Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına oy çokluğuyla karar veren mahkeme, Yargıtay kararı ile birleştirilen Gezi ve Çarşı davalarını ayırdı
CANSU PİŞKİN, İSTANBUL
Aralarında tutuklu iş insanı Osman Kavala’nın da bulunduğu toplam 52 sanığın yargılandığı birleştirilmiş Gezi ve Çarşı davasının beşinci duruşması 21 Şubat 2022 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Sanık, avukat ve izleyici sayısının fazla olması nedeniyle İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinin büyük salonunda yapılan duruşmada, “Gezi Davası” sanıklarından Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater ve birleşen Çarşı davasından bir kısım sanık ile avukatları duruşmada hazır bulundu. Davanın tek tutuklu sanığı olan ve 4 yıldan uzun süredir cezaevinde bulunan Osman Kavala ise duruşmaya katılmadı.
P24 tarafından takip edilen duruşmayı aralarında HDP Milletvekilleri Hüda Kaya ve Züleyha Gülüm, TİP Milletvekili Ahmet Şık, CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.
“Daha özenli bir iddianame hazırlanmalıydı”
Gezi Davası sanıklarından Çiğdem Mater savunmasını yaptı. Üzerine atılı suçlamaları reddeden Mater beraatını talep etti: “İddianamede toplam 43 defa adım geçiyor. 10’dan fazla kısımda ise aynı şeyler yazılmış. Bilgisayar diliyle söylemek gerekirse kes kopyala şekilde hazırlanmış bir iddianame. Bunca insanın ağırlaştırılmış müebbetle yargılandığı bir davada en azından daha özenli bir iddianame hazırlanmalıydı. ‘Film çekmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirmek’ suçunu işlediğim iddia ediliyor. Kaldı ki bu film çekilmemiş bile. Böyle bir film yapmış olabilirdim. Ve bu filmin konuşulacağı yer mahkeme salonları değil sinema salonları olurdu. Zira film yapmak suç değildir. Yasal dayanaktan yoksun iddialarla yargılanıyorum.”
Avukatlar dosyaların ayrılmasını talep etti
Çarşı Davası sanıklarından Cem Yakışkan’ın avukatı Ersan Şen, “Birleştirilen dosyaların tekrar ayrılması mümkündür” diyerek dosyaların ayrılmasını talep etti.
Çarşı Davası avukatlarından Yıldız İmrek de “Aralarında fiili bağlantı bulunmayan dosyaların birleştirilerek devam etmesi doğru değil. Bu nedenle dosyaların ayrılmasını talep ediyorum” dedi.
Osman Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar, aralarında fail ve fiil yönünden bağlantı olmayan Gezi ve Çarşı davalarının ayrılmasını istedi: “Bu davaların birleştirilme sebebi Osman Kavala ve Gezi davasında sanık olan kişilerin durumunu belirsizleştirmek, sisler içinde yuvarlamak ve müvekkilin tutukluluk halini uzatmaktır. Bu birleştirme suni bir birleştirmedir. Yargılamada açıklık, aleniyet, berraklık gerekmektedir. Ancak bunların hiçbiri yok.”
Duruşma savcısı, dosyada tutuklu sanık bulunması ve gelinen aşama itibariyle Çarşı Davası sanıklarının dosyasının tefrik edilmesini talep etti.
Kavala’nın avukatı heyetin yargılamadan çekilmesini istedi
Kavala’nın avukatlarından Deniz Tolga Aytöre tahliyeye ilişkin beyanda bulundu: “Burada amaç tutukluluğun sürdürülmesi. Bu iddianame mahkemeler okusun diye değil siyasiler okusun diye yazılmış.” İddianamede casusluk suçuna dair delil yer almadığına dikkat çeken
Aytöre, “Bu iddianame öyle bir siyasi coşkuyla yazılmış ki delil diye sunulan şeylerin hukuka uygunluğu dahi söz konusu değil. 5 celsedir Kavala ile ilgili bir tane ara karar yok. Üç tane suçlamayla yargılanıyor. Heyet ve iddia makamı bir tane soru sormadı. Çünkü biz partilerin grup toplantılarında, basın açıklamalarında yargılanıyoruz. Mahkeme siyasi görüşe taraf olmuştur. Bu nedenle yargılamadan çekilmenizi talep ediyoruz.”
Tekrar söz alan Bayraktar, mahkemenin Kavala’nın tahliye taleplerini herhangi bir gerekçeye dayandırmadan reddetmesini eleştirdi: “Müvekkil Adil yargılama hakkına sahip olmadan bugüne kadar yargılandı. Müvekkil masumiyet karinesine de sahip değildir. Mahkemenize karşı bir güvensizlik söz konusudur. Bu güvensizlik televizyon yayınları, gazete yayınları ve siyasi toplantılarda sürekli dile getirilmektedir. İnsan soruyor nerde kaldı yargının bağımsızlığı? Dosyaların ayrılmasını talep ediyoruz.”
Kavala’nın avukatlarından İlkan Koyuncu ise, “Henri Barkley ve Osman Kavala’nın olduğu iki sanıklı dosyayı ayırın, suçlamaları tartışalım” dedi.
Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın avukatı Fikret İlkiz dosyalar tekrar ayrılacaksa neden bugüne kadarki celselerin bu mahkemede görüldüğünü sorguladı. İlkiz, dosyalar tekrar ayrılacaksa, Gezi davasının tekrar İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesi gerektiğini söyledi.
“Mütalaa önyargılı ve klişe”
Duruşma savcısı, Gezi davası sanıkları hakkındaki mütalaasını hazırlamak üzere dosyanın tarafına tevdi edilmesini ve Kavala’nın tutukluluk halinin devamını talep etti.
Mütalaaya karşı söz alan Bayraktar: “Bu kadar klişeleşmiş ve bu kadar önyargılı bir mütalaa olamaz. Savcı, müvekkilin tutukluluk halinin devamını hangi gerekçelere dayanarak istediğini söylemiyor. Ölçülü diyor ama neden ölçülü belli değil. Bunların mutlaka gerekçelendirilmesi lazım” dedi.
Mahkeme, Osman Kavala’nın avukatlarının heyetin davadan çekilmesine yönelik taleplerini “yargılamayı uzatmak amacı taşıdığı” gerekçesiyle reddetti. Mahkeme, Çarşı davasının ayrılarak ayrı bir esas üzerinden devamına, Gezi davası ile ilgili dosyanın ise mütalaasını hazırlaması için savcıya gönderilmesine karar verdi. Kavala’nın tutukluluk halinin devamına oy çokluğu ile karar veren mahkeme davayı 21 Mart’a erteledi.