Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Güleş ve röportaj yaptığı kişi hakkında "halkı yanıltıcı bilgiyi yayma" suçlamasıyla işlem yapıldı
Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Mehmet Güleş, 8 Şubat 2023 günü, Diyarbakır Bağlar’daki arama kurtarma çalışmalarıyla ilgili röportaj yaptığı gönüllüyle birlikte gözaltına alındı.
“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla gözaltına alınan Güleş ve arama kurtarma gönüllüsü Mehmet Nuri Güzel, Diyarbakır Güvenlik Şube Müdürlüğüne götürüldü.
9 Şubat’ta Güvenlik Şube memurlarınca ifadesi alınan Güleş’e röportaj yaptığı kişinin sözleri soruldu. Expression Interrupted tarafından görülen sorgu tutanağına göre Güleş’ten önce kendisini tanıtması istendi ardından ise gazeteciye şu sorular yöneltildi: “08.02.2023 günü saat 17:00 sıralarında Bağlar İlçesi Şeyh Şamil Mahallesi 622-1 sokak içerisinde bulunan enkaz alanında bulunma sebebiniz nedir? Mehmet Nuri Güzel isimli şahsı daha önceden tanıyor musunuz? Mehmet Nuri Güzel isimli şahıs size vermiş olduğu röportajda ‘Burada AFAD yok, UMKE yok. Burada halk kendi imkanları ile savaşıyor. Halkımız yalnız bırakıldı’ sözünü söyledi mi?”
Üzerine atılı suçlamayı reddeden Güleş yanıtında, kamu görevini yerine getirmek maksadıyla enkaz alanına gittiğini ve mesleğinin gereğini yaptığını vurguladı.
Röportaj yaptığı kişiyi daha önce tanımadığını belirten Güleş şöyle devam etti: “08.02.2023 günü saat 17.00 sıralarında enkaz alanında bulunduğum esnada çalışmalar hakkında bilgi almak amacı ile Mehmet Nuri Güzel’e kendisi ile röportaj yapmak istediğimi söyledim. O da kabul edince, Redmi marka cep telefonumu çıkartarak kayıt almaya başladım. Ve Mehmet Nuri Güzel’e enkaz alanında kimin olduğunu, kimlerin kurtarıldığını, kaç kişinin sağ olarak çıkartıldığını, kaç kişinin ölü olarak çıkartıldığını, enkaz çalışmalarının nasıl sürdüğünü sordum. Mehmet Nuri Güzel de bana yaklaşık üç gündür çalışmalara yardım ettiğini burada AFAD’ın çalışmalarının yavaş olduğunu fakat polis ekiplerinin ve itfaiye ekiplerinin hızlı çalıştığını söyledi. Röportaj esnasında kayıt aldığımdan dolayı Mehmet Nuri Güzel’in konuşmasından hatırladıklarım bunlardan ibarettir. Röportajda Mehmet Nuri Güzel, ‘Burada AFAD yok, UMKE yok. Burada halk kendi imkanları ile savaşıyor. Halkımız yalnız bırakıldı’ cümlesini kurup kurmadığını hatırlamıyorum. Daha sonra da polis memurları yanımıza geldi. Bu olayda mesleğimin gereği olarak kamuoyunu aydınlatmak için haber yapmaya çalıştım. Başka bir amacım söz konusu değildir. Tarafıma isnat edilen ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçunu kabul etmiyorum. Yapılan her şey yasal çerçevede yapılmıştır. Benim söyleyeceğim bunlardan ibarettir.”
Güleş’in avukatı Resul Temur ise gözaltı işleminin hukuki dayanaktan yoksun olduğuna dikkat çekerek müvekkilinin serbest bırakılmasını istedi. Temur, “Düşüncesini ifade eden vatandaşın salt düşüncesinden kaynaklı ve bu düşünceyi kayda geçiren gazetecinin gözaltına alınmasının hukuki bir tarafı bulunmamaktadır. Bu gözaltıyla birlikte düşünce ve ifade hürriyeti, basın özgürlüğü ihlal edilmiştir, ayrıca Anayasa madde 30 kapsamında gazetecilik faaliyetinde kullanılan malzemelere el konulmayacağı hüküm altına alınmış olup bu sebepten dolayı müvekkilden elde edilen ve gazetecilik faaliyetinde kullanılan dijital materyallerin derhal iade edilmesi ve müvekkilimin serbest bırakılmasını talep ediyorum" diye konuştu.
Dezenformasyon yasası kapsamında işlem yapıldı
Emniyetteki ifade işlemleri tamamlanan Güleş ve arama kurtarma gönüllüsü Güzel adliyeye çıkartıldı.
Güleş ve Güzel’in sorgularını yapan savcılık, her ikisini de, TCK 217/A kapsamında “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan adli kontrolle salıverilmeleri şartıyla sulh ceza hâkimliğine sevk etti.
Sulh ceza hâkimi, Güleş ve Güzel’i yurt dışı çıkış yasağı ve haftanın her günü imza şartıyla serbest bıraktı.
18 Ekim 2022 günü yürürlüğe giren “Dezenformasyon Yasası” kapsamında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu düzenleyen 217. maddesine, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngören A bendi eklenmişti.