Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
AYM’nin erişim engellerine dair verdiği pilot karar kapsamında Meclis’e yaptığı uyarının üzerinden neredeyse iki yıl geçti. Meclis AYM’nin uyarısı üzerine kalem oynatmazken mahkemeler ise yeni erişim engeli kararlarına imza atmaya devam etti
ÇAĞRI SARI
Anayasa Mahkemesi, Artı Gerçek haber sitesinde 2019 yılında yayımlanan bir habere getirilen erişim engeline dair yapılan başvuruyu Eylül ayında karara bağladı. “Karakoldan ‘havan mermisi’ yanıtı: Deneme amaçlı biz atıyoruz” başlıklı haberin mahkeme kararıyla erişime engellenmesi üzerine Aralık 2019’da yapılan başvuruyu değerlendiren AYM, resmî sitesinde 8 Kasım 2023 tarihinde yayımlanan kararında Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine hükmetti.
Kararda, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesı̇ ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edı̇lmesı̇ Hakkında Kanun’un içeriğin yayından kaldırılması veya erişimin engellenmesini düzenleyen “9. maddesine benzer şekilde 8/A maddesinin de mevcut hâliyle kamusal makamların takdir yetkisini daraltarak keyfî davranışların önüne geçebilecek, ifade özgürlüğü ile demokratik toplumun terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı kendisini korumaya ilişkin meşru hakkı arasında adil bir denge kurulmasını garanti edebilecek temel güvencelere sahip olmadığından ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiği ve ihlalin doğrudan kanundan kaynaklandığı sonucuna varıldığı” belirtildi.
AYM’nin sulh ceza hâkimliklerince verilen erişim engellerine karşı yapılmış dokuz bireysel başvuruyu konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle birleştirerek hükme bağladığı pilot kararın üzerinden geçen yaklaşık iki yıllık sürenin ardından açıkladığı bu yeni kararda da Genel Kurul, 27 Ekim 2021 tarihli pilot kararında olduğu gibi, ihlalin doğrudan kanundan kaynaklandığı sonucuna vardı ve yapısal sorunun çözümü için konunun yasama organına bildirilmesine bir kez daha karar verdi.
Yüksek mahkemenin aralarında Gazete Duvar, Diken, Sol.org.tr, BirGün, Artı Gerçek ve tarımdanhaber sitelerinde yayımlanmış bazı haberler ile gazeteci Çiğdem Toker’in Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bir köşe yazısının bulunduğu toplam 129 URL adresine getirilen erişim engelleri hakkında verdiği pilot karar Resmi Gazete’de 7 Ocak 2022 tarihinde yayımlanmıştı. AYM, 5651 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesinde yapısal sorun tespit ettiği için hem ihlale hükmetmiş hem de gerekli yasal düzenlemeyi yapması için Türkiye Büyük Millet Meclisine bir yıl süre vermişti. AYM bu süre zarfında geçmişte yapılmış ve ileride yapılacak benzer başvuruları değerlendirmeye almayacağını bildirmişti.
Pilot karar yok sayıldı
Ancak pilot kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasının ardından geçen 20 aylık sürede Meclis gerekli düzenlemeyi yapmadı. Sulh ceza hâkimlikleri ise yeni erişim engeli kararlarına imza atmaya devam etti. Pilot kararda belirtilen süre dolmasına karşın AYM’nin kendisi de kararının gereklerini yerine getirmedi.
İfade Özgürlüğü Derneği (İFÖD) kurucularından, bilişim hukuku uzmanı ve siber haklar üzerine çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Yaman Akdeniz, AYM’nin Meclis’e tanıdığı bir yıllık süre zarfında TBMM’nin yasada gerekli düzenlemeyi yapmak üzere harekete geçmediği gibi sulh ceza hâkimliklerinin de pilot kararda hükmedilen ihlalleri doğurmaya devam edecek yeni erişim engeli kararları vermeye devam ettiklerini söyledi.
Akdeniz, Ekim 2022’de yürürlüğe giren “dezenformasyon” düzenlemesi de dahil olmak üzere, bu süre zarfında mevzuatta TBMM tarafından birçok değişiklik yapıldığı halde erişim engellemelerine ilişkin pilot karar uyarınca bir yasal düzenlemenin hiç gündeme gelmediğini ifade etti: “AYM kararını Meclise gönderdikten sonra pilot karar kapsamına aldığı 334 başvuruyu yine de açıkladı. Peki sulh ceza hâkimlikleri ne yaptı? Sanki AYM’nin pilot kararı yokmuş gibi aynen yüzlerce ve hatta binlerce karara imza atmaya devam etti.”
