Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü - 321

Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü - 321

Zonguldak’ta yerel gazetenin matbaası kundaklandı; Çarşı ve Gezi davaları birleştirildi; yurt dışından fon alan medya kuruluşları ve STK’lar hedef gösterildi; Kadıköy’deki Suruç anmasını izleyen gazetecilere polis şiddeti

 

Zonguldak’ta yerel gazetenin matbaası kundaklandı

 

Zonguldak'ta yayınlanan Pusula gazetesinin Acılık Alparslan Sokak'taki matbaası 29 Temmuz gece saatlerinde kundaklandı. Çevredekilerin müdahalesi ile yangın büyümeden söndürüldü.

 

Gazetenin imtiyaz sahibi gazeteci Ali Rıza Tığ, kundaklama girişiminin ardından durumu sabah saatlerinde polise bildirdi. Çevredeki kamera görüntülerini incelemeye alan polisin kundaklama girişiminde bulunan kişinin kimliğini tespit ettiği, saldırganın bağlantılarının araştırıldığı öğrenildi. Daha önce de saldırılara maruz kalan Tığ’ın ölüm tehditleri aldığı ve bu nedenle kendisine yaklaşık bir yıl önce polis koruması tahsis edildiği öğrenildi.

 

Gezi ve Çarşı davaları birleştirildi

 

Beşiktaş'ın taraftar grubu “Çarşı” üyelerinin aralarında bulunduğu 35 sanığın 2013 yılındaki Gezi Parkı eylemleri nedeniyle yargılandığı davada verilen beraat kararlarının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından dosyanın Gezi Parkı davasıyla birleştirilmesine karar verildi.

 

Gezi davasının görüldüğü İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin, Çarşı davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine 15 Haziran tarihinde iki dosyanın birleştirilmesi hususunda muvafakat verilip verilmeyeceğini sorduğu, 13. Ağır Ceza Mahkemesinin ise 28 Temmuz’da iki dosyanın birleştirilmesine muvafakat verdiği öğrenildi.

 

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinde başkan olarak görevli olan Mahmut Başbuğ'un, adli tatil nedeniyle kendi mahkemesine ek olarak 13. ve 23. Ağır Ceza Mahkemelerine de geçici olarak görevlendirildiği ve Çarşı davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin birleştirme onayını veren heyet içinde yer aldığı öğrenildi.

 

2017 yılından bu yana tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala ile aralarında Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve sanatçı Memet Ali Alabora’nın da bulunduğu 15 diğer sanığın Gezi eylemlerini organize ve finanse ettikleri iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı Gezi davasında dokuz sanık hakkında verilen beraat kararları istinaf mahkemesince bozulmuştu. İstinaf ayrıca Kavala hakkında 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin “darbe” ve “casusluk” suçlamalarıyla açılan dava ile Çarşı davası dosyalarının Gezi davası ile birleştirilmesi gerektiği yönünde karar vermişti. Gezi davası Mayıs ayında yeniden görülmeye başlanmıştı. Davanın bir sonraki duruşması 6 Ağustos tarihinde görülecek.

 

Cumhuriyet GYY Aykut Küçükkaya istifa etti

 

Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, 29 Temmuz 2021 tarihinde görevinden istifa ettiğini duyurdu.

 

Sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Küçükkaya, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun’un kendisinden Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ile başlayacak toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde “sendika üyesi gazetecileri istifa etmeye zorlaması” yönünde istekte bulunduğunu belirterek sendika karşıtı tavır nedeniyle istifa ettiğini duyurdu.

 

RTÜK, Tele 1 ve Bloomberg HT’ye idari para cezası verdi

 

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 28 Temmuz 2021 tarihli haftalık olağan toplantısında Tele 1 ve Bloomberg HT televizyon kanallarına idari para cezası verdi.

 

Üst Kurul, Tele 1’de yayınlanan “5. Boyut” adlı programa konuk olarak katılan Halk Sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sağlık durumuna ilişkin ifadelerinin yayıncılık ilkelerini ihlal ettiğine karar vererek kanala üst sınırdan idari para cezası yaptırımı uygulanmasına karar verdi.

 

Türkiye Futbol Federasyonu'nun başvurusu üzerine Bloomberg HT televizyonunda yayınlanan “Spor Saati” programını da gündemine alan RTÜK, yayında Fatih Altaylı ve Emin Çağlar arasında geçen diyalog sırasında kullanılan ifadelerin kurum ve kişileri eleştirmenin ötesinde küçük düşürücü ve itibarsızlaştırıcı olduğu gerekçesiyle kanala üst sınırdan idari para cezası verdi.

 

Yeni Yaşam gazetesi dağıtımcısı, polis tarafından tehdit edildi

 

Yeni Yaşam gazetesi dağıtımcısı Resul Demir, Mersin’de polisler tarafından tehdit edildiğini söyledi.

 

Mersin’in Akdeniz ilçesinde bir aydır gazete dağıtımı yapan Demir, önceki hafta gazetenin abonesi olan bir kıraathaneye gazeteyi teslim etmek üzere gittiğinde içeride bir masada oyun oynayan birkaç polisin kendisini yanlarına çağırarak hangi gazeteyi dağıttığını ve gazetenin izinli olup olmadığını sorduklarını anlattı.

