Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

AİHM başkanından Türkiye’ye tartışmalı ziyaret

AİHM başkanından Türkiye’ye tartışmalı ziyaret

Ankara’da resmi makamlarla görüşen Robert Spano, İstanbul Üniversitesinden fahri doktora aldı, Mardin’de kayyumla bir araya geldi

 

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkanı Robert Spano, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün daveti üzerine 3-6 Eylül tarihlerinde Türkiye’ye tartışmalı bir ziyaret gerçekleştirdi.

 

Temasları sırasında yaptığı konuşmalarda hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve akademik özgürlüklere dair mesajlar verse de Türkiye’ye karşı AİHM’de bekleyen çok yüksek sayıda dava olması, ziyaretin sivil toplum ve hak örgütlerini dışlaması ve Spano’nun son yıllarda çok sayıda akademisyeni haksız gerekçelerle ihraç eden İstanbul Üniversitesinden fahri doktora kabul etmesi tepkilere neden oldu.

 

Mayıs ayında AİHM başkanlığı görevine başlayan Spano, Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un yanı sıra Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay başkanlarıyla da görüştü.

 

Spano ayrıca Bakan Gül ile birlikte Türkiye Adalet Akademisi’ndeki 24. Dönem Hâkim ve Savcı Adayları Eğitim Açılış Töreni’ne katıldı.

 

Törende bir konuşma yapan Spano, hukukun üstünlüğü ilkesi ve yargı bağımsızlığına vurgu yaptı. Spano, Avrupa Konseyi’nin kurucu üyelerinden olan Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) ilk imza koyan ülkelerden biri olduğunu söyledi.

 

“Kimse kanunun üstünde değildir”

 

AİHM Başkanı, hukukun üstünlüğü bağlamındaki değerlerin, özellikle birey ile devlet arasındaki ilişkilerde, bireyleri keyfilikten korumaya odaklandığına dikkati çekti: “Kişinin düşünce bağımsızlığını koruması ve beslemesi, yaşamını dilediği gibi yönetmesi, toplumsal sorumluluklarını anlaması, mutluluk, başarı ve iç huzuruna kavuşması için ve kişinin yaşadığı toplumun şeffaf, istikrarlı ve öngörülebilir olması, uyuşmazlık çözümünde bağımsız ve tarafsız mekanizmalardan istifade edilebilmesi hukukun üstünlüğü çerçevesinde kavramsal açıdan çok önemlidir.”

 

Spano konuşmasında, ekonomik kalkınma ve refahın devamı için devletlerin hukukun üstünlüğüyle yönetilmesi gerektiğine de vurgu yaptı: “Toplumda yargının fonksiyonsuz olması, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının esas alınmaması sonucu, topluma yabancı yatırım çekilmesi mümkün olmaz.”

 

Hukukun üstünlüğüne vurgu yapan Spano, “İktidardaki kişiler mahkemeleri kontrol edemez. Kanunlar sadece halka değil, aynı zamanda gücü elinde bulunduranlara da her an uygulanabilmelidir. Kanunun üzerinde hiç kimse yoktur” dedi.

 

Anayasa Mahkemesine eleştiri

 

15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki tutuklamalarla ilgili AİHM’e Türkiye’den şikâyet ve başvuruların olduğunu hatırlatan Spano, Anayasa Mahkemesinin son dönem kararlarından birinde Türkiye mahkemelerinin ulusal hukuku yorumlama konusunda AİHM’den daha yetkin konumda olduklarını ifade etmesini de eleştirdi.

 

“FETÖ/PDY üyeliği” suçlamasıyla 11 yıl 3 ay hapis cezası alan Anayasa Mahkemesi eski Başkanvekili ve üyelerinden Alparslan Altan’ın başvurusunu Nisan 2019’da karara bağlayan AİHM, Türkiye’nin hak ihlalinde bulunduğuna hükmetmişti.

