Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
İşkence iddialarını haberleştirdikleri için yargılanan beş gazeteci beraat etti; Rojhat Doğru müebbet hapis cezasına çarptırıldı; Albayrak’ın avukatı, Derya Okatan’ın beraatine itiraz etti; MA Yazı İşleri Müdürü Ferhat Çelik bir günde iki kez gözaltına alındı
Anayasa Mahkemesi, erişim engellerine ilişkin pilot kararının gerekçesini açıkladı
Anayasa Mahkemesi (AYM), aralarında Gazete Duvar, Diken, Sol.org.tr, BirGün, Artı Gerçek ve tarımdanhaber sitelerinin bazı haberleri ile Çiğdem Toker'in Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bir köşe yazısının bulunduğu toplam 129 URL adresine getirilen erişim engelleri hakkında verdiği ihlal kararının gerekçesini açıkladı.
Sulh ceza hâkimliklerince verilen erişim engelleme kararlarıyla ilgili yapılan dokuz bireysel başvuruyu konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle tek bir dosyada birleştiren AYM, Anayasa'nın 26 ve 28. maddelerinde yer alan ifade ve basın özgürlüğü ile 40. maddede güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
AYM Genel Kurulunun oybirliği ile verdiği karar, Resmî Gazete’de 7 Ocak 2022 tarihinde yayımlandı.
AYM, içtihat niteliğindeki “pilot kararında” 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinin değiştirilmesi gerektiğine hükmetti. Mahkeme, “Söz konusu maddenin ifade ve basın özgürlüklerinin korunmasına ilişkin temel güvencelere sahip olmadığı ve bu nedenle ihlalin doğrudan kanundan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır” ifadelerini kullandı.
Ayrıntılı haberimize ve kararın tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir.
Savcı, Caner Taşpınar için beraat talep etti
Odatv editörü Caner Taşpınar’ın 2020 yılında yayımlanan Damat: Fethullahçıların AKP'li Kayınpederleri adlı kitabı nedeniyle “hakaret” (TCK 125) suçlamasıyla yargılandığı davanın dördüncü duruşması 6 Ocak 2022 tarihinde İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
TBMM eski Başkanı İsmail Kahraman ve AKP Milletvekili Ali İhsan Arslan’ın şikâyeti üzerine açılan davanın duruşmasında mütalaasını sunan savcı, “hakaret” suçunun yasal unsurlarının oluşmadığını belirterek Taşpınar’ın beraatini talep etti. Mahkeme, katılan vekillerinin mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere ek süre talebini kabul ederek davayı 25 Ocak 2022 tarihine erteledi.
İşkence iddialarını haberleştirdikleri için yargılanan beş gazeteci beraat etti
Van’ın Çatak ilçesinde Servet Turgut ve Osman Şiban’ın askerler tarafından işkenceye maruz bırakıldıkları iddialarını haberleştiren Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen, Cemil Uğur ve Zeynep Durgut ile Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve serbest gazeteci Nazan Sala hakkında açılan davanın dördüncü ve son duruşması 6 Ocak 2022 tarihinde Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmada Bilen, Uğur ve Sala ile gazetecilerin avukatları hazır bulundu. Yargılanan diğer gazeteciler mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.
Duruşmada savunması için söz alan Sala, hakkında yeni düzenlenen ve mevcut dosya ile birleştirilen iddianameye ilişkin şunları söyledi: “İddianamedeki tarihlere dikkat çekmek lazım. İsnat edilen suçun tarihi 2007. O tarihlerde Van’da serbest gazetecilik yapıyordum. TRT dahil, diğer kanallar tarafından arandığımda haber aktarıyordum. Yani, gazetecilik yapıyordum. İddianamede bahsedilen televizyon kanalı ile organik bir bağım yok. Serbest gazeteci olarak çalışırken kanallar arıyor ve haber aktarımı rica ediyor. Yalnızca Roj TV değil, başka kanallar aradığında da bağlanabiliyordum.”
Sala’nın avukatlarından Ekin Yeter de isnat edilen suça dair 2007 yılından bu yana ifade dahi alınmadığını belirtti. Müvekkilinin Roj TV’ye nasıl bağlandığı ve yaptığı haberin içeriğine dair dosyada bir detay bulunmadığının altını çizen Yeter, “Başka bir dosyada yargılanırken eski tarihe gidiliyor. Dosyanın kapsamı genişletilmeye çalışılıyor” diye konuştu.
Daha sonra mütalaasını açıklayan iddia makamı, beş gazetecinin “örgüt üyeliği” suçlamasından beraatlerini, Sala’nın ise ana dosyadaki “örgüt propagandası” suçlamasından cezalandırılmasını talep etti.
