Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Haklarındaki hüküm bozulan 8 gazeteci yeniden hakim karşısına çıktı

Haklarındaki hüküm bozulan 8 gazeteci yeniden hakim karşısına çıktı

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, kamuoyunda "FETÖ medya yapılanması davası" olarak bilinen davada Yargıtay’ın sekiz sanık hakkındaki bozma kararına uyulmasına karar verdi. Dava Mart ayına ertelendi

 

CANSU PİŞKİN, İSTANBUL 

 

Kamuoyunda “FETÖ medya yapılanması davası” olarak anılan davada haklarında verilen hükümler Yargıtay tarafından bozulan gazeteciler Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık, Yakup Çetin, Yetkin Yıldız ve bir dönem köşe yazarlığı yapmış olan müzisyen Atilla Taş'ın yeniden yargılaması 4 Kasım 2020 tarihinde İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.

 

P24 tarafından takip edilen duruşmada sekiz sanık ve sanık avukatları hazır bulundu.

 

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma ilamını okuyan mahkeme başkanı, sanıklara ve sanık avukatlarına bozma ilamına uyulup uyulmaması yönündeki beyanlarını sordu. Sanıklar ve avukatları  bozma ilamına uyulmasını istedi. Duruşma savcısı da bozma ilamına uyulması yönünde görüş bildirdi. Mahkemenin, bozma ilamına uyulmasına karar vermesinin ardından sanıkların savunmalarına geçildi. 

 

Gazetecilik refleksi

 

Sanıklardan Ünal Tanık, “Fuat Avni” tweetlerine internet sitesinde yer verdiği yönündeki suçlamaya ilişkin beyanda bulundu. Tanık, “Fuat Avni tweetleri farklı yayın organları tarafından haberleştirildi. Bir kısmı hakkında işlem yapılmadı, bir kısmına da heyetiniz tarafından yapılan yargılama sonunda beraat kararı verildi” dedi. Suçlama konusu tweetleri haber amacıyla yayınlandığını söyleyen Tanık, beraatini talep etti.

 

Tanık’ın ardından söz alan Ahmet Memiş, “Fuat Avni” tweetlerinin o dönem tüm gazeteler, haber siteleri ve televizyon kanalları tarafından haberleştirldiğini, hatta dizilerde espri konusu yapıldığını söyledi. Memiş, “Tweetleri gazetecilik refleksi ile haberleştirdik. O dönem Fuat Avni tweetlerini paylaşmayan yoktu. Eğer bu suç değilse ben de beraat etmeliyim. Suçsa paylaşan herkes yargılanmalı. Ben sadece gazetecilik yaptım. Gazetecilik suç değildir ve suç olmamalıdır” dedi. Hiçbir cemaat ve örgütle bağlantısının olmadığını ifade eden Memiş, “17/25 Aralık” sonrasında yaptığı bir haber sebebiyle Fethullah Gülen’in kendisine dava açtığını da sözlerine ekledi. Memiş, hakkında uygulanan adlî kontrol tedbirinin kaldırılmasını ve beraatini istedi.

 

Sanıklardan Yetkin Yıldız da savunmasında sadece mesleğini yaptığını belirterek hakkındaki suçlamayı reddetti: “Ben sadece mesleğimin ekmeğini yedim. Hiçbir örgütle veya cemaatle ilişkim yok. Fuat Avni yüz bin küsür tweet atmış. Eğer propaganda yapıyor olsaydık 400’ünü değil yüz binini haber yapardık. Fuat Avni haberleriyle ilgili Yeni Şafak, Sözcü, Hürriyet gazetelerine dava açılmadı. BirGün, T24 ve Diken’e açıldı, onlar da beraatle sonuçlandı. Bu konuda adaletin çifte standardı var.”

 

Yıldız’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu da dosyadaki sanıkların birlikte hareket ettiklerini ispatlar nitelikte bir delil olmadığını söyledi. Yargılamanın hukuki olarak ağır bir mağduriyete yol açtığını ifade eden Çalıkuşu, müvekkilinin adli kontrolünün kaldırılmasını ve beraatini talep etti.

 

Daha sonra söz alan Cemal Azmi Kalyoncu ve Yakup Çetin de yalnızca gazetecilik yaptıklarını söyleyerek beraatlerini istediler. Sanıklardan Ali Akkuş ise savunmasında, “Ben Fuat Avni hesabını takip bile etmezdim. Zaman gazetesinde gerçekten yetkili biri olsaydım kayyum atandıktan sonra açılan gazetede etkili bir rol oynardım. Ama yeni açılan gazetede çalışmadım” dedi.

 

Avukatlarının duruşmada olmadığını söyleyen Gökçe Fırat Çulhaoğlu, savunmasını daha sonra yapmak istediğini beyan etti.

 

Yargıtay’ın, eylemlerinin “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama” suçlarını oluşturduğu yönünde bozma kararı verdiğini hatırlatan Atilla Taş ise savunmasında, “Cumhurbaşkanına hakaretten bir kere dava açıldı ondan da beraat ettim” dedi. Taş, “Bizi tahliye eden bir heyeti görevden alırlarsa, yerine başka heyet atanırsa, yargıya nasıl güvenebilirim? Öyle bir karar verin ki, bize hâkimler varmış dedirtin” diyerek beraatini talep etti. 

 

Taş’ın avukatı Sevgi Kalan da müvekkili hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep ederek ayrıntılı savunma için süre istedi.

 

Adlî kontrol tedbirleri kaldırılmadı 

 

Duruşma sonunda ara kararını açıklayan mahkeme, sanıklar hakkında ayda bir kez imza verme şeklindeki adlî kontrol yükümlülüğünün “ölçülü olduğu” gerekçesiyle devamına karar verdi. Taş hakkında uygulanan yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması talebini de “dosyada sanık ile ilgili evrak işlemleri ve yazışmaların sürmesi nedeniyle” reddeden mahkeme, davayı 31 Mart 2021 tarihine erteledi.

 

Ne olmuştu?

 

“FETÖ medya yapılanmasında” yer aldıkları iddiasıyla yargılanan 26 gazeteciden 23’ü, 8 Mart 2018 tarihli karar duruşmasında “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan hapse mahkûm edilmişti. Bir sanık hakkında beraat kararı veren İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın diğer iki sanığı Atilla Taş ve Murat Aksoy’u ise “üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçundan hapis cezasına çarptırmıştı.

 

Davaya ilişkin temyiz incelemesini Mart ayında tamamlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yargılanan gazetecilerden 17’si hakkında verilen hükümleri onamış, sekiz sanık hakkındaki hükümlerin ise bozulmasına karar vermişti.

 

Ahmet Memiş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız hakkında “örgüt üyeliği” suçundan verilen hükümleri bozan Yargıtay, sanıkların suça konu eylemlerinin örgüt üyesi olarak kabul edilmelerine yeterli olmadığını söylemişti. Yargıtay, sanıkların eylemlerinin örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösterir şekilde örgütsel faaliyetlerde çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk içermemesi nedeniyle eksik araştırma yapıldığını belirterek, hükümlerin bozulmasına karar vermişti.

 

Ali Akkuş hakkındaki hükmün bozulmasına ilişkin kararında, “kriminalize oluncaya kadar sanığın bu oluşumun terör örgütü olduğunu bilemeyeceği” değerlendirmesine yer veren Yargıtay, “örgüte yardım” suçundan hüküm giyen Atilla Taş’ın eylemlerinin ise “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama” suçlarını oluşturduğunu belirtmişti.

Yukarı