Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Mahkeme, soruşturmanın genişletilmesi ve derhal beraat taleplerini reddetti
CANSU PİŞKİN, İSTANBUL
Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 950. hafta eyleminde engellenerek gözaltına alınan 20 kişi hakkında, “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla açılan davanın üçüncü duruşması 7 Haziran 2024 günü İstanbul 39. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada sanıklardan Besna Tosun, Sebla Arcan, Selvi Gülmez, İrfan Bilgin, Mikail Kırbayır, İkbal Eren ile avukatları hazır bulundu. Duruşma, İstanbul 39. Asliye Ceza Mahkemesi salonunun küçük olması nedeniyle İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinin salonunda yapıldı.
“Suç işlemedim, anayasal hakkımı kullandım”
Kimlik tespitinin ardından kayıp yakınlarından Selvi Gülmez’in savunmasına geçildi. Gülmez, “Biz hırsızlık yapmadık, bir şey yapmadık. Bize kelepçe taktılar, gözaltına aldılar. Polis bize düşman olmuş” dedi.
Kayıp yakınlarından Besna Tosun savunmasında, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ihlal kararına rağmen Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması yapma girişimlerinin her seferinde polis şiddeti ile engellendiğini ve yasaklandığını ifade etti: “İnsanlığa karşı işlenmiş bir suçun tanığı olmama rağmen, üçüncü kez sanık olarak hâkim karşısındayım. Babamı kaybedenler 29 yıldır yargılanmadı, kaybetme emrini verenler yargılanmadı. Sokak ortasında bileğime altı kelepçe takıp bana işkence yapan polis amiri yargılanmadı ve hâlâ görevi başında. Ama babamın akıbetini öğrenmek ve onu kaybedenlerin adil bir yargı önünde hesap vermesini istediğim için bugün bir kez daha yargılanıyorum. Babamın akıbeti açıklansaydı, failleri yargılansaydı, yani adalet sağlansaydı ne ben ne de diğer kayıp aileleri 1001 hafta boyunca Galatasaray Meydanı’na çıkardık. Bugün de burada yargılanmazdık. AYM’nin verdiği ihlal kararlarına rağmen, 8 Nisan-11 Kasım 2023 tarihleri arasında Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması yapma girişimimiz her seferinde polis şiddeti ile engellendi. Mevcut yasalara göre suç unsuru olmamasına rağmen hukuka aykırı olarak 29 kez gözaltına alındık, bu süreçte hakkımızda 29 soruşturma açıldı. Soruşturmalardan 28 tanesi hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilirken, tamamen benzer koşullardaki 950. hafta için bu dava açıldı. Babamı aramaktan, adalet talep etmekten vazgeçmeyeceğim!”
Sanıklardan Sebla Arcan da savunmasında, AYM’nin 10 Haziran 2023 tarihli ihlal kararını hatırlatarak “Anayasal hakkımızı kullanmak üzere Galatasaray Meydanı önünde basın açıklaması yapmak istedik. Ancak polis, bariyerlerle abluka altına aldığı meydana yaklaştığımızda etrafımızı kalkanlarla çevirdi. Dağılın anonsu yapıldı ama dağılmamız için herhangi bir çıkış koridoru açmadı. Hiçbir biçimde gözaltı işlemine direnmememize rağmen, araca bindirilmeden önce herkese kelepçe takıldı. Suç işlemedim ve anayasal hakkımı kullandım. Hakkımdaki suç isnatlarını kabul etmiyorum. Mahkemenizi de bağlayan AYM kararlarının gereği olarak, davada derhal beraat kararı verilmesini talep ediyorum.”
Kayıp yakınlarından İrfan Bilgin ise anayasal haklarını kullanmak istedikleri için kendilerini gözaltına alan ve AYM kararını tanımayanların yargılanması gerektiğini savundu: “AYM kararına rağmen 29 hafta daha alana gitmeden İstiklal Caddesi'nde ablukaya alınarak yaka paça otobüslere bindirerek gözaltına alındık ve savcıya çıkarılmadan akşam saatlerinde bırakıldık. Yani biz savunma yapacak konumda değiliz. Çünkü biz aileler olarak suç işlediğimizi kabul etmiyoruz. Esas savunma yapması gerekenler gözaltı talimatı verenler ve gözaltına alanlardır. Çünkü AYM’nin verdiği kararı tanımayan ve en demokratik hakkımı engelleyenler suç işlemiştir.”
Sanıklardan Sebla Arcan’ın avukatı Several Ballıkaya, “Eğer bugün derhal beraat vermeyecekseniz soruşturmayı genişletmenizi talep ediyorum” dedi. Diğer sanık avukatları da sırasıyla söz alarak derhal beraat taleplerini yineledi.
Savunması alınmayan sanıkların gelecek celse hazır edilmesine karar veren mahkeme, soruşturmanın genişletilmesi ve derhal beraat taleplerini reddetti. Dava 4 Ekim 2024 tarihine ertelendi.