Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Belediye başkanı korumalarının Sinan Aygül ve kardeşine açtığı dava başladı

Belediye başkanı korumalarının Sinan Aygül ve kardeşine açtığı dava başladı

Mahkeme, Sinan Aygül’ün dönemin belediye başkan yardımcısı ile imar müdürünün tanık olarak dinlenmesi talebini reddetti

RUŞEN TAKVA, BİTLİS

Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül’ün, AKP’li eski Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin biri polis iki korumasının şikayeti üzerine “hakaret” (TCK 125) suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 18 Eylül 2024 günü Tatvan Adliyesi 1.Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşmadan önce Aygül, duruşma tarihinden bir gün önce evinin sokağında park halinde bulunan aracının arka camına tehdit mesajı yazıldığını kaydetti. Mesajda, “Bu korkuyla yaşanmaz, M.E.G. öldürür” yazdığını belirten Aygül, M.E.G kısaltmasının açılımının Mehmet Emin Geylani olduğunu söyledi.

Duruşma yaklaşık beş saatlik gecikmeyle başlarken Sinan Aygül, avukat Berrin Eker, “hakaret” ve “tehdit” (TCK 106) suçlamalarıyla yargılanan diğer sanık olan kardeşi Ahmet Aygül ile müşteki koruma görevlisi Yücel Baysalı duruşma salonunda hazır bulundu. Polis memuru olan koruma Engin Kaplan ise duruşmaya Ankara Adliyesinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmayı P24 ve MLSA'nın yanı sıra çok sayıda gazeteci takip etti. 

Yapılan kimlik tespitlerinin ardından ilk söz Ahmet Aygül’e verildi. Aygül; “Ben herhangi bir tehditte bulunmadım. Müştekilerle herhangi bir husumetim yoktur. Daha önce karakolda verdiğim ifademde de söylediğim gibi tehdit eden kullanıcı olduğu iddia edilen sosyal medya hesabı bana ait değil. Beraatımı talep ediyorum” dedi. 

Aygül: “Lehime olan delillerin peşine kendim düştüm”

Ahmet Aygül’ün ardından savunmasını yapan ve kollukta verdiği ifadeyi tekrar eden gazeteci Sinan Aygül şunları söyledi: “Ben davaya konu olan olaydan 4-5 ay önce bu şahıslar tarafından organize bir saldırıya uğramıştım. İddiam da azmettiricilerinin [Tatvan] Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani olduğu yönündeydi. Söz konusu şahısların tahliye olduktan hemen sonra belediye başkanı ile beraber görünüyor olmaları, bizim iddiamızı güçlendirecek bir husustu ve bu sebeple belediye ek binasına giderek belediye başkanı ile bana saldıran kişilerin yan yana göründüğü kamera kayıtlarını, o gün görevli olan bekçiden istedim. Bekçi de veremeyeceğini söyleyince tokalaşıp, ayrıldık. Ama kardeşim de benim ana dosyamın gidişatını etkileyeceğini bildiğinden dolayı bekçiye bu durumu anlatınca, bekçi de ‘ben kameradan anlamıyorum, anlayan biri geldiğinde size gönderirim’ dedi. Kardeşim de telefon numarası yazılı olan bir kâğıdı bekçiye verdi.

Ancak mahkemenin ve savcılığın, bana yapılan saldırının delillerine ulaşamaması nedeniyle, dosyanın peşine bir gazeteci olarak yine ben düştüm. Dolayısıyla bu dosyada suç yoktur, benim de suç kastım ve tehdit etme niyetim yoktur. Bu dava zorlama bir dava olmuştur ve iddianame çok özensiz hazırlanarak benim lehime olan deliller toplanmamıştır. Asla hakaret ve tehdit söz konusu olmamıştır.”

Aygül dönemin belediye başkan yardımcısı ile imar müdürünün tanık olarak dinlenmesini istedi

Verilen ifadenin ardından mahkeme hakiminin sorduğu; “Sadece güvenlik kameralarına ait kayıtları almak için mi belediyeye gittiniz?” sorusuna cevap veren Sinan Aygül, “Evet, ben sadece güvenlik kameralarının kayıtlarını almak için gittim. Hatta dönemin belediye başkan yardımcısı ile imar müdürünü de arayarak bu kamera kayıtlarını istedim. Bunun için ikisinin de mahkeme huzurunda dinlenmesini talep ediyorum” dedi. 

Savunmaların ardından söz alan avukat Berrin Eker şöyle konuştu: “Bahsi edildiği gibi bir tehdit söz konusu değildir. Müvekkillerimin de ifade ettiği gibi söz konusu görüntüleri kendi dosyalarının lehine olacaklarını düşündükleri için kamera kayıtlarını belediye binası bekçisinden talep etmişlerdir. Bu dosya tüm deliller ile değerlendirildiğinde, iddia edilen suçun unsurlarının oluşmadığı görülecektir. Bu nedenlerle müvekkillerimin beraatına karar verilmesini talep ediyorum” dedi. 

Mahkeme salonunda gerginlik

Duruşma hakimi, kâtibe ifadeleri yazdırdığı sırada müşteki olan koruma Baysalı, sanık kürsüsünde bulunan Aygül kardeşlere kafa salladı. Bunun üzerine Sinan Aygül de bakışlarıyla karşılık verdi. Yaşanılanları gören kâtip, durumu hakime iletti. Bunun üzerine mahkeme hakiminin iki tarafa da yaptığı uyarıyla gerginlik son buldu.

Baysalı: “Bizi öldürmeye geldiklerini polis arkadaşlarımdan öğrendim”

Savunmaların ardından söz hakkı verilen eski belediye başkanının hem akrabası hem de koruması olan müşteki Baysalı, “Bunlar bizi hem sosyal medyadan hem telefonlar üzerinden tehdit ettiler. Hatta PKK’sından tutun da KCK’sına kadar tüm ailem tehdit edildi” dedi.

Polis olan koruma Kaplan ise, “Olay günü organize bir şekilde bize saldırmak için belediyeye gelmişlerdi. Belediye bekçisi durumu anlayınca önce 155’i arayarak polis haber merkezine, ardından da belediyedeki amirlerine durumu bildirmişti. Ben de zaten durumdan polis arkadaşlarımın bana verdiği bilgi üzerine haberdar oldum, şikayetçiyim” dedi.

Savunmaların ardından kararını veren mahkeme, Sinan Aygül’ün tanık olarak dinlenmesini talep ettiği dönemin belediye başkan yardımcısı ile imar müdürünün dinlenmesinin dosya ile ilgisi olmadığı gerekçesiyle reddine, dosyadaki tüm eksik hususların tamamlanması için davanın 12 Aralık 2024 gününe bırakılmasına karar verdi. 

Yukarı