Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde tutuklanan gazeteci Sedat Yılmaz, "örgüt kurmak ve yönetmek” ve “örgüt üyesi olmak” suçlamalarıyla açılan davada hâkim karşısına çıktı
ARDIL BATMAZ, DİYARBAKIR
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Gününde tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Sedat Yılmaz hakkında "örgüt kurmak, yönetmek” (TCK 220/1) ve “örgüt üyeliği” (TCK 314) suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması 14 Aralık 2023 günü Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşmada, yaklaşık sekiz aydır tutuklu bulunduğu Sincan 2 No’lu F Tipi Cezaevinden getirilen Yılmaz avukatları ile birlikte hazır bulundu. Duruşmayı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.
Duruşma salonundaki bilgisayarların arızalanmasından ötürü duruşma yaklaşık iki buçuk saat gecikmeli başladı. Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme başkanı, duruşmayı izleyen gazetecilerin telefonlarını kullanmasına izin vermedi. Salondakileri “Taşkınlık çıkarsa bütün salonu boşaltırım” diyerek uyaran mahkeme başkanı, Sedat Yılmaz’a yöneltilen suçlamaları okuyarak Yılmaz’a savunma için söz verdi.
“Kürt gazeteci olduğum için mi sizin karşınızdayım?”
“Sekiz ay sonra mahkemeye çıkmanın sevincini yaşıyorum” diyerek savunmasına başlayan Yılmaz, kendisi hakkında hazırlanan iddianamenin, demokrasiyle yönetilen ülkeler için “utanç verici” olduğunu söyledi.
Yirmi üç yıldır gazetecilik yaptığını belirten Yılmaz, “Türkiye gibi ülkelerde gazetecilik riskli ve tercih edilemez bir hale gelmiştir. İddianame dikkatle okunacak olursa kendi kendini çürüttüğü görülecektir. Gizli tanık ‘Ulaş’, 2000’li yıllardan beri örgütün basın yayın sorumlusu olduğumu iddia ediyor. O yıllarda henüz öğrenciyken, örgütün sorumlusu nasıl olabilirim? ANF’de yayımlanan bir haberde mesleki dayanışma için röportaj vermem, ANF’de çalışıyormuş gibi lanse edilmiş. Örgüt adına haber yaptığım iddia ediliyor ancak dosyada böyle bir haber göremiyorum. Eğer iddia makamı bu haberi sunacak olursa ben de buna karşı cevap veririm” dedi.
Yılmaz, illegal yollardan Irak’a gittiğine ilişkin iddialara karşı ise “Gizli tanık yer belirtiyor ama zaman belirtmiyor. Zaman ve mekânı birbirinden kopartırsanız gerçeklik dağılır. Bir kanıt dahi sunulmadan illegal yollarla gitmekle suçlanıyorum. İddia makamı tarih ve zaman belirtirse nerede olduğumu kanıtlayabilirim” diye konuştu.
Yılmaz savunmasına devam ederken mahkeme başkanı tarafından hızlı olması konusunda uyarıldı.
İstanbul’dan Diyarbakır’a daha iyi bir yaşam için, çocuğunun eğitimi ve geleceği için taşındığını belirten Yılmaz, “Binin üzerinde haberde imzam var ama hiçbirine dava açılmadı. Haber kaynaklarım ve meslektaşlarımla görüştüm diye suçlanıyorum. 2014 yılında gazeteci kimliğimle Suruç’a gittim. İddia makamı her ne kadar eyleme katılmakla suçlasa da kanıt sunamıyor. O gün benimle birlikte Suruç’ta olan diğer gazetecilere bu suçlama yöneltilmiyorken bugün ben bir Kürt gazeteci olduğum için mi sizin karşınızdayım? Sayın savcı hep ‘değerlendiriyor’ ama hiçbir somut kanıt sunmuyor. O dönem yaptığım tüm paylaşımlar, bugün konjonktür değişti diye suç olarak lanse ediliyor. Her şeye rağmen heyetinizin basın ve ifade özgürlüğünü savunacağına inanıyorum” diye savunmasını sonlandırdı.
