Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

AYM ve AİHM kararını uygulamayan hakimlerin dosyasına Yargıtay bakacak

AYM ve AİHM kararını uygulamayan hakimlerin dosyasına Yargıtay bakacak

Mehmet Altan’ın hakkındaki Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını uygulamayan hâkimlere açtığı tazminat davası görevsizlik kararıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderildi

 

CANSU PİŞKİN, İSTANBUL

 

Akademisyen ve yazar Mehmet Altan’ın, hakkındaki Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını yok sayan ve yasa hükümlerine aykırı yargılama yapan dönemin İstanbul 26. ve 27. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerine açtığı tazminat davasının ilk duruşması 2 Aralık 2021 tarihinde İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

 

P24 tarafından takip edilen duruşmada davacı Mehmet Altan ve avukatı Figen Albuga Çalıkuşu hazır bulundu. Davalı hâkimler Seval Alaçam, Kemal Selçuk Yalçın ve Mehmet Akif Ayaz ile Hazine ve Maliye Bakanlığının avukatları duruşmaya katılmadı.

 

Mehmet Altan, CMK 141. maddesini hatırlatarak hakimlerin usul kurallarına uymadığını söyledi. Altan beyanında, “Ben usul kurallarına uyulmayan ve keyfi adli işlemler yapılan bir hukuki süreçten ağır bedeller ödeyerek geçtim. Yıllarca haksızlığı yüksek mahkeme kararlarıyla kanıtlanmış uygulamalar nedeniyle hapis yattım. Üstelik Anayasa Mahkemesinin verdiği ‘hak ihlali’ kararına rağmen mahkeme bu kararı tanımayarak beni hapiste tutmayı anayasaya aykırı bir şekilde sürdürdü” dedi.

 

Altan, “Bu davada adı geçen kişiler AYM’nin 3 ihlal kararına rağmen beni ‘cebir ve şiddet’ unsurunu şart koşan TCK 309. Maddesine göre ‘ağırlaştırılmış müebbete’ mahkum etti. Üstelik gerekçeye ‘manevi cebir’ yazmaktan çekinmediler. Sizin benden çok daha iyi bildiğiniz gibi ‘manevi cebir’ diye bir suç yoktur bizim yasalarımızda. Olmayan bir suçtan ağırlaştırılmış müebbet vermek tek başına zaten ‘keyfi adli tasarrufa’ giriyor” diye konuştu.

 

“Anayasa suçu işlemiş kişiler söz konusu”

 

Yargılama sürecinde kendisine kasten zulmedildiğini ifade eden Altan şöyle devam etti: “AYM, AİHM ve Yargıtay kararlarında da vurgulandığı gibi karakola bile çağrılmamam gerektiği halde bana kasten zulmeden ve AYM Kararlarına uymayarak Anayasa’nın 153. maddesini açıkça çiğneyip anayasa suçu işlemiş kişiler söz konusu. Bu dava klasik bir tazminat davası değil. Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasında hukuk devleti olduğu yazıyor. Yaşayageldiğim dava ise bunu tamamen reddediyor.”

 

“Mahkemeniz, hukuku, hukuk devletini, anayasal düzeni sarsan uygulamaları en azından bir ölçüde cezalandıracak diye umuyorum. Burada yargılanan insanlar AYM’nin kararını hiçe sayarak beni keyfi bir şekilde hapiste tuttular. Bütün bunlar olağan mı karşılanacak. Mahkemenizin kararı, sadece bir tazminata hükmetmeyecek, Türkiye’de hukuk devletini yok saymaya eğilimli insanların suç işlemesini önleyecek bir örnek olacak.”

 

Altan’ın ardından avukatı Figen Albuga Çalıkuşu beyanda bulundu: “Hakimler anayasa, yasa ve vicdani kanaate göre karar verirler. Bu dosyada varsayımlara göre karar verildi. Mahkeme tanıkların dinlenmesinden vazgeçti, yalan tanıklığa dair dosyaya sunduğumuz belgeleri kabul etmedi.”

 

Yargılama boyunca savunma haklarının da engellediğini söyleyen Çalıkuşu, usul ve yasayı ihlal eden hakimlerin cezalandırılmasını istedi.

 

Mahkeme başkanı, hâkimlere açılan davaların Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde görüldüğünü söyledi. Duruşma savcısı ve avukat Çalıkuşu, davanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde görülmesi hususunda takdiri mahkemeye bıraktı.

 

Mahkeme, görevsizlik kararıyla dosyayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderdi. Mahkemenin görevsizlik talebinin kabul edilmesi halinde hâkimler, Seval Alaçam, Kemal Selçuk Yalçın ve Mehmet Akif Ayaz’ın dosyası, Yargıtayda yargılanan hakim Orkun Dağ’ın dosyası ile birleştirilecek.

 

Ne olmuştu

 

“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek,” “terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamalarıyla 22 Eylül 2016’da tutuklanan Altan’ın bireysel başvurusunu değerlendiren AYM 11 Ocak 2018’de, AİHM ise 20 Mart 2018’de ihlâl kararlarını açıklamıştı. O dönem “Altanlar davasını” görmekte olan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin kararını yok hükmünde sayarak Altan’ın tahliye talebini reddetmişti. Altan’ın avukatlarının itirazı üzerine karar İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesine taşınmış ancak bu mahkeme de AYM kararını uygulamamıştı.

AYM ve AİHM kararlarına rağmen 5 buçuk ay daha tutuklu kalan ve yeniden yargılama sonucunda hakkındaki tüm suçlamalardan beraat eden Mehmet Altan’ın avukatı, dönemin İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Kemal Selçuk Yalçın ve üye hakim Mehmet Akif Ayaz ile dönemin İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Orkun Dağ ve üye hakim Seval Alaçam’a tazminat davası açmıştı.

Yukarı