Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

ANALİZ: İnfaz paketinin götürdükleri

ANALİZ: İnfaz paketinin götürdükleri

Hiçbir şiddet eylemine bulaşmayan, ancak muğlak ifadeleri nedeniyle sürekli eleştirilen Terörle Mücadele Kanunu (TMK) nedeniyle hüküm giyen, tutuklanan gazeteciler, siyasetçiler, yazarlar, öğrenciler kapalı cezaevlerinde kalmaya devam ederken, “en ağır suçun” düşünce olduğu paketle tescillendi

 

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

 

Aylardır tartışılan infaz paketi 15 Nisan 2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi ve cezaevinden tahliyeler başladı. Her ne kadar “kapsam dışı” bırakıldığı söylense de mafya, cinayet hükümlüleri, gasp, hırsızlık suçluları tahliye ediliyor yavaş yavaş. Bu tahliyelerle birlikte, açık cezaevinde bulunan, her türlü suçu işlemiş hükümlüler de koronavirüs nedeniyle evlerine izne gönderiliyor. İki aylık izin süresi üç kez uzatılabilecek ve bu süre cezalarından sayılacak. Kapalı cezaevinde kalanlar ise hiçbir şiddet eylemine bulaşmayan, ancak muğlak ifadeleri nedeniyle sürekli eleştirilen Terörle Mücadele Kanunu (TMK) nedeniyle hüküm giyen, tutuklanan gazeteciler, siyasetçiler, yazarlar, öğrenciler oldu. Bu kapsamda kalanlar, infaz indirimini bırakın, açık cezaevine kolayca geçebilme, ev izni, konut izni gibi hakları kullanabilme imkânından da yoksun kılındı. En ağır suçun, düşünce olduğu paketle tescillendi.

 

İnfaz paketi, yoğun eleştirilere ve muhalefetin 200’ü aşkın önergesine rağmen, TBMM Genel Kurulu’nda değiştirilmedi. Birkaç maddeyle sınırlı değişiklik yapıldı. En önemli değişiklik, çok düşük ceza alsa bile herkesin cezaevinde yatmasına yol açacak olan “denetimli serbestlik” düzenlemesinin kaldırılması oldu. Bu sistem geçse, 10 ay ceza alan da 8 ayını cezaevinde geçirecekti. Ancak düzenleme paketten çıkarıldı.

 

Buna karşılık Selahattin Demirtaş’tan Osman Kavala’ya, Ahmet Altan’dan Selçuk Mızraklı’ya, Barış Terkoğlu’ndan, Ferhat Çelik’e, Barış Pehlivan’dan Murat Ağırel’e kadar uzanan, uzun düşünce suçluları listesi paketin bütünüyle dışında. Hakkında herhangi bir hüküm bulunmayan tüm tutuklular da öyle.

 

Yaralamayla ölüme sebebiyet verenler, gasp, hırsızlık suçlarını işleyenler, yolsuzluk yapanlar, tacizciler ise paketin kapsamında. Kişiye karşı işlenen suçları ancak kişilerin affedebileceğini söyleyen iktidar bloğu, kişiye karşı işlenen suçların büyük bölümünü affederken, devlete karşı işlendiğini iddia ettiği suçları paketin kapsamına hiçbir biçimde almadı.

 

Teklifte terör suçları kapsam dışı bırakılırken, Genel Kurul’da bu madde genişletildi ve tutuklu Osman Kavala ile MİT Kanunu’na muhalefetten tutuklanan gazetecilerin ilerleyen dönemde yasadan yararlanmasını engelleyecek biçimde casusluk suçları da kapsam dışına alındı.

