Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Gazeteci Alican Uludağ'a açılan "hedef gösterme" davası başladı

Gazeteci Alican Uludağ'a açılan

Uludağ, Ankara eski Cumhuriyet Başsavcısını eleştirdiği bir paylaşımı nedeniyle "terörle mücadelede görev alanları hedef göstermek" suçlamasıyla yargılanıyor

 

Gazeteci Alican Uludağ’ın geçen hafta Yargıtay üyeliğine atanan eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısını eleştirdiği bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef gösterme” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 2 Aralık 2020 tarihinde Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. 

 

P24 tarafından takip edilen duruşmada gazeteci Uludağ ve avukatı Semih Ecer hazır bulundu.

 

Suçlama konusu paylaşımda Uludağ, eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısının evlendikten sonra eşiyle birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ziyaret etmesini eleştirmişti. İki tweet’ten oluşan paylaşımın ikinci kısmında ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı uyarınca hakkında tahliye kararı verilen Selahattin Demirtaş’ın, başsavcının yeni bir soruşturması ve ikinci tutuklama emriyle cezaevinden çıkamadığı belirtiliyordu. Uludağ hakkında bu paylaşımı nedeniyle Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 6/1. maddesi uyarınca 1 ile 3 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor. 

 

Uludağ, savunmasında 12 yıllık gazeteci olduğunu, meslek hayatına Cumhuriyet gazetesinde başladığını ve geçtiğimiz Eylül ayında Olay TV’de çalışmaya başladığını aktardı.

 

Davanın açılmasına ilişkin soruşturmanın tarafsız yapılmadığını, davada savcının hem müşteki hem de yargılama merciinde bulunduğunu, başka bir deyişle müştekinin dosyanın savcısı konumunda yer aldığını söyleyen Uludağ, “Bu dava gazeteciye had bildirme davasıdır, nesnel değerlendirme yapılması mümkün değildir,” dedi.

 

Davaya konu paylaşımın iki tweet’ten oluştuğunu ancak iddianameye sadece ikincisinin alındığını belirten Uludağ, birinci tweet’inde Ankara Cumhuriyet Başsavcısının, yürütme organının başı olan Cumhurbaşkanı ile verdiği pozun yargı bağımsızlığını zedelediğini ifade ettiğini, ikinci tweet’in birinciyle birlikte yorumlanması gerektiğini söyleyerek dosyaya eklenmesi için ilk tweet’i de mahkeme heyetine sundu.

 

Gazeteci olarak yargı bağımsızlığını savunmanın, bunun aksine gördüğü durumları eleştirmenin görevi olduğunu söyleyen Uludağ, paylaşımlarında Başsavcı Yüksel Kocaman’ın adını hiç anmadığını, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olarak söz ettiğini, işaret ettiği noktanın yargı bağımsızlığı olduğunu, kişisel bir mesele olmadığını belirtti.

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığıyla ilgili yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü ilkeleri ile ilgili durumlarda önceden de eleştirel haberler yaptığını söyleyen Uludağ bu haberleri de heyete sundu. Ancak müştekinin bu konuyu kişisel husumete dönüştürerek Uludağ’ın Dışkapı Adliyesi’nde çalışan sekiz aylık hamile eşini Balgat Adliyesi’ne sürdüğünü, bu davanın iddianamesinin de, hiç sebebi yokken sadece ikinci tweet’i atmış gibi bir yaklaşımla hazırlandığını belirtti. İddianamenin üç sayfadan oluştuğunu, bunun bir buçuk sayfasının PKK ile ilgili olduğunu belirten Uludağ, bunun kendisiyle ilgisinin olmadığını söyledi. 

 

Uludağ, Selahattin Demirtaş’ın 6 milyonun üzerinde oy almış bir siyasetçi olduğunu, yargılanmasına rağmen hakkında kesinleşmiş bir hükmün bulunmadığını, AİHM’in tutuklanmasının siyasi olduğunu belirttiğini, tahliye edilmesi beklenen gün başsavcının Demirtaş hakkında ikinci tutuklama kararını çıkardığını belirterek davaya konu paylaşımında başsavcının iktidarla poz vermesini yargı bağımsızlığı açısından sorguladığını ifade etti.

 

Sosyal medya paylaşımında herhangi bir hedef gösterme bulunmadığını vurgulayan Uludağ, ayrıca dava dosyasında müşteki adı yerine “mağdur gizli kişi” yazmasının hukuka aykırı olduğunu söyledi. Beraatini talep eden Uludağ, hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin de kaldırılmasını istedi.

 

Daha sonra Uludağ’ın avukatı Semih Ecer söz alarak, müvekkilinin paylaşımında Terörle Mücadele Kanununda belirtildiği şekilde şiddete övgü veya nefret söylemi olmadığı için bu tweet’in terörle mücadele kapsamında değerlendirilemeyeceğinin altını çizdi. 

 

Müşteki avukatı Bertan Yavuz Erez ise müvekkilinin devlet memuru olduğunu, görevini yaptığını, Demirtaş’ın tutuklu olarak “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılandığını söyledi; Uludağ'ın ikinci kez tutuklama emrini başsavcının çıkardığını söylemekle müvekkilini hedef gösterdiğini öne sürerek Uludağ’ın cezalandırılmasını talep etti.

 

Savunmaların ardından mütalaasını sunan duruşma savcısı, Uludağ’ın iddianamedeki suçlamayla cezalandırılmasını talep etti. Uludağ’ın avukatı mütalaaya karşı savunmanın hazırlanması için süre talep ederken, Alican Uludağ savcılık makamına hitaben, savunması göz önünde bulundurulmadan flash bellekten hazır mütalaa okunmasının hukuka ve adil yargılamaya aykırı olduğunu söyledi.

 

Duruşma sonunda ara kararını açıklayan mahkeme, Uludağ hakkında uygulanan imza şartının kaldırılmasına, yurtdışı yasağının ise devamına karar vererek davayı 3 Şubat 2021 tarihine erteledi.

 

Yukarı