Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

ANALİZ | Basın İlan Kurumunun genişletilen yetkisi özgür gazeteciliğin önünde bir engel mi?

ANALİZ | Basın İlan Kurumunun genişletilen yetkisi özgür gazeteciliğin önünde bir engel mi?

Temel görevi basılı gazetelere ilan dağıtımı olan Basın İlan Kurumunun yetki alanı internet medyasını da kapsayacak şekilde genişletildi. Muhalif yayın çizgisiyle bilinen pek çok gazeteye ilan kesme cezası veren kurumun, adaletli bir denetim yapıp yapmayacağı sorgulanıyor

 

HİKMET ADAL, İSTANBUL

 

Yıl 1961’di. Resmi ilanların dağıtımında adaletsiz davranıldığı gerekçesiyle hükümet ile gazeteleri karşı karşıya getiren uygulamaya son vermek amacıyla bir devlet teşkilatının kurulmasına karar verildi. Adı Basın İlan Kurumu oldu.

 

61 yıldır hayatımızda olan bu kurum, şu an için 953 gazeteye resmi ilan ve reklam veriyor. 2021 sonu itibariyle kasasından çıkan ve gazetelere dağıtılan bedel tam olarak 613 milyon TL.

 

Temel görevi ilan dağıtımı olan Basın İlan Kurumunun, 18 Ekim 2022 tarihinde Resmî Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren dezenformasyon ya da kamuoyunun bildiği tabirle sansür yasasıyla ilan yetkisi genişletilmiş oldu.

 

Fikir ve içerik farkı gözetmeksizin gazetelere adil bir biçimde ilan dağıtmakla mükellef olan bu kurum, uzunca bir süredir yanlı davranışları, kestiği cezalar, iptal ettiği ilan yayınlama haklarıyla zaten tepkilerin odağındaydı.

 

Yasa Meclis’ten geçmeden yaklaşık bir ay önce Basın İlan Kurumu Evrensel gazetesinin resmi ilan yayınlama hakkını türlü bahanelerle iptal etmişti.

 

Basın İlan Kurumu, yasayla birlikte yalnızca bir gelir dağıtım platformu olmaktan çıkıp, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) gibi yayınlara ceza kesen düzenleyici bir kuruma dönüştü. Üstelik önceden yetkisi sadece basılı gazetelerle sınırlı olan kurum, artık internet medyasını da kapsayacak.

 

Hâl böyle olunca, geniş yetkilerle donatılanckurumun adaletli bir dağıtım yapıp yapmayacağı sorgulanır hale geldi.

 

Polat: Sansür aracına dönüştü

Evrensel gazetesinin Genel yayın Yönetmeni Fatih Polat’a göre Basın İlan Kurumu, AKP iktidarının elinde bir sansür ve mali tehdit mekanizmasına dönüşmüş durumda.

 

Kurumun, Demokrat Parti’nin basına getirdiği ağır sansürün yol açtığı yıkıcı tahribatın ardından kurulduğunu hatırlatan Polat, “Basın İlan Kurumu halkın vergileri. Vergi veren herkesin bayiden aldığı gazetenin yayın hayatına devam edebilmesini mümkün kılmayı ve iktidarların ‘besleme basın’ yaratma pratiklerine karşı basını güvence almaya amaçlayarak kuruluyor. Ancak AKP iktidarının tek adam yönetimini sistematize eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş ve buna bağlı olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın kurulmasıyla Basın İlan Kurumu tamamen siyasal iktidarın bir sansür aracına dönüştü” dedi.

 

Sorunların kaynağı ne?

Polat’a göre iktidarın politikaları ile uyumlu bir yayınınız varsa resmi ilan akışı sorunsuz devam ediyor. Ancak eleştirel bir gazetecilik yapıyorsanız sorunlar da orada başlıyor:

 

“İktidara yakınsanız, türlü numaralarla tirajınızı var olanın çok üstünde göstererek yüksek bir katsayı üzerinden resmi ilan alsanız dahi denetlenmiyorsunuz. Ama muhalefetin haberlerine yer veren bir gazete iseniz karşınıza aşamalı olarak iki gerçeklik çıkıyor. Attığınız başlıklardan girdiğiniz haberlere kadar türlü gerekçeler üretilerek, tamamen sübjektif ölçütlerle ilan kesme cezaları uygulanıyor.

 

“Eğer Evrensel gibi ‘uslanmaz’ bir gazete olarak görülüyorsanız bu sefer eşine ender rastlanan biçimde resmi ilan hakkınızı iptal edecek numaralar üretmek üzere harekete geçiliyor.

 

“Basın İlan Kurumu personeli birer istihbarat elamanı gibi bayileri gezerek birden fazla Evrensel alanları tespit edip, bunlara hukuksuz bir biçimde ‘ilan almaya yeter tirajı tutturmak üzere gazete personeli tarafından alınan gazeteler’ muamelesi yaparak ilanınız kesilebiliyor.”

 

Cezalandırma mı?

