Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Ahmet Altan’ın beraati ve tahliyesi talebiyle Yargıtay’a dilekçe sunan avukat Çalıkuşu, “örgüte yardım” suçunun unsurlarının oluşmadığını vurguladı
Tutuklu edebiyatçı ve gazeteci Ahmet Altan’ın avukatı, yeniden görülen Altanlar davasında verilen hükümlere karşı yapılan temyiz başvurusunu değerlendirecek olan Yargıtay ilgili ceza dairesine yeni bir dilekçe sunarak müvekkilinin beraatini ve tahliyesini talep etti.
Avukat Figen Albuga Çalıkuşu 17 Şubat 2020 tarihli dilekçesinde, Türk Ceza Kanununun (TCK) “terör örgütü üyesi olmadan örgüte yardım etmek” suçunu düzenleyen 220/7 maddesine göre düşüncenin suç olamayacağını vurguladı.
Çalıkuşu, dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“Terörle Mücadele Kanunu terör suçlarında düşünceyi suç saymıyor, cebir ve şiddeti arıyor, hatta pekiştirme amacıyla en son 7188 SY ile ‘haber yapmak amacı ile eleştiri suç sayılmaz’ eklemesine de ihtiyaç duyuluyor ise, ‘terör örgütü üyesi olmadan örgüte yardım etmek’ suçu olan TCK 220/7 maddeye göre de düşünce suç olmamalı. Kişinin düşünce ile üyesi olmadığı, hiyerarşik yapısına dahil olmadığı terör örgütüne yardım edilebileceği kabul edilmemelidir.
“Düşünce, terör suçu tanımına girmiyor ve suç unsuru sayılmıyor ise, düşünce açıklayarak terör örgütü üyesi olmadan terör örgütüne yardım, nasıl suç sayılacaktır?”
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 5 Temmuz 2019 tarihinde Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın aralarında bulunduğu altı sanık hakkında 2018 yılında “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” suçundan verilen cezaları bozmuş, Mehmet Altan’ın beraat etmesi, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın ise “Anayasayı ihlâl” yerine “terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan yargılanmaları gerektiğine hükmederek dosyayı İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Yargıtay’ın bozma ilamına uyan ilk derece mahkemesi, Ahmet Altan’a “terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezası vermişti.
Avukat Çalıkuşu, Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere yargılamayı yürüten İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu dilekçede, düşüncenin terör suçu tanımına girmediği ve suç unsuru sayılmadığına dikkat çekti.
Hukuk tekniği açısından terör ve terör suçları için “özel” düzenleme olan TMK’nın esas alınması gerektiğini belirten Çalıkuşu, TMK’da düşünce ile terörün arasına mesafe koyabilmek adına birden fazla kez değişiklik ve ekleme yapıldığının altını çizdi.
Çalıkuşu dilekçesine şöyle devam etti:
“Terör ve terör suçları için ‘özel’ düzenleme var ise hukuk tekniği açısından ‘özel’ genelin önüne geçeceği için Terörle Mücadele Kanunu esas alınmalıdır. TMK 7. Maddede, ‘Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1. maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314. maddesi hükümlerine göre cezalandırılır’ derken, TCK 220/6-7. maddelerinde ‘örgüt adına suç işleyen ve örgüte yardım eden de TCK 314. maddeye göre örgüt üyesi gibi cezalandırılır’ demektedir.
Ahmet Altan’ın suça konu eylemi olarak kabul edilen tek eylemin yazıları ve televizyondaki konuşması ile açıkladığı düşünceleri olduğuna işaret eden Çalıkuşu, dilekçesinde şu ifadelere yer verdi: “Ötesinde Ahmet Altan’ın TCK 220/7. maddesinin genel suç unsurları olan örgütün terör örgütü olduğunu ve bu örgütün amacının darbe yapmak olduğunu bildiğine dair yasal, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı, savunmasının aksini ispata yeter hiç bir delil dosya kapsamında mevcut değildir.
“Örgüt terör örgütü ise ve TCK 314 üzerinden ceza verilecek ise, terör örgütüne yardım ya da terör örgütü adına suç işlemede de TMK 7. Madde gereği ‘düşünce’ ile yardım suçunun oluşmadığı kabul edilmelidir.
Altan’ın terör örgütü üyesi olmadığının Yargıtay kararı ile saptanmış olduğuna işaret eden Çalıkuşu, müvekkilinin düşüncenin ortaya konmasından ibaret olan eyleminde TMK 7. maddede yapılan son değişiklik dikkate alınarak “terör örgütüne üye olmadan yardım etmek” suçunun unsurlarının oluşmadığının kabulünü talep etti.