Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Kadına yönelik şiddet açıklamasını takip ederken, darp edilerek gözaltına alınan Durgut ve 17 kadın “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla hâkim karşısına çıktı
ARDIL BATMAZ, ŞIRNAK
Şırnak’ta 25 Kasım 2023 günü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü açıklamasını takip ederken darp edilerek gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Zeynep Durgut ve 17 kadın hakkında “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması 22 Mart 2024 günü Şırnak Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Durgut ve avukatı Samet Ataman'ın hazır bulunduğu duruşma kimlik tespitiyle başladı.
Tercüman aracılığıyla Kürtçe savunma yapan beş kadın, "Valiliğin yasak kararını bilmiyorduk. Televizyonda yürüyüş olacağını gördük ve katılmaya karar verdik. Türkçe bilmediğimiz için polisin anonslarını anlamadık. Polise direnmedik ama polisler sanki biz direniyormuşuz gibi bizi darp etti. Bizi kollarımızdan tutup, coplayarak gözaltı aracına bindirdiler" dedi.
Duruşmada savunması alınan dönemin Halkların Demokratik Partisi (şimdiki ismiyle DEM Parti) Şırnak İl Eş Başkanı Zilan Yaman ise polislerle müzakere yaparken çembere alındıklarını, çemberin açılması için talepte bulundukları sırada darp edildiklerini söyledi. Hâkimin, "Anlattığınıza göre bu çok olağandışı bir şey. Niye darp etsinler?" sorusu üzerine Yaman, "Yasaklama kararı olduğunu söylediler. Biz de buna karşın HDP binasına doğru olaysız bir şekilde dağılmayı talep ettik. Bu talebimiz kabul edildi ancak hemen ardından topluca değil gruplar halinde dağılmamıza izin vereceklerini söylediler. Biz de ilçelerden gelen annelerin yolları bilmemesinden ötürü bunu kabul edemeyeceğimizi söyledik ve polis çemberinin içinde beş dakikalık oturma eylemi kararı aldık. Polisler bu sırada pankartımızı aldı ve bizi darp etmeye başladı" ifadelerini kullandı.
Durgut: “Kadınlar, erkek polislerin şiddetine maruz kaldı”
Duruşmada savunması alınan gazeteci Zeynep Durgut, 25 Kasım gününün sadece Türkiye'de değil, dünyada da kadınların sokağa çıkarak şiddete karşı eylemler yaptığı bir gün olduğunu vurguladı. "Ama ne hikmetse böyle bir günde kadınlar, erkek polislerin şiddetine maruz kaldı" diyen Durgut, yaşananları şöyle anlattı: "Eylem alanında üç gazeteciydik. Olaydan bir gün önce AKP, valiliğin yasak kararına rağmen hiçbir olay yaşanmadan yürüyüş yaptı. Ama 25 Kasım'da polis, gazeteci olduğumuzu bilmesine rağmen kameralarımıza el koymaya çalıştı. Benim bir gazeteci olarak orada yaşananları çekmeye hakkım var. İki erkek polis bana ters kelepçe uygulamasında bulundu. Kameramı ve tripodumu kırdılar. Bizden sonra eylem yapan kadınları da darp ederek gözaltına aldılar. Saatlerce gözaltı aracında bekletildik, hakaretlere maruz kaldık. Kamunun haber alma hakkı engellendi."
Hâkim: “Daha önce hiç erkek şiddetine maruz kaldınız mı?”
Durgut'un savunmasını bölen hâkim, Durgut'a, "Davadan bağımsız soruyorum. Daha önce hiç erkek şiddetine maruz kaldınız mı?" diye sordu. Durgut’un duraksaması üzerine hâkim, "Neyse, duruşma bitsin öyle sorayım" diyerek duruşmaya devam etti.
Savunmasına devam eden Durgut, "Biz mağdurduk ama bize soruşturma açıldı. Bir kadının kolu, bir kadının parmağı kırıldı. Gözaltı aracında polisin hakaretlerine maruz kaldım. İşime odaklandığım için polisin anons yapıp yapmadığını duymadım ama yapılsa da ben gazeteciyim, ben dağılmam" ifadelerini kullandı.