 

Demir, bu olaydan birkaç gün sonra ise gece saatlerinde evine gitmekte olduğu sırada zırhlı bir araçtaki görevlilerin kendisine “Sen hala gazete dağıtıyor musun?” diye sorduğunu, ardından da “Sen o gazeteyi dağıttığın sürece başına bir şeyler gelecek ve zarar göreceksin. Bunun farkında mısın? Yarın başına bir şey geldiği zaman uyarmadınız deme. Bu gazete işini bırak, sonun iyi değil” dediklerini aktardı.

 

Yabancı ülkelerden fon alan medya kuruluşları hedef gösterildi

 

Odatv’de 21 Temmuz 2021 tarihinde yayımlanan “Amerikan vakfı Türkiye’de hangi medyaya ne para verdi” başlıklı haberde, finansmanını yurt dışından aldığı fonlarla sağlayan bazı medya kuruluşları ile aralarında P24’ün de bulunduğu çok sayıda sivil toplum kuruluşu, Chrest Foundation’dan aldıkları hibe desteği nedeniyle hedef gösterildi.

 

Sosyal medyada da tartışma yaratan haberin ardından Anadolu Ajansı’na açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, merkezi Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan bir vakfın Türkiye'de bazı medya kuruluşlarını fonladığına dair iddiaları yakından takip ettiklerini belirtti.

 

“Medyanın, iç ve dış vesayet odakları tarafından ilgi duyulan bir alan olduğunu bildiklerini” aktaran Altun, şunları kaydetti: “Bazı yabancı liderlerin Türk siyasetini dizayn etme niyet ve gayretlerini açıkça ifade ettiği bir ortamda, hiçbir yabancı devlet ve kuruluşun medya sektörüne çeşitli fonlar sağlamasını söz konusu çıkar ve hedeflerden bağımsız yorumlayamayız. Kimsenin şüphesi olmasın ki, ne basın özgürlüğü ne de bir başka bahaneyle demokrasimizi kimsenin masasına meze yaptırmayız. Yeni kisveler altında beşinci kol faaliyetlerine müsaade etmeyiz. Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla ülkemizde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır.”

 

Altun, yabancı devletlerden fon alan medya kuruluşları ile ilgili olarak “kamu düzeninin korunması ve halkımızın doğru haber hakkının teminat altına alınması amacıyla, ihtiyacımız olan düzenlemeleri en kısa sürede tamamlayacağız” ifadelerini kullandı.

 

Yurt dışından fon alan yayın kuruluşlarıyla ilgili tartışmalara, 23 Temmuz 2021 tarihinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) da dahil oldu. RTÜK tarafından yapılan açıklamada “yerli ve milli medyanın yanındayız” mesajı verildi. Açıklamada, “Türkiye'yi dışarıdan dizayn etme çabasında olanların kullandığı en önemli argümanların başında da maalesef medya gelmektedir. Basın özgürlüğü adı ve görüntüsü altında Türkiye düşmanlığı şifreleri üretilmekte ve algı operasyonlarıyla negatif propagandalar topluma pompalanmaktadır” denildi.

 

Sosyal medyaya “dezenformasyon” düzenlemesi Ekim ayında TBMM gündemine geliyor

 

AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, 17 Temmuz 2021 tarihinde bir açıklama yaparak “sosyal medya platformlarındaki dezenformasyona” karşı çalışma başlattıklarını söyledi. Ünal, sosyal medya platformlarında “paylaşılan yalan haberlerin de orada oluşturulan dezenformasyonun ortaya koyduğu bir terör biçimi var. Bununla mücadele etmek durumundayız” ifadelerini kullandı.

 

21 Temmuz 2021 tarihinde KKTC ziyareti sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan da sosyal medya ile ilgili düzenlemeyi Ekim ayında TBMM gündemine getirmeyi planladıklarını kaydetti.

 

Hürriyet gazetesinden Gizem Karakış'ın 26 Temmuz 2021 tarihli haberine göre ise AKP, yeni anayasa çalışmasına da sosyal medya konusunda bazı hükümler koymayı amaçlıyor. Bu konuda Almanya, Fransa, İngiltere ve diğer AB ülkelerindeki yasal düzenlemelerin incelendiği, bazı cezai yaptırımlar getirilmesinin planlandığı ifade ediliyor.

 

Karakış’a açıklamalarda bulunan AKP Afyon Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanvekili Ali Özkaya, “Sosyal medyada dezenformasyon yapanlara 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve sosyal medyayı bir süre kullanmama gibi cezalar getirilmeli” önerisini yaptı.

 

Kadıköy’deki Suruç anmasını izleyen gazetecilere polis müdahale etti, en az 8 gazeteci yaralandı

 

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde gerçekleşen intihar saldırısında hayatını kaybeden 33 kişiyi anmak amacıyla saldırının altıncı yıldönümünde İstanbul Kadıköy’de düzenlenen eyleme polis müdahale etti. Eyleme katılanların yürüyüş yapmasını plastik mermi, biber gazı ve fiziksel ve sözlü müdahale ile engelleyen polis, alanda haber takibi yapan gazetecileri de fiziksel şiddet kullanarak engelledi.

