Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Batman Belediyesine kayyum atandıktan sonra kentteki olayları takip ederken polis şiddetine maruz kalan ve yerde sürüklenerek gözaltına alına gazeteciler JinNews muhabiri Pelşin Çetinkaya ve Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Veysi Akören’e, “Pardon, sizi yanlışlıkla gözaltına aldık” denildi
AZİZ ORUÇ, BATMAN
Batman Belediyesi önündeki kayyum protestolarını takip eden JinNews muhabiri Pelşin Çetinkaya ve Yeni Yaşamgazetesi çalışanı Veysi Akören, 5 Kasım’da darp edilerek gözaltına alındı. Çetinkaya ve Akören, ayın gün emniyet işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
Akören ve Çetinkaya darp edilerek gözaltına alınmalarına ve yaşadıklarına ilişkin Expression Interrupted’a konuştu.
Batman’da Yeni Yaşam gazetesini dağıttığı ve haber takibi yaptığı için daha önce de birçok kez gözaltına alındığını belirten Akören, yaşananları aktardıkları için kentte hedef haline getirildiklerini söyledi. Akören, “Geçtiğimiz günlerde yapılan gençlik şöleninde de gözaltına alındım. Polisler, botlarla kafama vurdu. Kameramı kırmaya çalıştılar. Şikayetçi oldum. Geçen gün emniyetten bir polis, beni ‘seni bir alırsam yaşama şansın yok, bizi şikâyet ettin, şikayetini geri alacaksın’ diye tehdit etti” ifadelerini kullandı.
Gözaltında gazeteciye ölüm tehdidi
Batman’da kayyum protestolarında bir basın çalışanı olarak yaşananları takip ettiğini dile getiren Akören, şunları anlattı: “Gülistan Caddesi’ndeydik. Arka tarafta olaylar vardı. Maskeli, yeşil şapkalı çok sayıda polis vardı. Önüne gelenleri gözaltına aldılar. Yaşananları çekmeye çalışırken, arkadan biri beni aldı. Kolumu tutarken, ‘Veysi bana direnme, senin olduğunu biliyorum. Elime düştün’ dedi. Ben de ‘gazeteciyim, çekme hakkım var’ dedim. Ekip, beni zorla gözaltına aldı. Benimle beraber gözaltına alınan gazeteci Pelşin arkadaşımız da benim gözaltına alınmama tepki gösterdi. Polisler onu da saçlarından tutup, yerden sürükleyerek, gözaltına aldı. Vidolarda da nasıl şiddet gördüğümüz görülüyor.
“Polisler beni kalkanların arkasına götürdü. Polisler beni darp ederken, içlerinden biri ‘Burada video çekiliyor, aracın içinde dövün’ dedi. Polisler sık sık aracın içinde ‘Veysi sen elimize düştün, seni mahvedeceğiz’ diye tehdit etti. Yetmedi beni ölümle tehdit ettiler ve şiddet uyguladılar. Bir polisin yaralandığını ve o polisi benim yaraladığımı iddia ettiler. Polisin kaşı yarılmıştı. Bunu benim yaptığımı söylediler. Ben de gazeteciyim, hiçbir şiddet olayına karışmadığımı, sadece çekim yaptığımı söyledim. Bir polis de ‘Sen öldün, kimse seni kurtaramaz’ dedi. Başıma vurdular. Pelşin'i de aynı şekilde darp ettiler.”
Polisten gazeteciye: “Vatan hainisiniz”
Sağlık kontrolü için hastaneye götürüldüklerinde de darp ve hareketlere maruz kaldıklarını anlatan Akören, “Doktora darp edildiğimi, nefes alamadığımı, başımın şiştiğini söyledim. Ama tutanak tutulmadı. Sadece ağrı var diye yazıldı. İtiraz edince de polis de müdahale etti. Geri emniyete döndüğümüzde de bize yönelik tehditler sürdü. Bizimle beraber gözaltına alınanlara da şiddet uygulandı. İfade alınması için de bizi saatlerce beklettiler. Gözaltında da polisler bana, ‘Vatan hainisiniz, terör başısınız, halkı kışkırtıyorsunuz, siz basın değilsiniz teröristsiniz’ dediler. Saatlerce bekletildik, darp edildik, işkence gördük. İfade işlemleri için bekledik” dedi.