Durgut polis çemberinden bahsettiği sırada araya giren hâkim, "Polis bu çemberi oradakilerin güvenliği için yapar" dedi. Buna karşın Durgut, "Bu çember korumaya değil saldırmaya ilişkin bir çemberdi" diye konuştu.
Durgut'un avukatı Samet Ataman ise iddianameye yönelik eleştirilerini dile getirdi, "Biz normlar hiyerarşisine göre mi yoksa siyasi iktidarın atadığı vali çerçevesinde mi ilerleyeceğiz?" diye tepki gösterdi. Beyanlarına, valiliğin uyguladığı yasakları eleştirerek devam eden Ataman, "Valilik, Kürtlerin hangi tarihte, neye tepki göstereceğini çok iyi biliyor ve bu tarihlerde yasak kararı alıyor. 24 Kasım'da yapılan etkinlikte memurlar ve öğrenciler zorla getirilerek yasak günü eylem yapıldı. Bugün 'darp etti' dediğimiz kolluk o gün koruma sıfatındayken, bir gün sonra saldıran konumuna geçti" dedi.
Polisler tarafından darp edilen kadınların fotoğraflarını hâkime sunan Ataman, "Kadınlar saatlerce gözaltı aracında bekletilmiş. Avukatları olarak nöbetçi savcıyı arıyorum, nöbetçi savcı bana tepki gösteriyor, 'Sen benimle görüşemezsin' diyerek telefonu yüzüme kapatıyor. İddia makamı 'kanuna aykırı' diyor. Öyle bir şey yok. İddianameyi hazırlayan savcı mütalaayı da vereceği için büyük ihtimal ceza talep edecek. Bugüne kadar yaptığım suç duyuruları sonuçlansaydı, bugün bu insanlar bu durumu yaşamayacaktı. Vatandaş ile kamu görevlisi arasında denge olması lazım. Suç unsuru, cebir, şiddet, tehlike, kanuna aykırılık yok. 80 yaşındaki insanın nesi tehlikeli olacak? Bu insanları buraya getirmek bile bir ayıptır. Beraatlarını talep ediyoruz" diye konuştu.
Avukatların ardından savcı, eksik hususların giderilmesini istedi. Hâkim, ifadesi alınmayan sanıkların ifadelerinin talimatla alınmasına karar vererek davayı 27 Haziran 2024 gününe erteledi.
Ne olmuştu?
Şırnak’ta 25 Kasım 2023’te Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla kadınların Ömer Kabak Meydanı’nda yapmak istediği açıklama, polis engeline takılmıştı.
Şırnak Valiliğinin 22-28 Kasım 2023 tarihleri arasında kentte yapılacak olan toplantı, gösteri, yürüyüş ve basın açıklaması etkinliklerini yedi gün süreyle yasaklamasına ilişkin aldığı kararı gerekçe gösteren polis, aralarında Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Zeynep Durgut ve Ömer Akın ile JinNews muhabiri Rozerin Gültekin’in de bulunduğu 21 kişiyi gözaltına almıştı. Gözaltına alınan gazetecilerin ekipmanları kırılırken, gözaltına alınanlar ifadeleri alındıktan sonra aynı gün serbest bırakılmıştı.
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Zeynep Durgut ve açıklamaya katılan 17 kadın hakkında “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” iddiasıyla iddianame hazırlamıştı. Gazeteciler Ömer Akın ve Rozerin Gültekin hakkında ise takipsizlik kararı verilmişti.
Gazeteci Durgut ve 17 kadının gözaltına alındıkları sırada polisin şiddetine maruz kaldıklarına dair beyanları iddianamede yer almadı. Polis müdahalesinin 'orantılı' olduğu iddia edilen iddianamede, Zeynep Durgut’un gazeteci olduğuna ilişkin ifadesine de yer verilmedi.