 

Örtülü af düzenlemesi

 

Paket aslında belirli suçlar için af niteliğinde. Ancak ismine af denilseydi, hükümet muhalefetle uzlaşmak zorunda olacak, Genel Kurul ancak nitelikli çoğunlukla paketi yasalaştırabilecekti. Bunun yerine adına infaz indirimi denilerek, cezaların yarısı affedildi. Kalan cezanın üç yılı ise denetimli serbestlik kapsamına sokuldu. Bu tabloda, örneğin yolsuzluk suçundan 6 yıl ceza alan bir kişi hemen tahliye olabilecekken, bunu haber yaparak “terör örgütlerine hizmet ettiği” iddia edilen kişi 4 yıl cezaevinde kalacak. Paket bu hâliyle eşitsiz, ayrımcı nitelikte… Bu eşitsizliği Anayasa Mahkemesi düzeltmeye kalksa bile kişiye karşı işlenen suçlar zaten affedilmiş olduğundan geri dönülemez hasarlar verilmiş oldu. Kişilere özel infaz sistemleri getirilerek, kalıcı maddelerle infaz rejimi sadece dünü değil yarını da kapsayacak biçimde eşitsiz biçimde düzenlendi. Paket, zaten çarpık adalet sisteminden büyük bir parça kopardı ve adalete olan inançtan büyük bir parçayı daha alıp götürdü. 

 

Bu eleştirilere yol açan pakette neler olduğunu ayrıntılı bilmek gerekiyor. Özetle, şöyle anlatabiliriz: 

 

  • SÖZ İNFAZ HÂKİMİNİN: İnfaz Hâkimliği’nin yetkileri genişledi. İnfaz hâkimleri, şikâyetleri incelemekle, kimin ne zaman tahliye hakkı kazandığını belirlemekle, ağır suçlular için koşullu salıvermeyi onaylamakla yetkili olacak. Her kentte infaz hâkimliği oluşturulacak.

  • 12 EYLÜL YÖNTEMİ YASALAŞTI: Kanunla, terör suçundan hüküm giyen ya da tutuklu bulunanları cezaevinden alarak 15 gün süreyle sorgulamak da yasallaştı. 12 Eylül döneminde sıkça uygulanan bu sorgu yöntemini istihbaratçıların da kullanabilmesine olanak sağlandı.

  • CEZA ARTIYOR, TAHLİYE KOLAYLAŞIYOR: Kasten yaralama suçunun, yüze kezzap atmak gibi canavarca hisle işlenmesi durumunda verilecek ceza bir kat artırılacak. Silah kullanma nedeniyle ise ayrıca artırım yapılmayacak. Yaralama sonucu ölüm yaşandığında verilen cezanın üst sınırı ise 16 yıldan 18 yıla çıkarıldı. Buna karşılık, bu suçlar, infaz indirimi kapsamına giriyor. Sadece ağırlaşmış yaralama kapsam dışında. Böylece bu suçu işleyenler de hem yarı oranında infazdan hem üç yıl denetimli serbestlikten yararlanabilecek. Tefecilik suçuna verilen 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasının üst sınırı 6 yıla kadar hapis cezası şeklinde değişti. Ceza artmasına rağmen bu suç da infaz indirimi kapsamına alındı.

  • ÖRGÜT CEZALARI ARTTI: Örgüt kuran ve yönetenlere, sadece bu nedenle verilen ceza 2 yıldan 6 yıla kadar hapis olarak düzenlendi. Örgüt üyeliği suçuna verilen 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasının sınırları ise 2 yıldan 4 yıla kadar hapis şeklinde değiştirildi. Zaten paket kapsamında olmayan bu suçların cezaları da ağırlaşmış oldu. 

