Eren Keskin: Yurt dışına gitmeyeceğim, bu yasalar değişmeli

Aralarında Eren Keskin'in de bulunduğu 9 sanıklı Özgür Gündem davasında mahkeme savunma için ek süre verdi

Avukat ve insan hakları savunucusu Eren Keskin’in Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinin eş Genel Yayın Yönetmenliğini üstlenmesi gerekçesiyle gazetenin sekiz diğer çalışanı ile birlikte yargılandığı davanın duruşması 7 Mayıs 2018 günü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya savcının bir önceki duruşmada verdiği mütalaasında cezalandırılmasını istediği Eren Keskin katıldı. Davada Keskin’in yanı sıra Özgür Gündem editör ve yazarları Hüseyin Aykol, Reyhan Çapan ve Filiz Koçali, avukatlar Ayşe Batumlu ve Nuray Özdoğan, yazar Ayşe Berktay ile başka bir davadan tutuklu bulunan 78’liler Girişimi sözcüsü Celalettin Can ve Özgürlükçü Demokrasi editörü Reyhan Hacıoğlu yargılanıyor.

P24’ün mahkeme salonundan izlediği duruşmada söz alan Keskin, “Ben 30 yıldır insan hakları savunucusuyum. Yıllarca ifade özgürlüğünü savundum. İnsan Hakları Derneği’nin eş genel başkanlığını yapıyorum. Özgür Gündem, çalışanları suikasta kurban gitmiş, bombalanmış, defalarca kapatılmış bir gazete olduğundan 2013 yılında adımın genel yayın yönetmeni olarak yazılmasını istedim” dedi. 

Bugüne kadar 12 yıl hapis cezası ve 450 bin TL para cezası aldığını vurgulayan Keskin, hakkında çok sayıda davanın sürdüğünü de belirterek, “Bugün avukatımdan öğrendim ki 30 iddianame üzerinden savunma yapmam isteniyormuş. Bu pratikte mümkün değil. Ben yurt dışına da gitmeyeceğim. Türkiye bu yasaları değiştirmek zorunda” ifadelerini kullandı. Hakkında açılan davalarla ilgili, “En azından bir mahkeme Anayasa Mahkemesi’ne iptal talebinde mi bulunmaz” diyerek yargılamalara tepki gösteren Keskin, savunması için mahkemeden ek süre talep etti. 

Av. Özcan Kılıç: Keskin yazmadığı haberlerden sorumlu tutuluyor

Avukat Özcan Kılıç ise Keskin’in yargılanmasının tek gerekçesinin adının künyede Genel Yayın Yönetmeni olarak görülmesi olduğunu belirtti. “Eren Keskin yazmadığı, kontrol etmediği, hattâ görmediği, okumadığı haberlerden sorumlu tutuluyor” diyen Kılıç, davanın bir başka mahkemede süren başka bir davayla birleştirilmesini talep etti.

Hüseyin Aykol ile ilgili savunmasında ise Aykol’un Ankara’da yaşamakta olduğundan başka yerde çıkan haberlerden sorumlu olamayacağına dair bir beyanı bulunduğunu belirten Kılıç, kişilerin sorumluluklarının tespit edilmesi için kovuşturmanın genişletilmesini istedi. Kılıç ayrıca savunma için de ek süre talebinde bulundu. 

Mahkeme kovuşturmanın genişletilmesine karar verirken, dosyaların birleştirilmesi yönündeki talepleri reddetti.

Savunmaya ek süre tanımayı kabul eden mahkeme, davayı 9 Temmuz 2018 tarihine erteledi.