Mütalaaya karşı söz alan Sala, ana dosyada yer alan sosyal medya paylaşımlarının kendisine ait olmadığını, paylaşımlarda başkaları tarafından etiketlendiğini söyledi ve bu suçlamadan da beraatini talep etti.
Sala’nın avukatlarından Veysi Atay, Sala’nın “propaganda” suçundan cezalandırılması talep edilen paylaşımlarda suç unsuru bulunmadığını, paylaşılan haberlerin farklı sitelerde yayınlanmış ve hakkında yayın yasağı kararı bulunmayan haberler olduğunu belirtti. Atay, Sala’nın etiketlendiği paylaşımların kendisine aitmiş gibi değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek beraat kararı verilmesini talep etti.
Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme, tüm gazetecilerin “örgüt üyeliği” suçlamasından beraatine hükmetti. Sala’ya “örgüt propagandası” suçlamasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezası veren mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
Bilen, Uğur, Abi ve Sala, yaptıkları haberler gerekçe gösterilerek 9 Ekim 2020’de tutuklanmış ve altı ay sonra görülen ilk duruşmalarında tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı ile tahliye edilmişlerdi. Durgut da aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Haklarındaki iddianamede gazetecilere, yaptıkları haberler ve çalıştıkları basın kuruluşları üzerinden “terör örgütü üyeliği” suçlaması yöneltiliyordu. Sala, sosyal medya paylaşımları nedeniyle ayrıca “örgüt propagandası yapmakla” suçlanıyordu.
Rojhat Doğru müebbet hapis cezasına çarptırıldı
Galî Kurdistan TV eski kameramanı Rojhat Doğru hakkında, 6-8 Ekim 2014 Kobani protestolarını takip etmesi, cezaevindeki eski oda arkadaşlarına para göndermesi ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” (TCK 302), “kasten öldürmeye teşebbüs” (TCK 82/1), “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) ve “örgüt propagandası” (TMK 7/2) suçlamalarıyla açılan davanın karar duruşması 6 Ocak 2022 tarihinde Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Doğru’nun katılmadığı duruşmada avukatı Resul Temur hazır bulundu. Duruşmada iddia makamı önceki celse bütün suçlamalardan ceza istemiyle verdiği mütalaasını tekrarladı.
Avukat Temur, iddiaların üç dosyanın birleştirilmesi sonucu oluşturulduğunu kaydederek Doğru’nun “kasten yaralama” suçlamasından TCK 302 kapsamında yargılandığını, bunun katılan olmayan müştekinin ifadelerine dayandırıldığını, müştekinin beyanlarının da dosya içeriği ile uyuşmadığını söyledi. Müvekkilinin bir eliyle kamerayı tutarak diğer eliyle silahlı saldırıda bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu vurgulayan Temur, “Müvekkilin yaptığı çekimler müştekinin anlatımını doğrulamamakta, karşı tarafta da bir saldırının olduğunu göstermekte. Bu çekimlerden dolayı müvekkil ödül alınca müvekkilimize yönelik ithamlar meydana gelmiş. Bu, husumet kaynaklı bir ithamdır. Müvekkilimiz bir gazetecidir, müvekkilimize basın kartı verilmemesi bu gerçeği değiştirmemektedir” dedi.
Tutuklu Turgut Çelik’in yazdığı iddia edilen notta ismi geçen “Rojhat”ın Rojhat Doğru olduğuna dair suçlamaların bizzat katılan Çelik tarafından reddedildiğini hatırlatan Temur, “Yazılar üzerine de herhangi bir inceleme yapılmadığından bu dokümanın hükme esas alınması kabul edilemez. Yine müvekkilin ‘örgüt propagandası’ yaptığı iddiası yasal değildir. Tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilin 2014’te Süleymaniye’de yaptığı bir haber kapsamında çektiği fotoğraflar söz konusudur. Tüm muhabirler hazırladıkları haber kapsamında fotoğraf çektirirler” diye konuştu. Temur, üçüncü iddianamede Doğru’ya cezaevine para göndermesi nedeniyle “yardım ve yataklık” suçlaması yöneltilmesinin de yasal olmadığını belirtti.
Duruşma sonunda hükmünü açıklayan mahkeme, Doğru’ya TCK 302. maddeden müebbet hapis cezası verdi. Doğru’ya müşteki R.Ö.’yü “kasten yaralamaya teşebbüs” suçlamasını da anayasal suçlar kapsamında değerlendiren mahkeme, önce TCK 302’den ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi, daha sonra “suçun teşebbüs aşamasında kalması” nedeniyle cezayı 10 yıl 10 aya indirdi.
Doğru’ya ayrıca “örgüt propagandası” suçlamasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezası veren mahkeme, bu cezada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
Mahkeme, hükümle birlikte Doğru’nun tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkardı.
