Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi: Hapisteki gazeteci sayısında düşüş sürerken davalar artıyor

İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi: Hapisteki gazeteci sayısında düşüş sürerken davalar artıyor

2024’ün ilk üç ayında toplam 210 gazetecinin yargılandığı 123 ayrı dava görüldü. Sonuçlanan 37 davanın 16’sında 19 gazeteci hakkında mahkûmiyet kararı verildi. Gazetecilere en az 10 yeni dava açıldı. 5 gazeteci tutuklandı

Expression Interrupted platformu tarafından hazırlanan “İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi” raporlarının dokuzuncusu yayımlandı. Dava takip çalışmaları ve açık kaynak araştırması sonucunda elde edilen veriler ışığında hazırlanan rapor, 2024 yılının Ocak, Şubat ve Mart aylarını kapsıyor.

Raporun tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir.

Raporda, cezaevinde bulunan gazeteci sayısında 2023 yılından itibaren gözlemlenen düşüşün basın özgürlüğü alanında ilerlemeye işaret etmediği, yaptıkları haberler, sosyal medya paylaşımları, takip ettikleri eylemler veya meslektaşlarına yönelik yargısal tacizi protesto etmek istemeleri sebebiyle soruşturma ve yargılamalara maruz kalan gazeteci sayısında önceki dönemlere kıyasla azalma olmadığı, aylık ve üç aylık istatistiklerle ortaya konuluyor.

3 ayda 210 gazeteci yargılandı, 29 gazeteci cezaevinde

Raporun kapsadığı dönemde Türkiye’de ilk derece mahkemelerinde gazetecilerin sanık olarak yargılandığı 123 dava görüldü. Bu davalarda 210 gazeteci hâkim karşısına çıktı. Sonuçlanan 37 davanın 16’sında 19 gazeteci hakkında mahkûmiyet kararı verildi. Bu davalarda 15 gazeteciye toplamda 35 yıl 115 gün hapis cezası, dört gazeteciye ise toplamda 43 bin 17 lira tazminat ve adli para cezası verildi.

Rapor döneminde en az dokuz gazeteci ve bir gazeteye 10 yeni dava açıldı. En az 16 gazeteci gözaltına alınırken 25 gazeteci hakkında da soruşturma başlatıldı.

Yılın ilk üç ayında beş gazeteci tutuklanarak cezaevine gönderildi, 11 gazeteci ise tahliye edildi. Böylece rapora konu dönemin sonu itibarıyla Türkiye’de cezaevindeki gazeteci sayısı 29 oldu. P24 verilerine göre bu sayı, 2016 yılında ilan edilen Olağanüstü Hâl (OHAL) döneminden bu yana cezaevindeki gazeteciler listesinde kayda geçen en düşük sayı.

Darp edilen gazeteciye 2 ay 5 gün ceza

Rapora konu dönemde en az dört gazeteci ise sanık olarak değil, maruz kaldıkları ihlaller nedeniyle müşteki olarak hâkim karşısına çıktı. Bu davalardan ikisinde çıkan kararlarda gazetecilere yönelik fiziksel saldırı veya şiddet içeren polis müdahalelerinin faillerine verilen cezalarda hükmün açıklanması geri bırakılırken, bu davalardan birinde müşteki olan bir gazeteci, kendisini darp eden kişilere “hakaret” ettiği iddiasıyla açılan başka bir davada hapis cezasına çarptırıldı.

Gazeteciler en çok “hakaret” ve “terör” suçlamalarıyla yargılandı

Yılın ilk çeyreğinde yargılanan gazetecilere en çok “hakaret” ve “terör” suçlamaları yöneltildi. Gazetecilere en sık yöneltilen suçlama, 29 ayrı davada kullanılan “hakaret” (TCK 125) suçlaması olurken, bu 29 davanın 17’sinde gazeteciler “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” (TCK 125/3) suçlamasıyla yargılandı. İkinci en sık yöneltilen suçlama 25 ayrı davada kullanılan “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) suçlaması olurken üçüncü sırada ise 24 davada kullanılan “terör örgütü propagandası” (TMK 7/2) suçlaması yer aldı. Gazeteciler bu dönemde 11 davada da “Cumhurbaşkanına hakaret” (TCK 299) suçlamasıyla yargılandı. “Terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef gösterme” (TMK 6/1) ve “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamaları da bu dönemde gazetecilere en sık yöneltilen suçlamalar arasındaydı.

“Dezenformasyon” davaları artmaya devam etti

Rapor döneminde, 2022 yılında yürürlüğe giren “dezenformasyon” yasası kapsamında gazetecilere “yanıltıcı bilgiyi yayma” (TCK 217/A) suçlamasıyla yeni dava ve soruşturmalar açılmasına da devam edildi.

Yılın ilk çeyreğinde bu suçlamayla daha önce açılmış üç davada dört gazetecinin yargılanmasına devam edilirken beş gazeteci hakkında “yanıltıcı bilgiyi yayma” şüphesiyle soruşturma açıldı, bir gazeteci hakkında bu maddeden suç duyurusunda bulunuldu. İki gazeteci hakkında da bu suçlamayla iddianame düzenlenerek dava açıldı.

Evrensel’in açtığı dava reddedildi, TRT’ye denetim yok

Basın İlan Kurumu (BİK) ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) gibi düzenleyici kurumlar da rapora konu üç aylık dönemde muhalif medya kuruluşları üzerinde baskı unsuru olmayı sürdürdü.

BİK tarafından resmî ilan yayınlama hakkı kalıcı olarak iptal edilen Evrensel gazetesinin karara bölge idare mahkemesinde yaptığı itiraz raporun kapsadığı dönemde reddedilirken, Yeni Asya gazetesine uygulanan resmî ilan ambargosu da rapor döneminde dördüncü yılını doldurdu.

Raporun kapsadığı dönemde, 31 Mart 2024 tarihinde düzenlenecek olan yerel seçimler öncesi hem kamu yayıncısı TRT’nin taraflı tutumunun hem de RTÜK’ün muhalif yayın kuruluşlarına yönelik baskısının artacağı yönünde endişeler hâkim oldu. RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyeleri İlhan Taşcı ve Tuncay Keser, seçim öncesi dönemde iktidar partilerinin adayları lehine tek taraflı yayın yapıldığı gerekçesiyle TRT hakkında inceleme yapılmasını istedi. Ancak Üst Kurul, mart ayında Başkan Ebubekir Şahin’in katılmadığı toplantıda karar yeter sayısına ulaşılamadığı için TRT’nin seçim yayınlarını gündemine almadı. RTÜK, rapor döneminde verdiği cezalarda da ağırlıklı olarak muhalif çizgide yayın yapan medya kuruluşlarını hedef almaya devam etti.

Yukarı