 

Temmuz 2020’de yine “FETÖ/PDY üyeliği” suçlamasıyla tutuklanan hâkim Yıldırım Turan’ın bireysel başvurusunu sonuçlandıran Anayasa Mahkemesi ise kararında AİHM’in Alparslan Altan kararına çok sayıda atıfta bulunmuş, ancak “Türk hukukunda yargı mensuplarının tutuklanmasına ilişkin kanun hükümlerinin yorumlanması Türkiye Cumhuriyeti’nin kamu gücü makamlarına ve nihai olarak mahkemelerine ait bir yetkidir” diyerek Turan’ın başvurusunu reddetmişti.

 

AYM kararında “Türk mahkemelerinin ulusal hukuka ilişkin yorumlarının Sözleşme’de güvence altına alınan hak ve özgürlükleri ihlal edip etmediğini incelemek AİHM’in yetkisinde ise de AİHM’in ulusal mahkemelerin yerine geçerek ulusal hukuku ilk elden yorumlaması uygun görünmemektedir. Türk hukukundaki kanun hükümlerinin anlamlandırılmasında ve yorumlanmasında Türk mahkemeleri AİHM'e göre çok daha iyi konumdadır,” ifadelerine yer verilmişti.

 

Adalet Akademisindeki konuşmasında hâkimlerin tutukluluğu meselesinin AİHM’in çok ciddi denetimi altında olduğunu söyleyen Spano, “Bu noktada, son kararlarda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesinde kullanılan bazı ifadeler, yüksek mahkemelerimiz arasında olmasını beklediğimiz yapıcı adli iş birliği diyalog ruhunu yansıtmıyor. Bu tartışılması gereken bir konu ve adli diyalog çerçevesinde bunu tartışacağımızı ifade etmek istiyorum,” diye konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la 45 dakikalık bir görüşme gerçekleştiren Spano, toplantı sonrasında herhangi bir açıklama yapmadı, ancak AİHM’in resmi Twitter hesabından görüşmeyle ilgili yapılan paylaşımda, Spano’nun “demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) sisteminin temel unsurları olduğunu hatırlattığı” belirtildi.

Spano, Anayasa Mahkemesi Başkanı ile gerçekleştirdiği görüşmede de “yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, yargı kurumları arasındaki diyalog ve ulusal mahkemelerin AİHM içtihadını uygulamasının önemini vurguladı.”

 

Ankara’nın ardından ziyaretinin ikinci gününde İstanbul’a geçen Spano, 4 Eylül tarihinde İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ile görüştü ve “hukukun üstünlüğünün korunmasında avukatlık mesleğinin temel önemini vurguladı.”

 

“İktidardakiler ifade özgürlüğünü baskı altına alamaz”

 

Spano aynı gün OHAL’in ilanıyla birlikte çok sayıda akademisyenini ihraç eden İstanbul Üniversitesinden fahri doktora aldı; törende basın üyelerinin görüntü almasına izin verilmedi.

 

Törende bir konuşma yapan Spano, akademik özgürlükler ve ifade özgürlüğünün önemini vurguladı, akademik özgürlüğün AİHS tarafından koruma altına alınmış bir hak olduğunu hatırlatarak “tartışma ve muhalefet olmadan demokrasi olmaz. İktidarda bulunanlar ifade özgürlüğünü baskı altına alamaz” dedi.

 

Mardin’de kayyum ve AKP yetkilisiyle etkinlik

 

Spano, Ankara ve İstanbul ziyaretlerinin ardından kendisine ziyaret boyunca eşlik eden AİHM’de görev yapan Türk hâkim Saadet Yüksel ile birlikte hafta sonu Mardin’e geçti. Spano’nun buradaki temaslarıyla ilgili resmi bilgi verilmedi ancak basına ve sosyal medyaya yansıyan bilgilerden AİHM başkanının Büyükşehir Belediyesi kayyumu olarak da görev yapan Mardin Valisi Mahmut Demirtaş ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Mardin Kadın Kolları Başkanı Esengül Aydın Sancar ile bir etkinlikte bir araya geldiği anlaşıldı.

 

Eski Adana valisi olan Mahmut Demirtaş, 10 Haziran 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Mardin valisi olarak atandı. Mardin Büyükşehir Belediyesi, başkan olarak seçilen HDP’li Ahmet Türk’ün görevden alınmasından sonra kayyum yönetiminde bulunuyor.