Gazeteci Hayri Demir sosyal medyada tehdit edildi
Gazeteci Hayri Demir, sosyal medya üzerinden ölümle tehdit edildiğini açıkladı. Aldığı tehdit mesajını 6 Ocak 2022 günü Twitter’dan paylaşan Demir, daha önce benzer tehditlerle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu ancak savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiğini belirtti. Demir, “Savcılık kararı daha da cesaretlendirmiş olacak ki bu sefer açıktan tehdit etmekten çekinmiyorlar” dedi.
MA Yazı İşleri Müdürü Ferhat Çelik bir günde iki kez gözaltına alındı
Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Ferhat Çelik, bir günde iki kez gözaltına alındı.
Çelik, MA’da Ağustos-Eylül 2020 tarihleri arasında yayımlanan bazı haberler gerekçesiyle Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla başlatılan bir soruşturma kapsamında İstanbul’da 4 Ocak 2022 akşam saatlerinde gözaltına alındı. Çelik, 5 Ocak günü Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinde SEGBİS ile Gaziantep’teki savcıya verdiği ifadenin ardından sevk edildiği mahkeme tarafından yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı.
Ancak Çelik, serbest bırakılmasının ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir başka soruşturma gerekçesiyle ikinci kez gözaltına alındı. Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğünde, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığının talebiyle açılan soruşturma kapsamında ifade veren Çelik, ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Barış Akademisyenleri için tazminat kararı
Barış İçin Akademisyenler’in “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attığı için 2016’da tutuklanan akademisyen Muzaffer Kaya hakkında mahkeme, tutuklu kaldığı her gün için 45 TL tazminat ödenmesine karar verdi.
10 Mart 2016’da bildiriye dair düzenlenen basın açıklamasında konuşan Esra Mungan, Kıvanç Ersoy, Muzaffer Kaya ve Meral Camcı hakkında 14 Mart 2016’da yakalama kararı çıkarılmış, Camcı dışındaki üç akademisyen 15 Mart’ta çıkarıldıkları mahkeme tarafından “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla tutuklanmıştı. 15 gün sonra Türkiye’ye dönen Camcı da aynı suçlamayla tutuklanırken, dört akademisyen 22 Nisan 2016’da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmada tahliye edilmişti. Dört akademisyen, Eylül 2019’da beraat etti.
Akademisyenlerin avukatı Meriç Eyüboğlu, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 141. maddesi uyarınca manevi tazminat için mahkemeye başvurdu. Başvuruyu değerlendiren mahkeme, 38 gün tutuklu olarak cezaevinde kalan Kaya’ya 1.700 TL tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme, diğer akademisyenler Ersoy ve Mungan’a 5 bin TL, Camcı’ya ise 5 bin 500 TL ödenmesine hükmetti. Bu farklılığın neye göre belirlendiğinin belli olmadığını belirten avukat Eyüboğlu, karara itiraz edeceklerini söyledi.
Berat Albayrak’ın avukatı, Derya Okatan’ın beraatine itiraz etti
Altı gazetecinin eski Bakan Berat Albayrak’ın RedHack tarafından sızdırılan emaillerinin haberleştirilmesi nedeniyle yargılandığı davanın 31 Aralık 2021 tarihinde görülen karar duruşmasında Derya Okatan hakkında verilen beraat kararına Albayrak’ın avukatı itiraz etti.
Basında 5 Ocak 2022 tarihinde yer alan haberlere göre, Albayrak’ın avukatı Ahmet Özel, Okatan hakkındaki beraat kararını İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine taşıdı. Beraat kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri süren Özel, gerekçeli karar açıklandıktan sonra sundukları itiraz dilekçelerinin tam halini ibraz edeceklerini söyledi.
PİRHA muhabiri Ersin Özgül hakkında takipsizlik kararı verildi
Diyarbakır merkezli olarak yürütülen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) soruşturması kapsamında İzmir’de 5 Mayıs 2021 tarihinde gözaltına alınan Pir Haber Ajansı (PİRHA) muhabiri Ersin Özgül hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
İlyas Salman’a TCK 301’den dava açıldı
Sinema oyuncusu İlyas Salman hakkında, sosyal medyada paylaştığı bir video gerekçe gösterilerek “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılama” (TCK 301/1) suçlamasıyla dava açıldı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamede Salman’ın 25 Ocak 2021’de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Türk milletini aşağılayan ifadelerde bulunduğu öne sürüldü. Hazırlanan iddianameyi mahkeme kabul etti. Salman, Mart ayında Anadolu Asliye Ceza Mahkemesinde hâkim karşısına çıkacak.
En az 58 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde
7 Ocak 2022 tarihi itibarıyla Türkiye’de en az 58 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor.
Ayrıntılı listeye bu bağlantıdan erişilebilir.