Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Gazetecileri suçlayan gizli tanıktan itiraf: Devlet adına faaliyette bulundum

Gazetecileri suçlayan gizli tanıktan itiraf: Devlet adına faaliyette bulundum

11 gazetecinin “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı dava kapsamında dinlenilen gizli tanık, daha önce DİHA ve Mezopotamya Ajansı’nda çalıştığını belirterek “devlet adına faaliyet yürüttüğünü” söyledi

 

HAYRİ DEMİR, ANKARA

 

Mezopotamya Haber Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA Ankara Haber Şefi Deniz Nazlım, MA muhabirleri Berivan Altan, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Ceylan Şahinli, JinNews muhabirleri Habibe Eren, Öznur Değer, MA muhabiri Zemo Ağgöz ve eski MA stajyeri Mehmet Günhan’ın “örgüt üyeliği” (TCK 314) suçlamasıyla yargılandıkları davanın ikinci duruşması 5 Temmuz 2023 günü Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

 

P24 tarafından takip edilen duruşmada, 16 Mayıs 2023 tarihli ilk celsede tahliye edilen gazeteciler Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Mehmet Günhan, Hakan Yalçın ve Zemo Ağgöz ile avukatları hazır bulundu. Duruşmayı aralarında Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi yöneticileri ve gazetecilerin meslektaşlarının da bulunduğu çok sayıda kişi izledi.

 

“Takip ettiğim haberler suçlama konusu yapıldı”

Duruşma, geçen celse savunma yapamayan Ağgöz’ün savunmasıyla başladı. Muhalif bir gazeteci olduğu için yargılandığını söyleyen Ağgöz, takip ettiği ve paylaştığı haberlerin suçlama konusu yapılarak iddianamenin oluşturulduğunu ifade etti.

 

Ağgöz, “Diğer duruşmada tüm arkadaşlarıma bekar oldukları için ajansın böyle bir politikası olup olmadığını sormuştunuz. Ben evli ve çocukluyum fakat yine de karşınızdayım, demek ki mesele arkadaşlarımızın bekarlığı ile ilgili değilmiş” ifadelerini kullandı.

 

Gazeteciler üzerindeki baskıların siyasi atmosfere bağlı olarak sürekli arttığına işaret eden Ağgöz, “Gazeteciliğimiz bomboş iddialar üzerinden sorgulanıyor, çalıştığımız ajans da kriminalize ediliyor. Mezopotamya Ajansı resmi yollarla kurulan bir ajans, neredeyse Türkiye’nin her yerinden muhabirleri ve aboneleri var. Tüm iş ve işlemleri yasal statüye dayanıyor. Bize yöneltilen suçlama Mezopotamya Ajansı’nda çalışıyor olmamız. Evet ben MA’da çalışıyorum. Öyle ki bugün kriminalize edilen MA’nın basın kartıyla defalarca bu adliyede duruşma takip ettim, sizin başkanlığını yaptığınız davalar da dahil” dedi.

 

Takip ettiği basın açıklamaları ve yürüyüş gibi etkinliklerin dosyaya suç delili olarak konulmasına tepki gösteren Ağgöz, “Konya’da aynı aileden 7 kişi katledildi, biz de ajans olarak ilk günden itibaren bu davayı takip etmeye başladık. Davanın kamuoyundan gizlenmeye çalışılan yönlerini halka aktardık. Şimdi bir katilin neler yaptığını yazan biz gazeteciler suçlanıyoruz. Bunları yazmayalım mı?” diye sordu. İddianameye konulan telefon görüşmelerine ait kayıtların da meslektaşlarıyla haber maksatlı yapmış olduğu görüşmeler olduğunu belirten Ağgöz, “Sosyal medyadan yaptığım paylaşımlar da haber içerikleri ve haber linkleridir. Hepsini de haber verme amaçlı paylaştım” diye konuştu.

 

Savunmasının devamında davaya konu gizli tanık beyanlarıyla ilgili konuşan Ağgöz, “Bize MA’nın PKK/KCK ile bir ilgisinin olup olmadığını soruyorsunuz. Sadece tanık beyanlarına dayanarak bu soruyu soruyorsunuz. Oysa aynı tanık hakkımızda yalan yanlış bilgilerle hem iddia makamını hem de sayın mahkemeyi oyalıyor. Gizli tanık benim de cezaevi çıkışlı olduğumu iddia etmiş, hayatımda ilk kez bu soruşturma kapsamında gözaltına alındım. Tanık beyanının yalan yanlış beyanlarıyla oluşturulan iddianame de tüm suçlamalar da bu yorumlara dayanıyor” ifadelerini kullandı.

 

Ağgöz, hakkındaki adli kontrol yükümlülüklerinin kaldırılmasını ve duruşmalarda vareste tutulmayı talep etti.