Gazeteciler “yanlışlıkla” gözaltına alınmış
Israrla gazeteci olduklarını söylemesine rağmen ancak saatler sonra emniyette kendilerini dinleyenlerin olduğunu dile getiren Akören, “Birden gelip, ‘Gözaltında değilsiniz’ dediler. İfademizi almadan bizi emniyetten bıraktılar. Bize ‘Pardon, kusura bakmayın sizi yanlışlıkla gözaltına aldık’ dediler. Kartım, kameram var dedim. Ama sadece ‘haklısınız’ deyip bizi bıraktılar” diye ifade etti.
“Türkiye’de basına yönelik baskılar artıyor”
Türkiye’de basına yönelik şiddetin her geçen gün arttığını belirten Akören şunları anlattı: “Basına yönelik büyük bir hukuksuzluk var. Hiçbir belge ve karar olmadan basına yönelik haksız gözaltı ve tutuklamalar oluyor. Gazetecilere yönelik saldırılar var. Basına ve gazetecilere yönelik bu saldırıları kabul etmiyoruz. Yaptığımız haberler ses getirdikçe gazetecilere yönelik baskı da artıyor. Türkiye’de basına yönelik ciddi baskılar var. Tüm bu baskı ve engellemelere rağmen, mesleğimizi sürdürmekte kararlıyız.”
Çetinkaya: “Yaşananları çekiyordum”
Pelşin Çetinkaya ise şunları söyledi: “Gazeteciler olarak, müdahaleleri, yaşananları çekiyorduk. İşimizi yapıyorduk. Batman’da kayyıma karşı yurttaşların da tepkileri vardı. Birçok kişi darp edilerek gözaltına alındı. Müdahaleyi çektiğimde polisler beni darp ederek, uzaklaştırmaya çalıştı. Montumun yaka kısmından tutularak, itildim. Birçok kez beni yere düşürüp, uzaklaştırmak istediler. Gazeteci olduğumu söylememe rağmen polisler beni darp ettiler. Yaşananları kaydetmeye çalışıyordum. Polislerin şiddetini her çektiğimde engellemeyle karşılaştım.
“Yerde sürüklendim ve ırkçı söylemlere maruz kalıyorum”
Çetinkaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Gözaltında da benzer uygulamalarla karşı karşıya kaldım. Haberi yazarken, birden arbedenin yaşandığını gördüm. Polis herkesi gözaltına almaya ve müdahale etmeye çalışıyordu. Haberi yazarken gözaltıların olduğunu gördüm. Ben de telefonumla kayıt altına almaya çalıştım. Gazeteci arkadaşım Veysi’nin darp edilerek gözaltına alınmaya çalıştığını gördüm. Polisler onu yerde sürükleyerek, götürüyordu. Gazeteci olduğunu söyledim. Ama beni dinlemeyerek, beni yere ittiler.
“Tüm bu şiddet ve darp kameralar önünde yaşandı. İşkenceyi çektiğimi görünce bir polis ‘Bunu da alın’ dedi. Sonrasında kadın polisler beni saçımdan tutarak, zorla gözaltına aldı. Daha sonra beni yerde sürüklediler ve sonra da araca götürdüler. Ters kelepçe ile gözaltına alındım. Hala izleri var, darp raporu aldım. Araçta da sekiz kişiydik. Araçtakilerin burunları kanıyordu. Bir kadın polis, yüzüme yumruk attı. Darp raporumda da bu şiddet var. Irkçı hakaretlere ve küfürlere maruz kaldım. Bırakılana kadar şiddete maruz kaldık.”
“Darp raporu aldım, şikâyette bulunacağım”
Terörle Mücadele’ye götürüldüklerini ve saatlerce bekletildiklerini belirten Çetinkaya, son olarak şunları söyledi: “Gece saatlerinde sadece imza atarak, serbest bırakıldık. Darp raporu aldım, elimde ve vücudumda morluk izleri var. En yakın sürede suç duyurusunda bulunacağım. Özgür basın çalışanlarına yönelik bilinçli bir baskı var. Biz gerçekleri yazıyoruz. Yaşananları kamuoyuyla paylaşıyoruz. Tüm bu baskı ve saldırılara rağmen gazetecilik görevi olarak, bunları anlatmaya, yazmaya devam edeceğiz. Dün çalışıyordum, bugün de çalışmaya devam edeceğim. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Hiçbir baskı ve şiddet beni korkutmayacak, bundan sonra da yazmaya devam edeceğim.”