Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Aram Yayınevi sahibi Hakkı Boltan ve çalışanı Delil Zengeralp, “örgüt propagandası” suçlamasıyla haklarında açılan dava kapsamında hakim karşısına çıktı
ARDIL BATMAZ, DİYARBAKIR
Diyarbakır Mezopotamya Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde 2024 yılında düzenlenen TÜYAP Kitap Fuarı’nda Aram Yayınevi standında bulunan iki kitaba el konulmasının ardından, yayınevi sahibi Hakkı Boltan ve çalışanı Delil Zengeralp hakkında “örgüt propagandası” (TMK 7/2) suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması 9 Ekim 2025 tarihinde Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada Hakkı Boltan, Delil Zengeralp ve avukatları Resul Temur hazır bulundu.
Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Hakkı Boltan, yayınevi olarak birçok farklı yazardan eser bastıklarını belirterek şunları söyledi: “Basmış olduğumuz kitapların hepsinin içeriklerine hâkim değilim. Kitapların yazarlarını tanıma şansım bulunmamaktadır. Bazıları çevresi ve ailesi tarafından bize ulaşmış ve kitapları göndermiştir. Yayıncı olduğum için kitaplar okunabilir mi, satılabilir mi düşüncesiyle değerlendirmeler yaptım. Soruşturma öncesine kadar kitapların suç içerdiğine dair herhangi bir bilgi sahibi değildim.”
Boltan’ın ardından savunmasını yapan Delil Zengeralp, Aram Yayınevi'nde büro işçisi olarak çalıştığını, 2024 yılında Diyarbakır’daki TÜYAP kitap fuarında el konulan Hatip Dicle’nin kaleme aldığı “Efrîn Direniş Günlüğü” ile Mahmut Aba’nın yazdığı “Dildare Serkeftina” (Başarı Sevdalıları) kitaplarının içeriğinden haberdar olmadığını söyledi.
“Kitaplar yasal süreçler izlenerek basıldı”
Boltan ve Zengeralp'ın avukatı Resul Temur, Aram Yayınevi'nin uzun yıllardır faaliyet gösteren bir yayınevi olduğunu, çok sayıda yerli ve yabancı yazarın eserlerini bastığını söyledi. Temur, dava konusu yasal süreçler izlenerek basıldığını belirtti.
Kürt siyasetçi Hatip Dicle'nin kitabının basılıp dağıtılmasının normal olduğunu, Murat Aba’nın ise cezaevinde olduğunu, kitabın ailesi aracılığıyla yayınevine ulaştığını ve kitabın içeriğinin Aba’nın hayatından kesitlere dayandığını anlatan Temur, “Kitaplar basılırken künyesinde basılan matbaa ve tüm bilgiler bulunur. Her matbaa kitapları bastıkları gün, birer örneğini Cumhuriyet Başsavcılığına teslim eder. Bu kitaplar için de bu durum gerçekleşmiştir” dedi.
Olay gününe kadar dava konusu kitaplar hakkında herhangi bir yasak kararı olmadığını, kitap içeriklerinin de basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Temur, müvekkillerinin cezai yönden sorumlu olmadığını belirterek beraatlarını talep etti.
Mahkeme, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak söz konusu kitaplara ilişkin alındı belgesinin istenilmesine ve dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderilmesine karar verdi. Dava 27 Ocak 2026 tarihine ertelendi.
Davanın geçmişi
Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesinde bulunan Mezopotamya Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde 30 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilen kitap fuarında, kolluk görevlileri tarafından genel kontrol yapılmıştı. Kontrol esnasında, Aram Yayınları’na ait stantta Mahmut Aba’nın yazdığı “Dildare Serkeftina”(Başarı Sevdalıları) isimli kitap içeriğinde “PKK/KCK terör örgütü propagandası mahiyetinde içeriklerin yer aldığı” iddia edilmiş ve stantta bulunan yayın evi çalışanı Delil Zengeralp hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştı. Stantta bulunan 13 adet kitaba Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 3 Aralık 2024 tarihli kararı ile el konulmuştu.
4 Aralık 2024 günü de yine fuardaki Aram Yayınları standında genel kontrol yapan kolluk görevlileri bu kez Hatip Dicle tarafından kaleme alınan “Efrin Direniş Günlüğü” isimli kitap içeriğinde “PKK/KCK terör örgütü propagandası mahiyetinde içeriklerin yer aldığı” iddia edilmiş ve stantta bulunan yayın evi çalışanı Delil Zengeralp hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştı. Stantta bulunan altı adet kitaba ise Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 5 Aralık 2024 tarihli kararı ile el konulmuştu.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Hatip Dicle’nin 2016 yılında yurt dışına çıktığı, Mahmut Aba’nın kimliğinin ise tespit edilemediği belirtilmişti. İddianamede, eser sahiplerinin tespit edilememesi/yurtdışında bulunması nedeniyle 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 11/4. maddesi uyarınca cezai yönden sorumlu olduğu tespit edilen yayınevi sahibi Hakkı Boltan ile çalışanı Delil Zengeralp’in “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılanmaları talep edilmişti.