Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Özgürlükçü Demokrasi davasında 5 isme ceza

Özgürlükçü Demokrasi davasında 5 isme ceza

“Örgüt üyeliği” suçlamasından tüm sanıkların beraatine karar veren mahkeme, 4 gazeteciye “örgüte üye olmamakla birlikte yardım” suçundan hapis cezası verdi

CANSU PİŞKİN, İSTANBUL 

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin üçü tutuklu 14 çalışanının “silahlı terör örgütüne üye olmak,” “terör örgütlerinin yayınlarını basmak veya yayınlamak” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamalarıyla yargılandıkları davanın karar duruşması, 28 Haziran 2019 günü İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

P24’ün izlediği duruşmada, 15 aydır tutuklu bulunan sanıklar Mehmet Ali Çelebi, İhsan Yaşar, Reyhan Hacıoğlu ve tutuksuz sanıklar İshak Yasul, Hicran Urun, Pınar Tarlak ve Ramazan Sola ile avukatları hazır bulundu. Tutuksuz sanıklardan Mizgin Fendik ise duruşmaya Hakkari’den SEGBİS ile katıldı.

Önceki celse esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, Urun, Çelebi, Yasul, Yaşar, Hacıoğlu ve Tarlak’ın “silahlı terör örgütüne üye olmak,” “terör örgütlerinin yayınlarını zincirleme şekilde basmak veya yayınlamak” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından cezalandırılmalarını; tutuksuz sanıklar Sola ve Fendik’in “üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmek” suçundan cezalandırılmalarını istemişti. Savcı, hakkında yakalama kararı bulunan altı gazete çalışanının dosyasının ise ayrılmasını talep etmişti. 

Davanın karar duruşmasında, sanıklar esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunarak tahliye ve beraat taleplerini yinelediler.

Tarlak savunmasında, “Özgürlükçü Demokrasi gazetesi vergiye mükellef olan bir gazete. Bu gazetede ofis içi işleri yapıyordum. Çalıştığım gazete, YAY-SAT ile Türkiye’nin her yerine dağıtılıyordu. Ben bu gazetede sigortalı çalıştım. Şimdi ben bu gazetede çalıştım diye suçlanıyorum. Gazetede çalışan suçluysa, gazetenin dağıtımını yapan bayiler de, satan herkes de suçlu” dedi. Hakkındaki suçlamaları reddeden Tarlak, beraatini istedi.

Sola da esasa ilişkin beyanında el konulan dijital materyallerinin iadesini ve beraatini talep etti.

“Gazetecilik kriminalize ediliyor”

On beş aydır tutuklu yargılanan gazetenin imtiyaz sahibi İhsan Yaşar savunmasında herhangi bir örgütle bağlantısı olmadığını belirterek, “Bu gazeteyi bir gelir kapısı olarak aldım. Üzerime atılı suçlamayı reddediyorum. Evimde bulundurduğum silahın örgüt silahı olduğunu kabul etmiyorum” diyerek tahliyesini ve beraatini istedi.

Gazetenin editörleri arasında bulunan ve tutuklu yargılanmakta olan Mehmet Ali Çelebi de savunmasında şunları söyledi: “Adalet, ayrıştırma ve kutuplaştırmanın panzehiridir. İddia makamı ayrıştırıcı bir dille iddianame hazırlamıştır. Suçlamaların hepsi gazetecilik faaliyetidir. Gazetecilik kriminalize ediliyor, gazetecilik hapsediliyor, rehin tutuluyor. Hukukta soyut deliller olmaz ama bizler soyut delillerle aylardır tutukluyuz. Yargıçlar hata yapmamalıdır. Yargıçların hatası insanların aylarına, senelerine mal olabilir. Adaletin, vicdanın, düşünce ve ifade özgürlüğünün beraatini istiyorum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum.”