Polat’ın bahsettiği gibi Evrensel gazetesi Eylül 2019’dan beri Basın İlan Kurumundan ilan alamıyor. Kaldı ki Ağustos 2022’de de gazetenin tüm ilan hakkı elinden alındı. Ya da Polat’ın tabiriyle “İlan hakkı gasp edildi.”

Polat, Basın İlan Kurumu’nun geldiği noktayı anlatmak için şu örneği seçiyor:

 

“İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un kiraladığı arazide yaptırdığı yerleri yıkması ve haberi yapan Cumhuriyet gazetesi muhabirlerinin bu haber nedeniyle ifadeye çağırılmasını haberleştirdiğimiz için Altun’un avukatı Sezgin Tunç’un şikâyeti üzerine Evrensel’e üç günlük ilan kesme cezası verildi.

 

“Yani Basın İlan Kurumu, bağlı olduğu Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı adına bize ceza vermiş oldu. Alın bu kararı dünya sansür tarihi kitaplarının içinde hak ettiği yere koyun.”

 

“Bir AKP kurumu”

Polat, dezenformasyon düzenlemesiyle Basın İlan Kurumunun yetki alanının internet medyasını kapsayacak şekilde genişletilmesi üzerine de şunları söyledi:

 

“İnternet medyasına resmi ilan hakkı tanınmasının bugünkü koşullarda anlamı, onların da görece daha özgür oldukları öncesinden farklı olarak artık iktidarı kızdırmayacak bir yayıncılık hattını kabullenmeleri. Eğer buna riayet etmezlerse önce ilan kesme cezaları, sonra da yayın hakkının iptali gelir.

 

“Bugünkü haliyle Basın İlan Kurumu, halkın vergilerinden maaş alarak halkın vergileriyle desteklenmesi gereken basını iktidar lehine denetim altına alan bir kuruma dönüşmüş durumda.

 

“Tamamen bir AKP kurumu. Kanımca artık düzelme ihtimali olan bir kurum olmaktan tamamen uzaklaşarak kuruluş gerekçelerini reddeden bir kurum halinde.

 

Gökhan Durmuş: Üye sayısı 42’ye çıktı, bir şey değişmedi

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş yasayla birlikte verilen yetkilerde ilk olarak kurumun Genel Kurulundaki üye sayısının 36’dan 42’ye çıkartılmasına yöneltiyor eleştirisini.

Ona göre Basın İlan Kurumunun Genel Kurulunu, iktidar çevresi oluşturuyor. Durmuş “42 kişinin 14’ünü direkt iktidar atıyor, ikinci 14’ünü bağımsızlar adı altında yine iktidar atıyor. Üçüncü 14’ü, 5’i hariç iktidara yakın gazetelerin sahipleri oluşturuyor” dedi.

Durmuş’un ikinci eleştirisi ise yasanın muğlaklığına. Çünkü yasa Meclis’ten geçmesine rağmen hala ilanların nasıl dağıtılacağı belirsiz. Ortada şu an için bir yönetmelik yok:

 

“Sansür yasasıyla internet haber siteleri de ilan alacak. İnternet haber siteleri aynı zamanda Basın İlan Kurumu denetimine sokacak. Bu yeni krizleri de beraberinde getirecek. Düzenlemede ilanların nasıl dağıtılacağı belirsiz.

 

“Konunun özü, Basın İlan Kurumu önümüzdeki dönem istediği gazetelere, istediği internet haber sitelerine ilan verecek, istemediklerine vermemek için ne yapması gerekiyorsa onu yapacak.”

 

“AKP kurumun özerk yapısını bozdu”

Durmuş bu tabloyla eski tablo arasında bir fark olmadığını söylüyor ve kurum önümüzdeki dönemde de muhalif medya kuruluşlarına vereceği ‘hukuksuz cezalar’ ile gündemde olmaya devam edeceğini savunuyor.

 

Geçmişten bahsederken Polat’tan farklı olarak Basın İlan Kurumundaki değişimin 2010’lardan itibaren başladığını anlatan Durmuş, örnek olarak da son 7 yılda verilen cezaları gösterdi:

 

“AKP iktidarı Basın İlan Kurumunun özerk olan yapısını bozdu. Nasıl yapıldığını daha iyi anlamak için 2010’dan sonra yapılan Genel Müdür atamalarına baktığımızda bunu anlayabiliyoruz.

 

“Son yıllarda AKP iktidarının kurumda kontrolü tamamen ele geçirmesi, meslek örgütleri temsiliyetinin sınırlı kalması nedeniyle Basın İlan Kurumu bir baskı aracına haline geldi.

 

“İktidarın politikalarını eleştiren, sorunları yazan özellikle muhalif medya kuruluşlarına ilan kesme cezalarıyla basın özgürlüğüne darbe vuran bir kuruma dönüştü. Yönetim kurulunun çıkarttığı Basın Ahlak Esasları yönetmeliği ile da bu cezaları meşru hale getirmeye çalışıyor.”

 

Renan Akyavaş: Endişeliyiz

Uluslararası Basın Enstütüsü’nün (IPI) Türkiye Program Koordinatörü Renan Akyavaş da, Polat ve Durmuş gibi endişelerini sıralıyor.