 

Müdahale sırasında European Pressphoto Agency (EPA) foto muhabiri Erdem Şahin, Evrensel gazetesi muhabiri Eylem Nazlıer, BirGün gazetesi muhabiri Meral Danyıldız, Agence France-Presse (AFP) foto muhabiri Yasin Akgül, Gazete Fersude muhabiri Hayri Tunç, serbest gazeteci Emre Orman, Dokuz8Haber muhabiri Fatoş Erdoğan ve Özgür Gelecek muhabiri Taylan Öztaş yaralandı.

 

Alman polisi, Celal Başlangıç’ı can güvenliği konusunda uyardı

 

Gazeteci Erk Acarer’e Berlin’de yaşadığı evinde yapılan saldırının ardından Alman polisi, 16 Temmuz 2021 tarihinde Artı Gerçek ve Artı TV Genel Yayın Yönetmeni Celal Başlangıç’ın Köln’de yaşadığı adrese giderek can güvenliğinin tehlikede olduğu konusunda kendisini uyardı.

 

Polisler, Türkiye’den hükümete muhalif isimlerin bulunduğu 55 kişilik bir “infaz listesinin” bulunduğunu, bu listede adı geçen kişilerin can güvenliklerinin tehlikede olduğunu söyledi.

 

Artı TV programcısı Erk Acarer’in 7 Temmuz’da üç kişinin yumruklu ve bıçaklı saldırısına uğramasının ardından “jitemkurt” adlı sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlarda Avrupa’da yaşayan 21 muhalif gazeteci, sanatçı, aydın ve yazar hakkında bir “infaz listesi” olduğu ve öldürülecekleri öne sürülmüştü.

 

Celal Başlangıç, Artı Gerçek’e yaptığı açıklamada “21 kişilik yayınlanan listedeki isimleri biliyorduk. Sonra 43 kişilik bir liste daha olduğu konusunda bir bilgi yayılmıştı ama bu listede yer alan isimler kimler, bilinmiyordu. Evime gelen Alman polisleri bir üçüncü listeden bahsederek, yurt dışında yaşayan Erdoğan karşıtlarından oluşan 55 kişilik bir liste olduğunu ve adımın bu listede yer aldığını söyledi. Polislerin söylediklerinden ortada konuya ilişkin yürütülen bir soruşturma olduğunu anladık” dedi.

 

Erk Acarer’e tehdit mesajı

 

Berlin’deki evinin bahçesinde geçtiğimiz haftalarda üç kişinin saldırısına uğrayan gazeteci Erk Acarer, 20 Temmuz 2021 tarihinde sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda, bu kez de evinin bahçesine tehdit mesajı bırakıldığını duyurdu.

 

Acarer, "Dün gece evimin bahçesine üzerinde ‘Sen bekle’ yazısı sardıkları pişmiş bir yumurta attılar. Sabah saatlerinde bilgiyi polis verdi. Başıma gelecek herhangi bir yeni olaydan AKP-MHP iktidarı, çeteleri ile tedbirler konusunda atıl kaldığını düşündüğüm Alman hükümeti sorumlu olacak" dedi.

 

AİHM’den Türk muhalif gazeteciyi Türkiye’ye iade eden Bulgaristan’a ceza

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Bulgaristan'a kaçan bir Türk muhalif gazetecinin iltica başvurusu Bulgar makamlarınca incelenmeksizin Türkiye'ye iade edilmesi nedeniyle Bulgaristan’ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3. maddesi (Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz) ile 13. maddesini (Etkili başvuru hakkı) ihlal ettiğine hükmetti.

 

20 Temmuz 2021 tarihli kararda, darbe girişiminin ardından Bulgaristan'a kaçan gazetecinin uluslararası koruma başvurusunun Bulgar makamları tarafından incelenmediği ve bu kişinin Türkiye'ye dönmesi halinde kötü muamele görebileceğini belirtmesine rağmen bu ifadesinin görmezden gelindiğinin altı çizildi.

 

AİHM, ismi açıklanmayan gazetecinin kapatılan Zaman gazetesi ve Cihan Haber Ajansı eski çalışanı olduğu, bu kurumlara atanan kayyum tarafından görevden alındığı ve aynı zamanda basın kartının iptal edildiği, 6 Ekim 2016 gecesi bir kamyonun kasasında Türkiye-Bulgaristan sınırını geçmeye çalışırken yakalandığı, yaptığı sığınma ve uluslararası koruma başvurularının sonuçsuz kalması üzerine 16 Ekim’de Türk makamlarına teslim edildiği bilgilerini paylaştı.

 

Gazetecinin Türkiye’ye iade edildikten sonra “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edildiği ve şu anda Türkiye’de cezaevinde bulunduğu belirtildi. AİHM, Bulgaristan’ın gazeteciye 15 bin Euro tazminat ödemesini kararlaştırdı.

 

En az 63 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde

 

30 Temmuz 2021 tarihi itibarıyla Türkiye’de en az 63 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.

 

Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir.

Yukarı