Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Yargıtay’a giden Altanlar davasında savcılık “darbe” hükmünün bozulmasını istedi

Yargıtay’a giden Altanlar davasında savcılık “darbe” hükmünün bozulmasını istedi

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, haklarında ağırlaştırılmış müebbet cezası verilen Ahmet ve Mehmet Altan ile Nazlı Ilıcak’ın “örgüte yardım” suçundan yargılanmalarını istedi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın da bulunduğu altı kişi hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını onayan istinaf mahkemesi kararının bozulmasını istedi. Başsavcılık 8 Ocak tarihli bozma istemli tebliğnamesini Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Tebliğnamede, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan değil, “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan yargılanmaları gerektiği belirtildi. Başsavcılık, aynı davada yargılanan ve ağırlaştırılmış müebbet cezası alan Şükrü Tuğrul Özşengül, Yakup Şimşek ve Fevzi Yazıcı’nın da “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlaması yerine “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılanmalarını talep etti. Tebliğnamede, aynı davada sanık olarak yargılanan Tibet Murat Sanlıman hakkında verilen beraat kararına da onama talep edildi. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 309. maddesinde düzenlenen "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçunun oluşması için "cebir ve şiddet" unsurlarının var olması gerektiğini savunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, "Fiilin bu niteliğinden dolayı manevi cebir, yani tehdit, bu suçun oluştuğunu varsaymak için kanunilik ilkesi dahilinde kabul edilemez" dedi. Dava dosyası kapsamında, "sanıkların iddia ve kabul edilen eylemlerinin maddi cebir kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır" diyen Başsavcılık, "Atılı suçun ne zaman işlenmeye başlandığı, sanıkların da hangi anda suça iştirak ettikleri, ne şekilde cebir ve şiddete başvurdukları hususu açıklanmayarak genel bir kabulle" hüküm kurulduğunu belirtti. Başsavcılık, sanıkların "'müşterek/doğrudan fail' oldukları ve bu şekilde Anayasayı ihlal suçunu işlediklerine ilişkin mahkeme kabulü somut olay bakımından hatalı, yasal ve yeterli gerekçeden yoksundur" ifadelerini kullandı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesine buradan erişilebilir. Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başsavcılığın görüşü doğrultusunda kararı verirse Altan kardeşler ve gazeteci Nazlı Ilıcak “darbeye teşebbüs” suçundan değil, “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan yeniden yargılanacak. Dava kapsamında altı sanık hakkında 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 2018 Şubat ayında ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmiş, karar istinaf mahkemesi olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nce Ekim ayında onanmıştı. Mehmet Altan Haziran ayında istinaf mahkemesi kararıyla tahliye olurken, aralarında Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın da bulunduğu beş sanık halen tutuklu bulunuyor.

Yukarı