 

Mardin AKP Kadın Kolları Twitter hesabından hafta sonu yapılan ve daha sonra silinen bir paylaşımda Spano ve hâkim Saadet Yüksel’in vali ve kayyum Mahmut Demirtaş, AKP Mardin Kadın Kolları Başkanı Esengül Aydın Sancar ve Yüksel’in kardeşi ve eski AKP Milletvekili Cüneyt Yüksel ile bir etkinliğe katıldıkları görülüyor. Etkinlik, Yüksel’in daha önce vefat eden babası Mardinli iş adamı Mehmet Edip Yüksel tarafından yaptırılan bir okulda gerçekleştirildi.

 

Görüşmeye Twitter üzerinden tepki veren HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, Spano’yu Diyarbakır’ı da ziyaret etmeye çağırdı.

Demirtaş şunları yazdı: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı Sayın Robert Spano, mahkemenizin verdiği kararları uygulatmayan Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileriyle görüştünüz. Son olarak Mardin Büyükşehir Belediyesi kayyumu ve AKP İl Başkanıyla da bir araya geldiğinizi görüyorum. Mardin, Diyarbakır'a komşu. Şayet Diyarbakır’da misafirimiz olursanız başta eşim Selahattin Demirtaş olmak üzere HDP’li siyasetçilerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki davalarını size anlatmak isterim. Eminim ki, ziyaretiniz sırasında görüştüğünüz yetkililerinden hükümetin pozisyonunu fazlasıyla öğrenme fırsatınız oldu. Durumu bir de bizden dinlemek için, bana sadece bir saat ayırmanız yeterli olacaktır. Sizi Diyarbakır misafirperverliğiyle ağırlamak isterim.”

 

Ziyarete tepkiler

 

Spano’nun Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2019 raporuna göre, AİHM kararlarını uygulamayan Rusya’nın ardından ikinci sırada olan Türkiye’yi ziyareti yurt içinde ve yurt dışında tepkiyle karşılandı.

 

Spano’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi Avrupa’da tepkilere neden oldu. Spano'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelmesini eleştiren Kati Piri, “Avrupa'da en yüksek konumdaki bir yargıç neden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşür? Türkiye, AİHM'de en fazla dosyası olan ülkelerden biri. Bu ziyaret mahkemenin imajını zedeledi” ifadelerini kullandı.

 

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor da Robert Spano'ya hitaben yazdığı mesajda, “AİHM Başkanı Spano, Strasbourg'da Türkiye ile ilgili biriken dosyalardan haberdar mısınız?” diyerek Spano’ya “zaman kaybettirecek ziyaretlerden sakınması” çağrısında bulundu.

 

Ziyareti öncesinde Spano'ya çağrı yapan akademisyenler, gazeteciler, siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşları AİHM başkanından Türkiye'deki adil yargılanma, AİHM kararlarının uygulanması, ifade özgürlüğü gibi konuları gündeme getirmesini talep ederken, İstanbul Üniversitesi'nden fahri doktora ünvanı alacak olmasını eleştirdi.

 

“Akademisyenleri ihraç edenler size fahri doktora verecek”

 

Spano’ya ziyareti öncesinde ilk açık tepki, AİHM ve AYM kararlarına rağmen hukuksuz biçimde uzun süre tutuklu kalan yazar, akademisyen Prof. Dr. Mehmet Altan’dan gelmişti. Altan Spano’ya gönderdiği mektupta, “Kesinleşmiş beraat, Anayasa Mahkemesi'nin ve AİHM'nin hak ihlalleri kararlarına karşın, ben sizin fahri doktora alacağınız beni ve pek çok akademisyeni ihraç edenler ile size fahrî doktora verecek olanlar aynı kişiler. Doktora alacağınız üniversite, benim gibi KHK ile atılan akademisyenlerin davalarında davalı kurum olarak yer almaktadır. Bu davalar hâlen devam ediyor ve pek muhtemeldir ki sizin başkanı olduğunuz AİHM önüne de gelecektir. Ancak siz o süreçte İstanbul Üniversitesi’nden fahrî doktora diploması almış bir yargıç olacaksınız” dedi.

