi için Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) uyarınca barodan bir avukat görevlendirildi. Duruşmada Baransu savunma belgelerine cezaevinde el konduğunu, bu yüzden savunma yapamayacağını söyledi. Baransu ayrıca savunmasını yapmak için talep ettiği kitapların kendisine verilmediğini de söyledi. Mahkeme başkanının Baransu’ya ByLock kullanıcısı olduğuna dair HTS raporu bulunduğunu söylemesi üzerine Baransu bu raporun kendisine verilmediğini söyledi. Ardından mütalaasını açıklayan savcı, Baransu’nun savunma için süre talebinin yargılamayı uzatma amaçlı olduğunu söyleyerek talebin reddini istedi. Ara kararı açıklayan mahkeme heyeti Baransu’nun tutukluluğunun devamına hükmetti. Baransu’nun kitaplarla ilgili talebini reddeden mahkeme avukat kısıtlılık kararının ise kaldırılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca davanın tüm sanıkları ve sanıkların eşleri hakkında ByLock raporu talep etti. Dava 31 Ocak’a ertelendi. Davada Taraf Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Taraf Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar ve Taraf Gazetesi eski Yazıişleri Müdürü Yıldıray Oğur'un 52 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Altan, Çongar ve Oğur, "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma", "Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme", "Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama" ile suçlanıyorlar. Altan, Çongar ve Oğur savunmalarını davanın 2 Eylül 2016’da görülen ilk duruşmasında yapmaları sonrasında duruşmalardan vareste tutulmuşlardı. Davada Baransu ile hakkında tutuklama kararı bulunan Tuncay Opçin ise diğer suçlamalara ek olarak "Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçlamasıyla da karşı karşıya bulunuyor. Baransu ve Opçin'in 35 yıldan 75 yıla kadar hapsi istenirken, Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur’un ise 20'şer yıldan 52 yıl 6'şar aya kadar hapsi talep ediliyor. TV10 kameramanı tutuklandı İstanbul’da 25 Kasım sabahı gözaltına alınan kapatılan TV10 kameramanı Kemal Demir 1 Aralık günü tutuklandı. Demir ve bir başka TV10 çalışanı olan Kemal Karagöz’ün 25 Kasım günü düzenlenen ev baskınlarında yedi diğer kişiyle birlikte gözaltına alındığı bildirildi. Demir ve Karagöz beş günlük gözaltı süresinin ardından 1 Aralık’ta İstanbul Adliyesine gönderildi. Karagöz adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Demir tutuklandı. Demir’in örgüt üyeliği iddiasıyla tutuklandığı bildirildi. Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat’in tahliyesi ve Demir’in tutuklanmasıyla Türkiye’de tutuklu veya hükümlü olarak bulunan cezaevinde bulunan gazeteci sayısı en az 152 oldu. Ayrıntılı listeye buradan ulaşılabilir. Ahmet Altan “hakaret” ve “terör propagandası” davasında savunma yaptı Gazeteci yazar Ahmet Altan’ın “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “terör propagandası” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 5 Aralık günü İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yargılandığı “darbe” davasından tutuklu bulunan Altan, duruşmaya Silivri Cezaevi’nden SEGBİS’le katılarak savunma yaptı. “Ezip Geçmek” başlıklı köşe yazısındaki bazı ifadeler nedeniyle yargılanan Altan, aynı yazının “darbe teşebbüsü” suçlamalarıyla yargılandığı davada da kanıt olarak gösterilmesine atıfla davada çelişkiler ve mantıksızlıklar bulunduğunu söyledi. Altan, darbe davasında kardeşi Mehmet Altan, gazeteci Nazlı Ilıcak ve dört diğer sanıkla birlikte 11 Aralık Pazartesi günü tekrar hâkim karşısına çıkacak. Her iki dava da İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülüyor. Altan’ın mahkemede yaptığı savunmanın tam metni buradan okunabilir. Duruşmada avukat Ergin Cinmen, Yargıtay 18. Daire'nin yazarın bir başka davada “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla verilen mahkûmiyetini bozan kararını dosyaya sundu. Altan’ın diğer avukatı Figen Albuga Çalıkuşu ise davada düşüncenin ve ifadenin ne yargılandığını söyledi. Çalıkuşu “Yargılanan yazıda cebir şiddet çağrısı yok, böyle bir çağrı olmadıkça terör propagandası olmaz,” diye konuştu. Duruşma sonunda ara karar açıklayan mahkeme heyeti yargılamaya konu yazının bir diğer davada da yargılanıyor olması nedeniyle davaların birleştirilmesinin incelenmesini kararlaştırdı. Davanın bir sonraki duruşması 4 Ocak 2018’de görülecek. Altan aynı gün İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandığı bir başka davada hâkim karşısına çıktı. Dava 26 Nisan’a ertelendi. Deniz Yücel’e uygulanan tecrit sona erdi Die Welt Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’ndeki tecridinin son bulduğu açıklandı. Yücel’in eşi Dilek Mayatürk Yücel, Twitter hesabında 3 Aralık günü paylaştığı mesajda Yücel’in tutuklu Habertürk eski koordinatörü Oğuz Usluer’le aynı avluyu paylaşacağını ancak ayrı hücrelerde olacaklarını duyurdu. Yücel’in kalacağı hücrenin yine tek kişilik olacağı bildirildi. Dihaber muhabiri Selman Keleş’e yeniden tutuklama kararı Sekiz ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan kapatılan Dihaber muhabiri Selman Keleş ile Van İpekyolu Belediyesi çalışanı Arif Aslan hakkında 6 Aralık günü yeniden tutuklama kararı çıkarıldı. Keleş ve Aslan "Terör örgütü üyeliği" iddiasıyla 8 ay tutuklu kaldıktan sonra 21 Kasım tarihinde görülen ilk duruşmalarında tahliye olmuşlardı. Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen tahliye kararına savcılık itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Keleş ve Aslan'ın tekrar tutuklanmaları için yakalama kararı çıkardı. Keleş ve Aslan'ın avukatları bir üst mahkemeye itirazda bulunacak. DİHA muhabiri Berivan Altan’a 1 yıl 3 ay hapis cezası Mersin’de 11 Ağustos’ta gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Berivan Altan 5 Aralık günü yargılandığı davanın ilk duruşmasında “örgüt propagandası” suçlamasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza ertelendi. Duruşma Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkemede okunan iddianamede, Altan’ın 25 Mayıs ve 12 Haziran 2016 tarihlerinde yaptığı haberler ve bir müzik videosunu sosyal medyada paylaşması suç delili olarak gösterildi. Arşivci ve yayıncı Emin Şakir tutuklandı Türkiye’de yayınlanan sol yayınları arşivleyip solyayin.com adlı web sitesinde erişime açan Emin Şakir 28 Kasım günü bu çalışması nedeniyle tutuklandı. Şakir’in bundan iki yıl önce hakkında gizlilik kararı bulunan bir soruşturma kapsamında evi basılarak aranmış, arşivine, bilgisayarlarına, telefonuna ve hard disk’lerine el konmuştu. 28 Kasım günü mahkeme önüne çıkan Şakir, evinde ele geçirilen dijital yayınlar ve İzmir’deki Gezi eylemlerine katılması gerekçe gösterilerek “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla tutuklandı.

 

Türkiye’de tutuklu ya da hükümlü olarak hapiste bulunan tüm gazetecilerin, Olağanüstü Hâl kapsamında kapatılan basın yayın kuruluşları, vakıf ve derneklerin listelerine buradan erişebilirsiniz. 

Yukarı