Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Tutuklu üç sanıktan biri olan Şükrü Tuğrul Özşengül, Silivri Cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi
Altanlar davasında gazeteciler Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak ile birlikte yargılanan eski Polis Akademisi öğretim görevlisi Şükrü Tuğrul Özşengül 30 Temmuz 2022 sabahı tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucunda yaşamını yitirdi. Özşengül, 31 Temmuz günü Maltepe’de bulunan Küçükyalı Mezarlığı’na defnedildi.
Cezaevinde daha önce kalp krizi geçiren ve ameliyat olan Özşengül, aynı zamanda yüksek tansiyon hastasıydı. Yargılama sırasında rahatsızlığından söz ederek tahliyesini isteyen Özşengül’e, “Kalbinizde ciddi bir sorun yok” diyen mahkeme heyeti başkanı, çocuk doktoru tarafından verilen “rahatsızlığının tutukluluğuna engel oluşturmayacağına dair” raporu okumuştu.
Son olarak “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 12 yıl hapis cezasına çarptırılan Özşengül’ün dosyası halen Yargıtay Ceza Genel Kurulunda karara bağlanmayı bekliyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kararın bozulmasını istedi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 29 Nisan 2021’de, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 14 Nisan 2021 tarihli kararının kaldırılarak Yazıcı, Şimşek ve Özşengül yönünden bozulmasını talep etti.
Başsavcılık tarafından sunulan tebliğnamede, yeniden yargılama aşamasında sunulan esas hakkındaki mütalaanın Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) öngörülen sürede sanıklar ve avukatlarına tebliğ edilmemesi, mütalaanın yazılı olarak dosyaya sunulduğu tarihten 4 gün sonra 4 Kasım 2019 tarihinde yapılan karar oturumunda iddia makamının esas hakkındaki görüşünün hazır bulunan sanıklar ve müdafilerinin yüzüne karşı okunmaması ve duruşma tutanağına geçirilmemesi suretiyle savunma hakkının engellendiği söylendi.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, beyanlarını Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek yönünden hükme esas alındığı tanıklar Sedat Dil ve Haydar Durusoy’un mahkemede dinlenilmesi ve sanıklar tarafından sorguya çekilmesi yönündeki talepleri reddetmişti. Tebliğnamede, bu yöndeki taleplerin “mahkemece yasal olmayan gerekçeyle reddedilmesi sanıkların adil yargılanma hakkını kısıtlamıştır” ifadelerine de yer verildi.
Sanıkların Bank Asya hesaplarının maaş hesabı olup olmadığının tespit edilmediğini de hatırlatan Başsavcılık, Yazıcı ve Şimşek hakkında eksik kovuşturmayla hüküm kurulduğunu, tüm bu nedenlerle Yargıtay’ın 14 Nisan 2021 tarihli kararının sanıklar Yazıcı, Şimşek ve Özşengül’e atılı “örgüt üyeliği” suçu yönünden kaldırılmasını ve İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinin 4 Kasım 2019 tarihli kararının bu suçlar yönünden bozulması talep etti.
Dosya, Nisan ayından beri inceleme aşamasında
İtirazını değerlendiren Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Başsavcılığın taleplerini kısmen kabul etti. İddia makamının esas hakkında mütalaasının sanıklar müdafilerine CMK’da öngörülen sürede tebliğ edilmediği ve bu sebeple savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin talebini kabul ederek Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 14 Nisan 2021 tarihli onama kararının bu bakımdan kaldırılmasına karar verdi.
Daire 23 Şubat 2022 tarihli kararında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sunduğu diğer itiraz gerekçelerini ise “yerinde görülmediği” gerekçesiyle reddetti.
Daire, Başsavcılığının itirazının değerlendirilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verdi. 12 Nisan 2022’de Yargıtay Ceza Genel Kuruluna giden dosya hala inceleme aşamasında.
Fevzi Yazıcı’nın avukatı Mesut Yazıcı, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararı, savunma hakkı kısıtlandığı için bozduğuna ve dosyanın Nisan 2022 tarihinden bu yana inceleme aşamasında olduğuna dikkat çekti. Avukat Yazıcı, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla ayrı ayrı 10 yıl 15 ay hapis cezasına çarptırılan Şimşek ve Yazıcı’nın infaz sürelerinin 2023 yılında dolacağını söyledi.
Ne olmuştu?
Altanlar davasının 16 Şubat 2018’de görülen karar duruşmasında Ahmet Altan, Mehmet Altan, gazeteci Nazlı Ilıcak, kapatılan Zaman gazetesinin görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı, gazetenin marka pazarlama direktörü Yakup Şimşek ve Polis Akademisi eski öğretim üyesi Şükrü Tuğrul Özşengül, “15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri” iddiasıyla “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Davanın temyiz incelemesini 2019 yılında tamamlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın eylemlerinin “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçunu oluşturduğu, Yazıcı, Şimşek ve Özşengül’ün “örgüt üyeliği” suçundan yargılanmaları gerektiğine karar vermişti. Mehmet Altan hakkında ise beraat verilmesi gerektiğine karar veren Daire, ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştu.
Yeniden yargılama neticesinde dosyayı 4 Kasım 2019 günü karara bağlayan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma ilamı doğrultusunda Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül hakkında verdiği ağırlaştırılmış müebbet cezalarını bozmuştu. “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etmek” suçundan Ahmet Altan hakkında 10 yıl 6 ay, Nazlı Ilıcak hakkında ise 8 yıl 9 ay hapis cezası veren mahkeme, Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek’in “örgüt üyeliği” suçundan 10 yıl 15 ay, Şükrü Tuğrul Özşengül’ün 12 yıl hapsine hükmetmişti. Mehmet Altan hakkında ise beraat kararı verilmişti.
Hükme bağlanan davanın dosyası, Fevzi Yazıcı, Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül’ün avukatları ile katılan Cumhurbaşkanlığı vekili ve katılan TBMM Başkanlığı vekili tarafından istinaf mahkemesine taşınmıştı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, 6 Ocak 2020 tarihinde, karar kesinleşinceye kadar yapılacak tüm yasa yolu müracaatlarının inceleme yetki ve görevinin Yargıtay’ın ilgili dairesine ait olduğunu söylemiş ve temyiz incelemesinin yapılması için dosyanın Yargıtay’ın ilgili ceza dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar vermişti.
İtirazları değerlendiren Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 14 Nisan 2021 tarihli kararında Yazıcı, Şimşek ve Özşengül’e verilen cezaları onarken, Altan ve Ilıcak’a verilen cezaları kanunda belirtilen indirimin uygulanmadığı gerekçesiyle bozmuştu.