"Silivri'de Ahmet Altan'ı da ziyaret edin"

Mehmet Altan ile kardeşi yazar Ahmet Altan’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu ise  sosyal medyadan yayımladığı mesajında Spano'yu cezaevinde dördüncü yılını doldurmaya hazırlanan Ahmet Altan'ı Silivri'de ziyaret etmeye çağırdı. Çalıkuşu, "AİHM Başkanı Robert Spano’ya, yazdığı yazılar sebebiyle, cezaevinde tutulan, eserleri 23 ülkede yayınlanan, dünyanın tek tutuklu romancısı 70 yaşında Ahmet Altan’ın, hak aramasının başkanı olduğu AİHM’de engellendiği bir ülkeyi ziyaret ettiğini hatırlatmak isterim. Bu koşullarda binlerce  bireysel başvuruda davaların tarafı Adalet Bakanlığı davetini kabul ederek, Türkiye’ye gelecek olan AİHM Başkanı Robert Spano’yu davanın diğer tarafı olarak ben de müvekkilim Ahmet Altan’ı ziyaret etmek üzere Silivri Cezaevine davet ediyorum," ifadelerini kullandı.

“Hiçbir AİHM Başkanı, Türkiye’ye Adalet Bakanlığı davetlisi olarak resmî ziyarette bulunmadı. Robert Spano’nun AİHM Başkanı sıfatıyla, Adalet Bakanlığı davetlisi olarak Türkiye’ye ziyareti bir ilk. Bu ziyaret, rutin bir protokol ziyareti olarak sıradanlaştırılamaz. Çünkü Türkiye bireysel başvurular ile AİHM önünde en çok dosyası olan 2. ülke," diyen Çalıkuşu, Spano'nun İstanbul Üniversitesinden fahri doktora alacak olmasını da eleştirdi. Çalıkuşu, Spano'nun "savunma dahi almadan yüzlerce akademisyeni ihraç eden İstanbul Üniversitesinden fahri doktora alacak olması, AİHM’de hak arayan binlerce başvurucu için endişe kaynağı olacaktır" dedi.

 

“Görüşmelerde ifade özgürlüğüne değinecek mi”

 

Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen de T24’te yayımlanan yazısında, şu ifadeleri kullandı: “Spano, bir avukatın, Ebru Timtik’in, adil yargılanmak için açlık grevine girerek yaşamına son vermesinin hemen ertesinde Türkiye’ye geliyor. Başka bir avukatın, Aytaç Ünsal’ın açlık grevi ise sürmekte. Spano, görüşeceği yetkililere bu konuyu açıp, “Ülkenizde hukukçular adil yargılanma hakkına sahip olmak için yaşamlarına son veriyorlar. Adil yargılanma konusunda böylesine ağır bir sorun var demek ki. Sorun yargının bağımsız olmamasından mı kaynaklanıyor acaba” diye sorabilecek mi? Yoksa, “Bunlar netameli konular, ziyaretin havasını bozar. Hiç girmeyeyim daha iyi” diye mi düşünecek? Sn. Spano “Osman Kavala, yaklaşık üç yıldır tutuklu. Kendisini susturmak için keyfi ve siyasal nedenlerle tutuklandığını ve derhal serbest bırakılmasını öngören AİHM’in kesinleşmiş kararı var. Ama uygulamıyorsunuz. Uygulamamak için yeni suçlar icat edip tutuklamayı sürdürüyorsunuz. Bu ne biçim hukuk devleti? Aynı şekilde Selahattin Demirtaş kararı. Daire kararı Demirtaş’ın siyasal nedenlerle tutuklandığını ve derhal serbest bırakılması gerektiği yönünde. Bu karar da uygulanmadı. Şimdi Büyük Daire kararını bekliyoruz. Büyük Daire’den de aynı yönde karar çıkarsa uygulayacak mısınız? Yoksa, ‘Demirtaş başka bir suçtan mahkûm oldu, artık tutuklu değil, hükümlü’ mü diyeceksiniz? AİHM’in kişi özgürlüğüne ilişkin kararlarını uygulamamak için yeni bir yöntem bulmuşa benziyorsunuz. Hemen başka bir suçtan tutukluyor ya da mahkûm ediyorsunuz. Böylece, AİHM’in verdiği kararların arkasından dolanıyorsunuz. Bu kabul edilemez” diyecek mi? Sn. Spano yetkililerle yaptığı görüşmelerde ifade özgürlüğüne değinecek mi?”