Çelebi’nin ardından önceki celse tahliye edilen gazeteci Hicran Urun savunma yaptı. Urun de iddianamede kendilerine yöneltilen suçlamaların somut delillere dayanmadığını söyledi. Urun, “Gazetecilik ve gazetecilik faaliyetlerimiz ile gazetenin muhalif yayın çizgisi yargılanıyor. İktidar kendinden olmayanı terörist görüyor, yargı da buna hizmet ediyor. Ülkenin itibarını yitirmesinin nedeni biz değil, basın ve ifade özgürlüğüne ket vuran yargılamalardır” diyerek beraatini istedi.

“Gerçekleri ortaya çıkarmak isteyenler yargılanıyor”

Gazetenin yine önceki celse tahliye edilen Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İshak Yasul da savunmasında, tarafına yöneltilen suçlamaların somut delillere dayanmadığını belirtti. Yasul, “Bir gazeteci iktidarın politikalarını eleştirebilir. İktidarın savaş politikalarını eleştirdiğimiz için yargılanıyoruz” diyerek beraatini istedi.

Tutuklu yargılanmakta olan gazeteci Reyhan Hacıoğlu ise savunmasında şöyle konuştu: “On beş aydır mesleğimi ve gazeteciliğin suç olmadığını savunuyorum. On beş aydır, bana ait olmayan, gözaltına alındığım evden alınan dijital materyallerden çıkan deliller sebebiyle tutukluyum. Burada bulunmamızın tek sebebi gerçeklerin iktidarı rahatsız etmesidir. Toplum, ahlâklı ve vicdanlı medyaya sahip değilse katiline hayranlık duyar. Şu an Türkiye’de yaşanan da bu. Biz gerçekleri dile getirme sorumluluğumuzu yerine getirdik. Karşılığında da 15 aydır tutukluyuz. Gerçekleri saklayanlar değil, ortaya çıkarmak isteyenler cezalandırılıyor. Mahkemeniz aracılığıyla gazeteciliğin suç değil hak olduğunun teyit edilmesini isteriz. Beraatimi talep ediyorum.”

Son olarak, duruşmaya SEGBİS’le bağlanan tutuksuz sanık Mizgin Fendik de beraatini talep etti.

“Yazdıklarıyla değil okuduklarıyla suçlanıyorlar”

Bir kısım sanıklar müdafii avukat Özcan Kılıç, iddianamede sanıklara atılı “örgüte yardım” ve “örgüte üyelik” suçlamalarının somut unsurlarının olmadığını belirterek tahliye ve beraat talebinde bulundu. Bir kısım sanıklar müdafii Sercan Korkmaz da, “Somut deliller yok. Olmayan delilin neden olmadığını kanıtlamaya çalışır durumdayız. İddianame o kadar yetersiz ki, müvekkillerin bilgisayarlarından girdikleri haber siteleri suç sayılmış. Yani yazdıklarıyla değil, okuduklarıyla suçlanmışlar” diye konuştu.

Savunmaların tamamlanmasının ardından hükmünü açıklayan mahkeme, Pınar Tarlak, Ramazan Sola ve Mizgin Fendik’in tüm suçlamalardan beraatine karar verdi.

Mahkeme, gazeteciler Hicran Urun, Reyhan Hacıoğlu ve İshak Yasul’a “örgüte üye olmamakla birlikte yardım” suçundan ayrı ayrı 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi. Yasul’a ayrıca “örgüt propagandası” suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası veren mahkeme, Mehmet Ali Çelebi’nin de “örgüte üye olmamakla birlikte yardım” suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti.

Gazetenin İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar’a “silah bulundurmaktan” 10 ay hapis cezası veren mahkeme, cezayı 500 TL para cezasına çevirdi.

Mahkeme, kararla birlikte Hacıoğlu, Çelebi ve Yaşar için tahliye kararı verdi. Hakkında tahliye kararı verilen Çelebi’nin başka bir dosyadan cezası olması sebebiyle tahliye edilemeyeceği öğrenildi.

Karar istinaf mahkemesine taşınacak.
Yukarı