Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Gazeteci Dicle Müftüoğlu 10 ay sonra tahliye edildi

Gazeteci Dicle Müftüoğlu 10 ay sonra tahliye edildi

“Terör” suçlamalarıyla yaklaşık 10 aydır tutuklu yargılanan Müftüoğlu, yurt dışı çıkış yasağı ile tahliye edildi. Dava 13 Haziran’a ertelendi

 

ÖZKAN KÜÇÜK, DİYARBAKIR

 

Yaklaşık 10 aydır Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu hakkında “örgüt üyeliği,” (TCK 314) “örgüt kurmak ve yönetmek” (TCK 314/2) suçlamalarıyla açılan davanın üçüncü duruşması 29 Şubat 2024 günü Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

 

Dicle Müftüoğlu'nun tutuklu bulunduğu Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı duruşmada avukatları hazır bulundu. P24 tarafından takip edilen duruşmayı aralarında Lawyers for Lawyers üyelerinin de bulunduğu birçok gözlemci izledi. Adliye koridorunda ve duruşma salonunda çok sayıda polisin bulundurulması da dikkat çekti.

 

Gizli tanık dinlendi

Duruşmaya önceki duruşmada bağlantı kurulamayan gizli tanığın dinlenmesiyle başlandı. Gizli tanık, Müftüoğlu'nun Mezopotamya Ajansı’nda (MA) çalıştığını, burada kadın çalışanlardan sorumlu olduğunu, kadın örgütleriyle yapılan toplantılara katıldığını belirtti.

 

Tanığın bu beyanı üzerine mahkeme başkanı, “Bu çalışmaları gazetecilik çerçevesinde mi örgütsel faaliyet altında mı yapar?” diye sordu. Gizli tanık “Örgütsel faaliyetler kapsamında yapıyor” yanıtını verdi.

 

Gizli tanığın, Müftüoğlu’nun kadınlardan haber ve yazı istediğini ifade etmesi üzerine salonda gülüşmeler oldu. Mahkeme başkanı, “Verdiği talimatlar örgütsel mi aynı iş yerinde olduğu için mi?” sorusunu yöneltti. Gizli tanık, “İş yerinde iş çerçevesinde. Ama talimatları nereden aldığını bilmiyorum” dedi.

 

Mahkeme başkanının, "Müftüoğlu'nun örgüt mensupluğuna dair görgün bilgin var mı?" sorusuna gizli tanık, “Yoktur. Bu faaliyetlerinden yola çıkarak örgüt adına faaliyet yürüttüğünü düşünüyorum" yanıtını verdi.

 

Avukat Resul Temur, gizli tanığa müvekkili ile ilgili beyanı üzerine, “Hangi tarihte, hangi kadın kurumunun toplantısına, nerede katıldı?" sorusunu yöneltti. Gizli tanık, "Tarih ve yeri hatırlamıyorum" dedi. Gizli tanık, sözünü ettiği kadın örgütü isimlerinin de aklına gelmediğini söyledi.

 

“Gizli tanığın gazetecilikten haberi yok”

Gizli tanığın beyanlarına karşı söz alan Müftüoğlu, “15 yıldır gazetecilik yapıyorum. MA’da önce başka kurumlarda da çalıştım. Haberlerimde imzam var. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği kurucusu ve yöneticisiyim. Tanığın gazetecilikten haberi yok sanırım. Haber merkezlerinde bir mesleki hiyerarşi vardır. Yayın akışı için her sabah toplantı yapılır, muhabirler önerilerini sunarlar, haber merkezindeki editörler de önerilerde bulunurlar, talimat değildir bunlar” dedi.

 

Müftüoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Her yayın kuruluşunun bir çizgisi vardır ve bu çerçevede gündem oluşturur. Bir günde 8 kadının katledildiği bir yerde elbette kadın örgütleriyle görüşür, bilgi alırsın. Kadın örgütlerinin yapısına dahil olmam söz konusu değil, gazeteci olarak görüşmelerim olur. MA’nın merkezi Diyarbakır değil İstanbul’dur. Tanığın tek gerçek ifadesi yok, sadece iddialar ve iftiralar var. Sadece mesleki faaliyetlerimi kriminalize ediyor.”