 

“Sivil toplum kuruluşlarıyla da görüşün”

İnsan Hakları Derneği (İHD) Spano’ya hitaben kaleme aldığı açık mektupta, AİHM Başkanının Türkiye temasları sırasında sadece iktidar yetkilileri ile değil hukuk ve insan hakları alanında çalışan kurumlarla da görüşme çağrısı yaptı. Mektupta, Spano’nun Türkiye’ye bu koşullar altında yapılacak bir ziyarette, sadece devlet kurumlarını muhatap alması ile ilgili, “Ziyaret, tüm bu olanlara göz yumduğunuz, onay verdiğiniz anlamına gelebilecektir. Bu durum, ziyaretiniz kapsamında konuşma yapacağınız kurumlar düşünüldüğünde daha da vahim bir hal almaktadır” ifadeleri yer aldı.

 

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu da Twitter'da Spano'nun ziyaretini işaret ederek "Dileriz ki ziyareti, AİHM’in Türkiye’de son 5 yıllık “tarafsızlık” sorununu ağırlaştırmaz; ileriye dönük olarak ihlalleri meşrulaştıracağına dair endişeleri haklı çıkarmaz" açıklamasını yaptı.

 

“Fahri doktora tarafsızlığınızı tartıştırır”

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da Spano’nun ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulundu: “AİHM Başkanı Türkiye’yi ziyarete geliyor, gelsin. Bu usuldür. Bu bir nezaket kuralı olabilir. Adalet Bakanlığı davet etmiş Türkiye’ye gelecek. Türkiye’ye gelmesi bir yana gidip İstanbul Üniversitesi’nden fahri doktora ünvanı alacakmış. Biz AİHM Başkanı’na açıkça şunu söylüyoruz; rejimin doktorası AİHM Başkanlığı ile bağdaşmaz, bu doktorayı reddedin. Önünüzde Türkiye ile ilgili çok ciddi başvurular var, yaşam hakkı talepleri var, adil yargılanma talepleri var, dokunulmazlık dosyaları var, işkence var. Siz bu dosyalarda karar verecek bir uluslararası bir mahkeme başkanı iken İstanbul Üniversitesi’nden fahri doktora alamazsınız. Bu sizin tarafsızlığınızı çok güçlü bir şekilde tartıştırır.”

 

“AİHM Türkiye ile hukuk ticareti yapmasın”

“Ayrıca çok önemli bir nokta daha var, İstanbul Üniversitesi yüzlerce akademisyenin ihracına imza atmış bir üniversitedir. Aynı üniversite daha önce Kenan Evren’e de fahri doktora ünvanı vermiş, fazla söze gerek var mı? KHK’lerle ihraç meselesinin AİHM’e gelmesi an meselesidir, her an gidebilir. İşte bu sebeple yüzlerce öğretim görevlisini haksız bir şekilde ihraç ederek yoksulluğa ve işsizliğe mahkum eden bir üniversitenin fahri üyesi olmak bilmiyorum AİHM Başkanı için ne kadar övünç kaynağı? Yine bizim HDP’nin dokunulmazlık dosyalarına dair, Anayasa değişikliğinin AİHS’e aykırı olduğuna ilişkin başvurumuz 4,5 yıldır karara bağlanmadı. Bu ülkede en üst düzeyde, demokratik siyasete, legal bir partiye, partimize bir darbe yapıldı, AİHM Demirtaş dosyası dışında bu konuda henüz bir karar vermedi. Ayrıca Demirtaş dosyasında da karar verdikten sonra uygulanmadığı halde sahte deliller ve tutuklamalarla Yüksekdağ ve Demirtaş cezaevinde olduğu halde bakanlar komitesi harekete geçmedi, Türkiye’ye hiçbir yaptırım uygulamadı. Bu nedenle AİHM Türkiye ile hukuk ticareti yapmasın.”

 

Yukarı