Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Gazeteci Elif Akgül hakim karşısına çıktı

Gazeteci Elif Akgül hakim karşısına çıktı

Akgül, mesleki faaliyetlerinin suçlama konusu yapıldığı HDK soruşturması kapsamında 3 buçuk ay cezaevinde kalmıştı

 

CANSU PİŞKİN, İSTANBUL

 

Gazeteci Elif Akgül hakkında, “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması 30 Eylül 2025 günü İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

 

P24 tarafından takip edilen duruşmada Akgül ve avukatları hazır bulundu. Duruşmayı aralarında Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.

 

Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Akgül, herhangi bir terör örgütüne üye olmadığını belirterek şöyle devam etti: “13 yıl önce toplantılarına katıldığım, daha sonra da faaliyetlerini bir gazeteci olarak izlediğim Halkların Demokratik Kongresi’nin terörle ve suçla ilişkilendirilecek hiçbir faaliyetini görmediğimi, duymadığımı da söylemek isterim. İddianameye verilecek en öz ve en temel cevap budur.”

 

Dosyadaki telefon görüşmelerini içeren kayıtların 13 yıl öncesine dayandığını ve bu dinlemelerin kanıt sayılamayacağını hatırlattı:

 

“13 yıl önceki dinleme kararının veren hakimlerin Fethullahçı çetelerle ilgili bağını, 17-25 Aralık soruşturmasında bu dinlemelerin kanıt sayılamayacağına dair kararı avukatlarım açıklayacaktır. Bu TAPE’lerin yıllar önce yok edilmesi gerekiyordu. Bu TAPE’lerin bu şekilde iddianamede yer alması, kamuya açık hale getirilmesi açık bir şekilde mahremiyetimi ihlal ediyor.

 

“Savcılık iletişimin gizliliğini ihlal eden bu dokümanı açık bir şekilde, herhangi bir hukuki yahut keyfi açıklama olmaksızın iddianameye eklemiş. Bu dökümanlar hakkında söyleyebileceğim tek şey malumun ilamından öteye geçmeyecek: Bunlar suç içermeyen, ya toplantı ve gösteri hakkımı kullandığım ya da gazeteci olarak halkı bilgilendirme hakkımı kullandığım konuşmalar. Bu konuşmalara ilişkin suç olan tek şey iddianamede yer almaları. Ve o suçun faili de ben değilim.”

 

İddianamede Akgül hakkında yapılan açık kaynak taramasında altı adet URL adresine yer verilmişti. Akgül, bu altı URL’nin yalnızca üçünün kendisiyle ilgili olduğunu söyledi: “İddianamede listelenen http://ekmekveozgurluk.net, http://evrensel.net ve http://esp.org.tr adreslerine ait URL’lerde bahsi geçen kişi iddianamede de yer aldığı gibi Elif Akgül Ateş’tir. Google’a yazdığınızda bu kişinin eski Eğitim Sen Kadın Sekreteri olduğunu görebilirsiniz. Yani savcılığın bu bilgileri edinmesi için bilgisayarını açması yeterliydi. Soruşturma aşamasında yapılması gereken minimum hareket buydu. Bu bile yapılmadı.”

 

Hakkındaki iddianamenin tutukluluğunun üçüncü ayında kabul edildiğini anımsatan Akgül, “İddianame bu sürenin başında polis sorgusunda bana yöneltilen sorular dışında herhangi bir iddia içermiyor. Bu üç aylık süre içinde savcılık soruşturma yürütüp delil toplamak şöyle dursun, HDK hakkında var olan ‘terör örgütü değildir’ kararı gibi dosyaya eklemekle yükümlü olduğu lehe delilleri bile eklenmemiş” dedi.

 

Akgül, yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasını ve beraatını talep ederek savunmasını tamamladı.

 

Esas hakkındaki mütalaasını sunmak için dosyanın tarafına gönderilmesini isteyen savcı, “ölçülü olduğu” gerekçesiyle yurt dışına çıkış yasağının devamını talep etti.

 

Akgül’ün avukatlarından Veysel Ok, “İddianameyi hazırlayan savcı, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne (TEM) ‘Elif Akgül’ün terörle bağlantısı var mı’ diye soruyor. TEM’den herhangi bir bağlantısı olmadığına dair belge gelmiş ancak savcılık bu evrakı iddianamede kullanmamıştır” dedi.

 

Akgül’ün avukatlarından Batıkan Erkoç, imajları alınan ve herhangi bir suç unsuru tespit edilemeyen dijital materyallerin iadesini talep etti.

 

Akgül’ün avukatlarından Tora Pekin de “Müvekkil 2 Haziran’da tensip tutanağıyla tahliye oldu. Aynı gün savcılık tahliyeye itiraz etti ve tutukluluk halinin devamını istedi. Savcının itiraz talebinin yanlış olduğunu bugün burada görmüş olduk. Demek ki savcı ezbere bir talepte bulunmuş. Bugün adli kontrolün devamını isteyen duruşma savcısının talebi de ezbere dayanıyor” diyerek müvekkili hakkındaki yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasını istedi.

 

Yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirinin devamına karar veren mahkeme, imajı alınmış dijital materyallerin iadesi talebini ise kabul etti. Dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderilmesine karar verildi. Dava 4 Aralık tarihine ertelendi.

 

Davanın geçmişi

Elif Akgül, HDK soruşturması kapsamında yapılan eşzamanlı ev baskınıyla 18 Şubat 2025 günü gözaltına alınıp 21 Şubat’ta tutuklanmıştı.

 

Emniyet ifadesinde Akgül’e, 2012 yılından telefon dinlemeleri ve açık kaynak araştırmaları soruldu. Akgül’e suçlama olarak yöneltilen telefon görüşmelerinden biri 2013’te 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda polisin DİSK binasına müdahalesiyle ilgiliydi. Akgül, konuşmada yaşananlarla ilgili bilgisayar başındaki mesai arkadaşını bilgilendiriyordu. 3 Haziran 2013 tarihli bir görüşmedeyse Akgül, yine Bianet’ten mesai arkadaşıyla konuşuyordu.

 

Akgül hakkındaki iddianame 24 Nisan’da tamamlandı ve İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianamenin diğer şüphelisi Mehmet Saltoğlu ile Akgül’ün arasındaki bağın ortaya konulmadığı gerekçesiyle iddianameyi iade etti. Bunun üzerine savcılık, bir üst mahkeme olan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesine başvurarak iade kararına itiraz etti. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinin savcılığın itirazını yerinde bulması sonucu iddianame kabul edildi.

 

1 aydan fazla süren iade ve itiraz sürecinin sonunda iddianameyi kabul eden İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi 2 Haziran günü, Akgül’ün tutuklulukta geçirdiği süreyi ve delillerin büyük çoğunluğunun toplanmış olduğunu dikkate alarak gazetecinin tahliyesine kararı verdi.

Yukarı