Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Seda Taşkın

Seda Taşkın

Mezopotamya Ajansı muhabiri Seda Taşkın, 20 Aralık 2017’de Muş’ta haber takibi yaptığı sırada “hakkında ciddi ihbar var” denilerek gözaltına alındı. 

Dosyasına “kısıtlılık kararı” getirilen Taşkın, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece 23 Aralık günü adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Taşkın’a emniyet sorgusu esnasında sosyal medya hesaplarında “YPG propagandası yaptığı” suçlaması yöneltildiği öğrenildi.

Taşkın, serbest kalmasına yönelik karara savcılığın 27 Aralık’ta bir üst mahkemeye yaptığı itiraz üzerine, 22 Ocak 2018 günü Ankara’daki evine düzenlenen polis baskınında yeniden gözaltına alındı.

Taşkın, 23 Ocak günü Bitlis Sulh Ceza Hakimliği tarafından SEGBİS üzerinden ifadesinin alınmasının ardından “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Taşkın hakkında Muş Cumhuriyet Savcılığı tarafından Mart ayı başında hazırlanan iddianame Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Taşkın’a “Terör örgütü propagandası” ve “örgüt üyeliği” suçlamaları yöneltilen 47 sayfalık iddianamede Taşkın’ın haber kaynaklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları suçlamalara dayanak olarak gösterildi.

Seda Taşkın hakkındaki iddianameye bu bağlantıdan erişilebilir.

Taşkın’ın ilk duruşması 30 Nisan’da Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Sincan Kadın Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanan Seda Taşkın, Muş’a kentteki kültür ve dayanışma derneği ile ilgili bir haber yapmak için geldiğini söyledi. Gözaltı süresince fiziksel ve psikolojik baskılara maruz kaldığını, avukatla görüşmesinin de kısıtlandığını belirten Taşkın, “Gözaltına alındığım ilk gün çıplak arama dayatıldı, bunu kabul etmediğimde ise bunun zorla yapılacağı söylenildi. İkinci günümde avukatımla sadece 5 dakika görüştürüldüm ve öncesinde yine çıplak aramaya maruz kaldım. Hastaneye gidip gelirken ring aracına binmek istemediğimde ise fiziki olarak darp edildim. Bunların da mahkeme tarafından değerlendirilmesini istiyorum” dedi.

Taşkın’ın avukatı ise soruşturma sırasında çok sayıda hukuksuzluk yaşandığını belirtti ve dosyaya giren evrakta Taşkın hakkında e-postayla yapılan ihbarın Emniyet Genel Müdürlüğü mensuplarına ait resmî mail adreslerinde görülen “egm uzantılı bir adresten” gönderildiğinin açıkça ortaya konduğunu vurguladı.

Mahkeme, duruşma sonunda Taşkın’ın tutukluluğunun devamına karar vererek davayı 2 Temmuz tarihine erteledi.

Davanın 2 Temmuz 2018 tarihinde görülen ikinci duruşmasında mahkeme heyeti Taşkın’ın tutukluluğunun devamına hükmederken, avukatların ihbarın kimin tarafından yapıldığının tespit edilmesine dair taleplerini yine reddetti ve davayı 12 Eylül tarihine erteledi.

Davanın 12 Eylül 2018’de Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen üçüncü duruşmasında esas hakkında mütalaasını veren savcı, Taşkın’ın “örgüt üyeliği” ve “zincirleme propaganda yapmak” suçlarından cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme, Taşkın’ın tutukluluğunun devamına hükmederken, avukatların savunmaları için süre talebi üzerine davayı 10 Ekim 2018 tarihine erteledi.

10 Ekim’deki son duruşmanın ardından kararını açıklayan Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi Taşkın’ı “örgüt üyesi olmadan örgüte yardım ve yataklık suçundan” 4 yıl 2 ay, “örgüt propagandası” suçundan ise 3 yıl 4 ay olmak üzere toplam 7.5 yıl hapis cezasına mahkûm etti.

Kararın istinaf mahkemesine götürülmesi sürecinde Taşkın’ın Ankara’daki Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki tutukluluğu devam etti.

Taşkın, istinaf mahkemesinin tensip ara kararı ile 17 Ocak 2019 günü cezaevinden tahliye edildi.

İstinaf süreci  

Seda Taşkın’ın ilk temyiz duruşması 20 Mart 2019 günü görüldü. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi’nce görülen duruşmaya Taşkın, Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonundan SEGBİS aracılığıyla bağlanarak beyanda bulundu.

Taşkın ve avukatları iddianamede yöneltilen suçların herhangi bir dayanağı olmamasına rağmen ilk derece mahkemesi tarafından hüküm verildiğini söyledi.

Savunmaların ardından görüşü sorulan bölge mahkemesi savcısı istinaf talebinin reddi yönünde mütalaa verdi. Mahkeme, avukatların savcının mütalaasına karşı savunma hazırlamak için ek süre taleplerini kabul ederek davayı 15 Mayıs’a erteledi.

15 Mayıs 2019 günü görülen ikinci istinaf duruşmasına Taşkın, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS bağlantısıyla katıldı.

Duruşmanın sonunda kararını açıklayan Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi, Taşkın hakkında Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen hükmü kaldırdı. Taşkın’ın “örgüt üyesi olmadan örgüte yardım ve yataklık” suçundan beraatine karar veren Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi, hakkındaki “örgüt propagandası yapmak” suçlamasından ise Taşkın’ın 1 yıl, 11 ay, 10 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

Ancak Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen bu karara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz edildi. 30 Mayıs’ta yapıldığı öğrenilen itirazda, “örgüte üye olmamakla birlikte yardım ve yataklık etmek” suçundan yerel mahkeme tarafından verilen 4 yıl 2 ay hapis cezasının istinaf mahkemesi tarafından bozularak beraat verilmesinin yasaya ve usule aykırı olduğu savunuldu. Savcılık itirazının gerekçesinin devamında, Taşkın’ın “örgüt üyelerine moral ve motivasyon oluşturacak, örgüt mensuplarının örgüt içerisinde iletişim ve bilgi aktarımını kolaylaştırmak, müzahir kitleyi örgütlemek, özellikle gerek ulusal gerekse uluslararası kamuoyu oluşturarak, örgüte hareket kabiliyeti sağlamak için” haber yaptığını öne sürdü.

Yukarı