Gizli tanık: “Sedat Yılmaz örgüt adına önemli bir insan”
Yılmaz’ın ardından gizli tanık ‘Ulaş’ın dinlenmesine geçildi. Sedat Yılmaz’ın, PKK yöneticisi Mustafa Karasu’ya “direkt bağlı” olduğunu iddia eden gizli tanık, Yılmaz’ın Habur sınır kapısından geçerek Kandil’e gittiğini, burada Karasu ile toplantı yaptığını ileri sürdü. Gizli tanık ayrıca Sedat Yılmaz’ın “örgüt adına önemli bir insan” olduğunu iddia etti. Gizli tanığın çelişkili beyanlar verdiğini duruşma zaptına geçiren mahkeme başkanı, “Hangisine itibar edeceğiz?” diye sordu. Bunun üzerine gizli tanık, savcılık ifadesindeki beyanlarını “kimliği açığa çıkar ve örgüt peşine düşer” diye kısıtlı tuttuğunu söyledi.
Avukatların sorusu üzerine gizli tanık, Sedat Yılmaz’ın Mustafa Karasu ile görüştüğüne bizzat şahit olduğunu ancak tarihi hatırlamadığını belirtti.
Gizli tanık Ulaş’ın ardından bir diğer gizli tanık ‘K8Ç4B3L1T5’in ifadesine geçildi. Gizli tanık, Sedat Yılmaz’ın, örgütün basın komitesinde faaliyet yürüttüğünü ve Mezepotamya Ajansı’nda yayınlanacak haberlere karar veren kişi olduğunu ileri sürdü.
Savcı tutukluluğun devamını istedi
Duruşması savcısı, mevcut delil durumu, atılı suçun vasıf ve mahiyeti gerekçesiyle Sedat Yılmaz’ın tutukluluk halinin devamını talep etti.
Savcının tutukluluğun devamına ilişkin talebinin ardından söz alan Sedat Yılmaz, tahliyesini talep etti. Yılmaz’ın ardından avukatların beyanlarına geçildi. Avukat Şule Recepoğlu, “2014 yılında, çözüm süreci döneminde devletin izni dahilinde birçok gazeteci Kandil’e gitti. Sedat Yılmaz da gazeteci kimliğiyle oradaydı ve bu bilgi saklanmadı. Gizli tanık elindeki yazıyı okuyarak ifade vermektedir. Bilgi sahibi değildir. Sedat Yılmaz daha önce de muhalif gazetecilik kimliğinden ötürü soruşturmaya maruz kaldı ve bu soruşturma takipsizlikle sonuçlandı” dedi.
Savcının, Sedat Yılmaz lehine delilleri gizlemek için elinden geleni yaptığını belirten avukat Veysel Ok, “Sedat Yılmaz Habur sınır kapısından değil Atatürk Havalimanı’ndan yasal yolla çıkış yaparak Kandil’e gitti. ‘K8Ç4B3L1T5’ adlı gizli tanığın devlet görevlisi olduğu, devlet adına çalıştığı kendisinin de beyanıyla açık ve nettir” diye konuştu.
Avukat Resul Temur ise tanığın beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini söyledi. ‘Ulaş’ adlı gizli tanığın beyanlarının çelişkili olduğunu belirten Temur, “Tanık bu duruşmada beyanlarını genişletmeye değil düzeltmeye gitti. Müvekkilin tahliyesini talep ediyoruz” dedi.
Duruşmaya verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, 225 gündür tutuklu olan Sedat Yılmaz’ın tahliyesine karar verdi. Yılmaz hakkında yurt dışı çıkış yasağı uygulayan mahkeme, bir sonraki duruşmayı 29 Şubat 2024 tarihine erteledi.