Akdeniz, bu süreçte AYM’nin kendi pilot kararı uyarınca bir girişimde bulunup bulunmadığına ilişkin sorumuza ise şöyle yanıt verdi: “Hayır, AYM de bir yıllık sürenin dolmasının üzerinden 11 ay geçmişken, dönüp 5651 sayılı yasanın 9. maddesi hakkında yeni bir karar vermedi ve hatta pilot karar kapsamına aldığı 334 başvuruyu ve sonradan yapılan başvuruları da unuttu. Kendi pilot kararına istinaden AYM’nin bu başvurularda da derhal ihlal kararı vermesi gerekirken, aradan geçen zamanda 5651 sayılı yasanın 9. maddesiyle ilgili herhangi bir başka karar vermedi.”
Akdeniz’in aktardığı bilgilere göre, AYM’nin pilot karar uyarınca görüşülmesini ertelediği 334 başvurudan iki tanesi 2014 içinde, 10 tanesi 2015 içinde, 26 tanesi 2016 içinde, 31 tanesi 2017 içinde, 34 tanesi 2018 içinde, 55 tanesi 2019 içinde, 45 tanesi 2020 içinde, 86 tanesi 2021 içinde ve 45 tanesi de 2022 içinde yapılmıştı.
Yerel mahkemelerin ve sulh ceza hâkimliklerinin gölgesinde
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) başvurarak erişim engelleme kararlarına ilişkin istatistiklerle ilgili bilgi istediğini ancak BTK’nın bu talebini reddettiğini anlatan Akdeniz, bunun üzerine başvurduğu AYM’nin bu konuda da ifade özgürlüğünün ihlal edildiği yönünde karar verdiğini anımsattı.
AYM’nin ihlal kararı yokmuş gibi BTK’nın konuyu tekrardan Danıştay'a taşıdığını ifade eden Akdeniz, “AYM'nin uzun zamandır yerel mahkemelerin ve özellikle sulh ceza hâkimliklerinin gölgesinde kaldığı açık. Bu karanlık günlere de birdenbire gelmedik” diye konuştu.
Son yaşanan yüksek yargı krizine atıfta bulunan Akdeniz, “AYM’nin Can Atalay kararı sonrası Yargıtay ile karşı karşıya gelmesine kendisinin zemin hazırladığı söylenebilir. Türkiye’de zaten etkili bir iç hukuk mekanizması olmadığını uzun zamandır söylüyoruz. Anayasa Mahkemesi de bu etkisiz iç hukuk yolunun bir çözümü olmaktan ziyade parçasına dönüştü” dedi.
İFÖD’ün Yaman Akdeniz ve Ozan Güven tarafından hazırlanan raporuna göre, 2022 yılı içinde EngelliWeb çalışması kapsamında tespit edilebildiği kadarıyla Türkiye’den toplam 137 bin 717 alan adı daha erişime engellendi. 2022 içinde erişime engellenen 137 bin 717 alan adı ve web sitesi ile birlikte 2022 sonu itibarı ile Türkiye’den toplam 712 bin 558 web sitesi ve alan adına, 814 farklı kurum ve hâkimlikler tarafından verilen toplam 616 bin 239 farklı kararla erişim engellendi.
Genellikle kamu şahsiyetleri engelletiyor
Bu yıl içerisinde verilen önemli erişim engeli kararlarını da sorduğumuz Prof. Akdeniz, henüz 2023 yılına dair nihai veriler elde olmamakla birlikte, Ekşi Sözlük platformunun engellenmesi, Deutsche Welle (DW) ve Amerika’nın Sesi (VOA) haber sitelerine uygulanan sansürün devam etmesi ve İFÖD’ün EngelliWeb sayfalarının ve hatta “Üst Düzey Kamu Şahsiyetlerinin İncinen İtibar, Onur ve Haysiyet Yılı” başlıklı 2021 raporunun Şile Sulh Ceza Hâkimliği tarafından engellenmesini bu yıl içinde gerçekleşen önemli müdahaleler arasında saydı.
Genelde kamu şahsiyetleri tarafından siyasi nitelikli haberlerle ilgili aldırılan erişim engeli kararlarının yoğunluğuna dikkat çeken Akdeniz, yakın tarihte bu kervana MİT Başkanının da katıldığını söyledi. Timur Soykan’ın BirGün’de yayımlanan “Adliyede rüşvet çarkı” başlıklı haberi ve bu haberle ilgili tüm diğer haber ve sosyal medya içeriklerinin yayından kaldırılmasına karar verilmesinin ve yine yakın tarihte gazeteci Tolga Şardan’ın tutuklanmasına yol açan yazısının engellenmesinin de 2023 raporlarında dikkat çekici müdahaleler arasına gireceğini söyledi.