  • TUTUKLULAR, HÜKÜMLÜDEN DAHA SUÇLU: Hükümet tarafından “koronavirüs salgınına yönelik tedbir” olarak hazırlandığı iddia edilen pakette, ilginç biçimde tutuklulara yönelik adım atılmadı. Buna göre suça konu eylemi yaptıkları mahkeme kararıyla kesinleşmiş kişiler tahliye olabiliyor ama aynı eylemi yaptığı iddia edilen, henüz hâkim önüne çıkmamış kişiler de dahil tutuklular, bu riskli süreci cezaevinde geçirmek zorunda kalacak. Tek istisna, ağır hastalık veya engellilik hâli bulunanlar, hamile olan ya da doğumun üzerinden 6 ay geçmemiş olan şüpheliler. Bu kişiler tutuklanmak yerine adlî kontrol altına alınacak. Hamile olan ya da doğumunun üzerinden 6 ay geçmemiş olanların cezalarının infazı da 1,5 yıl ertelenecek. 

  • DOĞRUDAN AÇIK CEZAEVİNE: Terör suçlarından, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan mahkûm olanlar, mükerrer suç işleyenler, koşullu salıverme kararı kaldırılanlar hariç olmak üzere cezanın doğrudan açık cezaevinde infaz edilmesi sistemi getirildi. Buna göre, kasıtlı suçlardan 3 yıl ve daha az ceza alanlar, taksirli suçlardan 5 yıl ve altında ceza alanlar, adlî para cezası hapse çevrilenler, İcra İflas Kanunu uyarınca tazyik hapis cezası alanlar cezalarını doğrudan açık cezaevinde çekecekler.

  • AÇIK CEZAEVİ KAPISI AÇIK: Diğer suçlardan kapalı cezaevinde yatanların açık cezaevine geçişine de disiplin koşullarına uyup uymadığına bakılarak idare kurulunca karar verilecek. Kasten öldürme, terör suçları, cinsel suçlar, uyuşturucu suçlarından ceza alanlarla, 10 yılın üzerinde hapis cezası alanların açık cezaevine geçişi, idare kurulunun kararının ardından infaz hâkiminin onayıyla mümkün olacak. Onay verilmezse açık cezaevine geçemeyecekler.

  • KURUMDA YA DA EVDE KALACAKLAR: Açık cezaevlerine sağlanan imkânlar da arttı. Yine sürekli sıralanan suçlar kapsam dışında kaldı. Bunların dışındaki suçlardan hüküm giyip açık cezaevinde kalanlar, bir kamu kurumunda görev yapıyorlarsa, o kurumun tesislerinde yatıp kalkabilecek. Yine açık cezaevinde bulunan bazı hükümlülere de hafta sonu ve geceyi cezaevinde, geri kalan süreyi evde geçirme imkânı getirildi.

  • DİSİPLİN AĞIRLAŞTI: Bütün bu imkânlardan yararlandırılmayacak olanların disiplin cezaları da ağırlaştı. Bundan sonra hastane ya da duruşmaya giderken slogan atan, tartışan hükümlüler, cezaevinde suç işlemiş gibi disiplin cezasına mahkûm edilecek. Çocuk hükümlülerin disiplin cezalarına da “alanlarını temiz tutmamak” eklendi.

  • SADECE O KİŞİYLE KONUŞ: Hükümlü ve tutuklular, telefon haklarını, bildirdikleri numara dışında bir başka hatta telefonun yönlendirilmesi gibi bir yöntem kullanarak, bildirilen kişi dışındaki kişilerle görüşme yapmaları durumunda disiplin cezası alacaklar. Buna göre, evini arayan bir kişi, orada bulunan ancak görüşme hakkı olmayan kişilerle konuşursa ceza alabilecek.

  • 6 AYDA BİR İYİ HÂL İNCELEMESİ: İyi hâl incelemesi sadece koşullu salıverme sırasında değil sürekli yapılacak. İyi hâl gerektiren hakların kullanımında bu değerlendirmeler belirleyici olacak.

  • DENETİMLİ SERBESTLİK ÖZGÜRLÜĞÜ: İnfaz indirimine ek olarak 30 Mart 2020 tarihinden önce suç işleyenlerin denetimli serbestlik süresi 1 yıl yerine 3 yıl olarak uygulanacak. Böylece 6 yıl ceza alan biri, infaz indirimiyle cezası 3 yıla düştüğünden hiç hapis yatmadan serbest kalabilecek. Bu tarihten sonra işlenen suçlarda ise denetimli serbestlik 1 yıl olacak.

