Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Aslan ve Keleş, kayyum atanan Van Büyükşehir Belediye binası önüne yerleştirilen barikatların fotoğraflarını çektikleri için “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılanıyor
BEYZA KURAL, VAN
Gazeteciler Arif Aslan ve Selman Keleş’in, kayyum atanan Van Büyükşehir Belediye binası önüne yerleştirilen barikatların fotoğraflarını çektikleri için “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılandıkları davanın sekizinci duruşması 3 Eylül 2020 tarihinde Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme heyeti Arif Aslan’ın yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması talebini reddederken, dosyasının ayrılmasına karar verdi.
Basın mensupları salona alınmadı
Duruşma, ilan edildiği saat 09:00’da başlamadı. Arif Aslan ve avukatı Cihat Durmaz saat 10:05’te duruşma salonuna alındı. Covid-19 salgını nedeniyle izleyicilerin ve basın mensuplarının duruşmayı izlemesine izin verilmedi.
Duruşmada yaşananları P24’e anlatan Arif Aslan, uzun süredir yargılandığı dosyada 8 ay tutuklu kaldığını, 1 yıl da adlî kontrol kapsamında haftada bir imza verdiğini hatırlatarak Selman Keleş ve kendisi için bir mağduriyetin söz konusu olduğunu aktardı.
“Devam eden yurtdışına çıkış yasağı nedeniyle de gazetecilik faaliyetimi gerçekleştiremiyor, yurtdışındaki seminer ve eğitimlere katılamıyorum” diyen Aslan, bu konudaki uluslararası kurumların davetiyelerini mahkemeye daha önce sunduğunu, bunların göz önünde bulundurularak yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep ettiğini söyledi.
Verilen kısa aranın ardından mahkeme heyeti, savcının yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasının reddi ve Arif Aslan’ın dosyasının ayrılması talebini değerlendirdi. Mahkeme heyeti, yurtdışına çıkış yasağının reddine, Arif Aslan’ın dosyasının ise ayrılmasına karar verdi.
“Uzun yargılama cezalandırmaya döndü”
Aslan, dava konusunun gazetecilik faaliyeti olduğunu belirtti: “Dosyaya bakıldığında, ilk aşamadan şu ana dek yargılanmanın tek sebebi, kayyum atanmasından sonra Van Büyükşehir Belediyesi binası etrafına örülen duvarın fotoğrafını çekmek. Bu kadar büyük güvenlik önlemi alındığına göre demek ki güvenlik kaygısı vardı. Biz de insanların girdiği kamusal bir bina hakkındaki durumdan herkesin haberdar olması için haberini yapmak istedik. Bu haberciliktir. Aynı haberler ulusal basında çıktı ancak onlara dava açılmadı. Doğrusu buydu. Ama bize dava açıldı. Bunun nedeni de Kürt gazeteci olmamız.”
Aslan, gözaltına alındıklarında “Kabahatler Kanunu’na Muhalefet” suçlamasıyla 250 TL’lik para cezası kesildiğini, ardından Olağanüstü Hâl döneminde 11 gün gözaltında kaldıklarını hatırlattı.
Uzun yargılama sürecinin etkilerine dikkat çeken Aslan, “Neredeyse üç yıldır yargılanıyoruz. Ortada ceza verilecek durum olmayınca süreci uzatarak bizi cezalandırmak istiyorlar. Gözaltı, tutuklama, haftada bir imza vermek… Bunlar artık cezadır. Bu engellerin kaldırılmasını ve mesleğimizi icra etmek istiyoruz” diye konuştu.
Ne olmuştu?
Kapatılan Dihaber muhabiri Selman Keleş ve gazeteci Arif Aslan, kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi binası önüne konulan beton bariyerlerin fotoğrafını çekerken, 20 Mart 2017’de polislerin kimlik kontrolü yapması üzerine önce zabıta tarafından para cezası kesilerek serbest bırakılmış, ardından gözaltına alınmış ve 31 Mart 2017 tarihinde tutuklanmıştı.
Cumhuriyet Savcısı Emrah Güngör’ün hazırladığı iddianamede “silahlı terör örgütü üyeliği” ile suçlanan iki gazeteci, 21 Kasım 2017’deki ilk duruşmalarında tahliye edildi. Ancak savcı tahliyeye itiraz etti.
Keleş 12 Aralık 2017’de Diyarbakır’da gözaltına alındı, 13 Aralık 2017’de serbest bırakıldı. Ardından Türkiye’den ayrılarak İsviçre’ye iltica başvurusunda bulundu. Arif Aslan ise 31 Aralık 2017’de Van’da gözaltına alındı. İfadesinin ardından adlî kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.