 

Ağgöz’ün savunmasının tamamlanmasının ardından dosya kapsamındaki gizli tanığın dinlenilmesine geçildi.

 

Gizli tanık dinlendi

İddianamede K8Ç4B3L1T5 koduyla yer alan gizli tanık, ses ve görüntüsü değiştirilerek SEGBİS aracılığıyla dinlendi. Gizli tanıktan Mezopotamya Ajansı ve JinNews ile ilgili bildiklerini söylemesi istendi. Bu konuda bilgi veren gizli tanık, gazetecilerle ilgili de açık kaynaklardan elde edilebilecek bilgilerinden oluşan beyanlarda bulundu. Gazetecilerin mezun olduğu üniversiteler ve hangi ajanslarda çalıştığına dair genel bilgiler verdi.

 

Mahkeme başkanı gizli tanığa, “Bu bilgilere nasıl eriştin. Örgüt içerisinde bir faaliyetin oldu mu?” diye sordu. Bunun üzerine gizli tanık, “Örgütün çeşitli alanlarında çalıştım, basın alanında da çalıştım. Mezopotamya Haber Ajansı’nda çalıştım” dedi. DİHA’da ne kadar çalıştığına dair soruya ise, “Bu soruyu yanıtlamasam daha iyi olur sayın hâkim” yanıtını verdi.

 

Avukat Özgür Erol, mahkemede okunan gizli tanık ifadesini bu soruşturma dosyasında göremediklerini belirtti. Mahkeme başkanı ise ifadenin bu dosyadan başka yürütülen iki gizli soruşturmaya dair de bilgiler içerdiğini ve UYAP’a yüklendiğini söyledi. Ancak daha sonra UYAP’a yüklenmediğini fark eden mahkeme başkanı, “Bir karışıklık olmuş, yükleyeceğiz” karşılığını verdi.

 

Mezopotamya Haber Ajansı’nda çalıştığını belirten gizli tanık, hakkında bir soruşturma veya kovuşturma olmadığını, etkin pişmanlıktan da yararlanmadığını söyledi. Gizli tanık, avukat Özgür Erol’un “Peki bu faaliyetlerde bulunurken kamu görevlisi miydiniz? Bu faaliyetlerde bulunurken devlet adına mı bulundunuz?” sorusuna ise “Evet” diye yanıt verdi.

 

Avukatlar Çiğdem Kozan ve Ebru Akkal ise tanığa ifadesinin kaç saat sürdüğünü ve teşhisleri nasıl yaptığını sordu. Gizli tanık, teşhis işlemlerinin iki farklı günde beş kez ara verilerek yapıldığını ifade işleminin ise sekiz saat sürdüğünü aktardı. İfade işlemleri sırasında da görevli polislerin nöbetleşerek değiştiğini söyledi.

 

Gizli tanık, teşhis yaptığı fotoğrafların polisler tarafından gösterildiğini söyledi.

 

Mahkeme başkanı: Neden belirli minvalde haber yapıyorsunuz?

Daha sonra MA İmtiyaz Sahibi Ferhat Çelik tanık olarak SEGBİS aracılığıyla dinlendi. Çelik, dava kapsamında yargılanan gazetecilerin ajansta çalıştığını Ceylan Şahinli’nin kendisi yetkili olduğu dönemde işe başladığı bilgisini paylaştı. Çalışanlarla sözleşme kapsamında çalıştıklarını, ücret ödemelerini haberin içeriği, görüntüsü ve fotoğrafı üzerinden değerlendirildiğini, ödemelerin de bankadaki resmi hesaplar üzerinden yapıldığını aktardı.

 

Mahkeme başkanı, Çelik’e, “Neden belirli minvalde haberler yapıyorsunuz, HDP’ye yakın haberler var” diye sordu. Çelik, “Hayır, aksine her alanda haber yapıyoruz” şeklinde yanıt verdi.

 

Talepler reddedildi

Çelik’in tanık beyanlarının ardından tutuksuz yargılanan gazetecilerin beyanlarına geçildi. Sırasıyla söz alan Nazlım, Güzelyüz, Günhan ve Yalçın, okunan gizli tanık ifadelerini ilk kez duyduklarını ve dosyada erişemediklerini bunun da adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu ifade etti. Gazeteciler, el konulan dijital materyallerin teslim edilmesini, adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep etti.

 

Adli kontrol tedbirlerinin devamına karar veren mahkeme, gazetecilerin vareste tutulma taleplerini reddetti. Dijital materyallerin iade edilmesi yönündeki talebin de bu aşamada reddine karar veren mahkeme, davayı 26 Ekim 2023 gününe erteledi.

Yukarı