  • CEZANIN YARISI KADAR İNFAZ: Eski sistemde adlî suçlarda hükümlüler, aldıkları cezanın üçte ikisini cezaevinde geçiriyordu. Örneğin 12 yıl ceza alan bir kimse 8 yıl cezaevinde kalıyordu. İnfaz oranı düzenlemeyle yarıya indirildi. Bu düzenlemeyle, 12 yıl ceza alan kişi, 6 yıl cezaevinde kalacak. Kapsam dışı tutulan suçlar da ayrıca sıralandı. Kasten öldürme suçlarında yarı oranında infaz indirimi yapılmayacak. İşkence ve eziyet suçlarında da üçte ikilik infaz sistemi devam edecek. Cinsel saldırı suçlarında da mevcut sistem devam edecek. Uyuşturucu suçlarında da suçun örgütlü işlenmesi durumunda infaz indirimi uygulanmayacak. İlk metinde yer alan, mükerrer suçlarda uyuşturucu ve cinsel suçlarda indirim öngören düzenleme paketten çıkarıldı. Mükerrer suçlarda da mevcut sistem devam edecek. İkinci defa tekerrür suç işleyen ise koşullu salıvermeden yararlanamayacak. Terör suçları ise hiçbir biçimde paketten yararlanamayacak.

  • SADECE KİŞİYE KARŞI SUÇLARA KORONA İZNİ: Açık cezaevinde bulunan hükümlüler ile kapalı cezaevinde bulunup da açık cezaevine geçmeye hak kazananlar koronavirüs salgını nedeniyle 31 Mayıs 2020’ye kadar izinli sayılacak ve salıverilecek. Bu süre Adalet Bakanı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere üç kez uzatılabilecek. Geçen bu süre, cezadan sayılacak. Kapsam dışı bırakılan suçlarda ise yine değişiklik yok.

  • CEZAEVİNDE KİMİN NE OKUYACAĞINA DEVLET KARAR VERECEK: Pakette, ilk teklifte, Uluslararası Standart Süreli Yayın Numarası (ISSN) veya Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN) almayan süreli ve süresiz yayınların cezaevine sokulamayacağı düzenlemesi yer alıyordu. Bu düzenleme önerge ile kaldırıldı. Ancak aynı maddede yer alan “Basın İlan Kurumu (BİK) aracılığıyla resmî ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazetelerin cezaevine sokulamayacağı” yönündeki düzenleme, itirazlara rağmen komisyondan geçti. Genel Kurul’da, sadece kalıcı ceza verilenlerin cezaevine sokulmayacağı yönünde düzenleme yapıldı. Böylece Basın İlan Kurumu, tek söz sahibi hâline getirildi. Basın İlan Kurumu’nun ceza kestiği ve bu nedenle ilan vermediği Evrensel, BirGün gibi gazeteler, cezaları kalıcı hâle gelirse cezaevlerine sokulmayacak. 

  • AÇIK CEZAEVİNE GEÇECEKLER: Açık cezaevleri boşalacağından, bu cezaevlerine geçmelerine 1 yıl kalmış olan, kişiye karşı ağır suçları işlemiş hükümlüler, açık cezaevine nakledilecek. 

  • DÜŞÜNMEK AĞIR SUÇ: Yukarıdaki suçları işleyenler serbest kalırken, hiç şiddet eylemine bulaşmamış, yazıları, sosyal medya mesajları, konuşmaları nedeniyle cezaevinde bulunanlar, Terörle Mücadele Kanunu’nun “propaganda,” “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım” gibi muğlak maddelerinden ceza aldıkları için cezaevinde kalacaklar.

Yukarı