 

“Gizli tanık veri veya görgü sunmuyor, sadece değerlendirmede bulunuyor”

Savunma için söz alan Müftüoğlu’nun avukatı Resul Temur, “Gizli tanık kendi değerlendirmeleriyle, cezalandırma motivasyonuyla hareket ediyor. Ayrıca başka dosyalarda da görüyoruz ki bunu kolektif olarak gazetecilere karşı yapıyor. Hiçbir veri, bilgi, görgü vermiyor, bizi yokluğa hapsediyor. Sadece değerlendirme yapıyor, dikkate alınmaması ve bu ifadelerin hükme esas alınmaması gerekir” dedi.

 

Önceki celse dinlenen tanık Kerem Gökalp’in de somut bir tanıklık yapamadığını söyleyen Temur, “Kerem Gökalp başka birkaç gazeteciye de kelimesi kelimesine aynı suçlamada bulunuyor. Bu doğal bir şey değildir ve beyanlarının dikkate alınmaması gerekir” diye konuştu.

 

Avukat Temur, Müftüoğlu’nun daha önce Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde aynı suçlamayla yargılandığını hatırlatarak, Atılım Üniversitesi'nden Dr. Timuçin Köprülü’nün hazırladığı uzman görüşünü mahkemeye sundu. Temur, “Uzman görüşüne göre müvekkilimiz mükerrer olarak yargılanma durumundadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyiz” dedi.

 

Temur, “Aynı tanıkların beyanlarıyla tutuklanan kişiler beraat etti veya tahliye oldular. Bugün gazeteci Sedat Yılmaz da beraat etti. Tutuklu kalan tek kişi müvekkilimizdir. Tahliyesini talep ediyoruz” diyerek savunmasını tamamladı.

 

Müftüoğlu’nun avukatları Veysel Ok ise gazetecilik mesleğinin bu davalarla kriminalize edildiğini söyledi. Tanık beyanlarının tutarsız ve güvenilmez olduğunu belirten Oki müvekkilinin tahliyesini ve beraatını talep etti.

 

Avukat Şule Recepoğlu yaptığı savunmada, "2016'dan bu yana binlerce gazeteci yargılandı ve şöyle bir sonuç çıktı; suçlamalar zayıf ve toplanan veriler delil değil. Bugün yine bu celsede denetimden yoksun, güvenilir olmayan bir tanık ifadesiyle karşılaştık. Bu davada 10 tane daha tanık olsa yine bu celseden beraat çıkması gerekir" diyerek Müftüoğlu'nun beraatını talep etti.

 

Savcı tutukluluğun devamını istedi

Savcı, "tanık beyanları, telefon kayıtları, kuvvetli suç şüphesi ve aleyhinde bir karar alınması durumunda kaçma şüphesini" gerekçe göstererek, Müftüoğlu'nun tutukluluğunun devamını istedi.

 

Savcının görüşü üzerine söz alan Müftüoğlu, “10 aydır gazeteci olarak tutuklu yargılanıyorum. Bu benim mesleğimi engellemek anlamına geliyor. Hakkımdaki tanık beyanlarını somut delillerle çürüttük. Bu gerçeği yansıtmayan iddialarla tutuklu bulunmam bir züldür benim için. Hukuksuzluğun ve mağduriyetimin giderilmesi için beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum” dedi.

 

Salonu boşaltmaksızın kısa bir ara veren mahkeme heyeti, yurt dışına çıkış yasağı tedbiriyle Dicle Müftüoğlu’nun tahliyesine karar verdi. Dava 13 Haziran 2024 tarihine ertelendi.

 

Gazeteci Dicle Müftüoğlu, akşam saatlerinde tutuklu bulunduğu Sincan Kadın Kapalı Cezaevinden tahliye edildi.

 

Ne olmuştu?

Ankara merkezli soruşturma kapsamında 29 Nisan 2023 günü 15 kentte düzenlenen operasyonlarda DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu ve MA Editörü Sedat Yılmaz gözaltına alınmıştı.

 

Gözaltına alınan Müftüoğlu, Yılmaz ile birlikte çıkarıldıkları Ankara Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklanmıştı.

 

Müftüoğlu, tutuklandıktan sonra Ankara’da bulunan Sincan Kadın Kapalı Cezaevine konulmuştu.

Yukarı