 

Akyavaş, yasa ile birlikte internet haber sitelerinin Basın İlan Kurumunun kontrolüne girmesinin ideal düzende gerekli ve faydalı bir ilerleme olarak görüldüğüne ancak nesnel gerçeklikte bunun karşılığı olmadığına dikkat çekti.

 

Akyavaş, “Basın İlan Kurumunun günümüzde üstlendiği fonksiyon; eleştirel yayın yapan gazetelerin ilan haklarını keserek veya tamamen ortadan kaldıracak bir ceza mekanizması olmasıdır” dedi.

 

Akyavaş, “Yeni medya düzeninde internetten bağımsız ve nitelikli haber yapan sitelere benzer bir uygulama yapılacağından endişeliyiz. Bu durum, ülkedeki basın özgürlüğü ve çeşitlilik sorununu daha da derinleştirecek, tüm engellere rağmen yayını sürdüren haber kurumlarını ciddi finansal baskı altına sokacaktır” diye de ekliyor.

 

Süleyman İrvan’a göre yeni yasa gazetelerin sonunu hazırladı

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan ise Basın İlan Kurumunun özellikle yerel medya için vazgeçilmez konumda olduğunu ve 2021’de dağıtılan 612 milyon TL’nin gazeteler açısından önemli bir gelir kaynağı olduğundan bahsetti.

 

“Bu ilan ve reklamların adil ve nesnel kriterlere göre dağıtımını yapacak bir organizasyona elbette ihtiyaç var” diyen İrvan, Basın İlan Kurumu gibi bir teşkilatın gerekliliğine vurgu yaptı.

 

Ancak İrvan’ın eleştirisi de Basın İlan Kurumunun geldiği noktaya ve yeni yasayla kuruma verilen yetkilere:

 

“Yeni yasal düzenle Basın İlan Kurumunun yetkileri genişletiliyor. Basılı gazete ve dergiler yanında haber siteleri de Basın İlan Kurumu’nun yetki alanına dahil ediliyor. Burada temel amaç, haber sitelerinin de resmi ilan ve reklamlardan yararlanabilmesi olarak açıklanıyor. Ancak ilgili madde 1 Nisan 2023’te yürürlüğe girecek. O tarihten itibaren resmi ilan ve reklam dağıtımının kimlere, nasıl dağıtıldığını görmüş olacağız.

“Ancak şöyle bir sorun var. Basın İlan Kurumu, resmi ilan pastasını mevcut durumda yaklaşık 800 gazete arasında paylaşırken şimdi bu pastaya internet haber medyası da ortak olacak.

 

“Türkiye’de tahmini 10 bin kadar haber sitesi var. Bunların ne kadarının resmi ilan alabilme hakkına sahip olacağını henüz bilemiyoruz. Ama her halükârda bunların yarısı bile belirlenecek koşulları karşılasa 5 bin haber sitesi demektir. Benin endişem, bu uygulamadan basılı gazetelerin zararlı çıkacağı ve birçok gazetenin ekonomik sıkıntı nedeniyle kapanma noktasına geleceği şeklinde. Zaten sıkıntıda olan yerel gazeteler yok olma sürecine girebilir.

 

“Bir de elbette Basın İlan Kurumunun uygulamak istediği ama Anayasa Mahkemesi kararı nedeniyle şimdilik askıya aldığı Basın Ahlak Esasları var. Yeni yasal düzenlemede Basın Ahlak Esasları’na da atıf yapılıyor. Düzenlemede, ‘Basın kartı sahibinin, Basın Ahlak Esaslarına aykırı davranışlarda bulunması hâlinde ihlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, Komisyon tarafından basın kartı sahibi uyarılabileceği gibi basın kartının iptaline de karar verilebilir. Buna ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir’ deniliyor. Demek ki Basın İlan Kurumu Basın Ahlak Esasları’ndan artık sadece gazetelere ve elbette haber sitelerine ilan ve reklam kesme cezası vermeyecek, gazetecileri de cezalandırabilecek. Bunun nasıl bir sonuca yol açacağını da göreceğiz.”

 

“Basın İlan Kurumu, özgür gazeteciliği desteklemiyor”

“Basın İlan Kurumu özgür gazeteciliğin önünde bir engel mi?” sorusuna, “Son dönemde verdiği tartışmalı kararlarıyla en azından özgür gazeteciliği desteklemediğini söyleyebilirim” şeklinde cevap veren İrvan sözlerini şöyle tamamladı:

 

“Basın İlan Kurumu, bir devlet kurumu olarak adil, dengeli ve nesnel kararlar verdiği takdirde gazeteciliğe daha çok iyilik yapmış olacaktır. Kendilerinden beklentimiz, gazeteler arasında ayrımcı uygulamalar yapmaması, sahip olduğu yetkiyi gazeteler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmaması, Basın Ahlak Esasları gibi öznel ve etik gazetecilik alanına giren konularda hüküm vermemesi, gerekirse basın konseyi, medya etik kurulu, medya ombudsmanlığı gibi özdenetim uygulamalarını desteklemesi.”

 

Yukarı