Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Yeniden görülen Zaman davasında gazetenin eski yazarları Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Ali Bulaç ve Ahmet Turan Alkan hakkında mahkeme “örgüte üye olmadan yardım” suçundan toplam 11 yıl 3 ay hapis cezası verdi
TAMER KARALAR, İSTANBUL
Zaman davasında haklarında verilen hükümler Yargıtay tarafından bozulan Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan ve Mehmet Özdemir’in “üye olmamakla birlikte örgüte yardım” (TCK 220/7) suçlamasıyla yeniden yargılandıkları davanın dokuzuncu duruşması 28 Kasım 2022 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24’ün takip ettiği duruşmada Türköne, Alpay, Bulaç, Alkan ve avukatları hazır bulundu.
7 Nisan tarihli duruşmada sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar eden savcı; Bulaç, Alpay, Türköne ve Alkan’ın “hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan cezalandırılmalarını istedi.
“Gazete makaleleri suçlamanın delili”
Esasa karşı savunmasında üzerine atılı suçlamayı reddeden Ali Bulaç “Ne örgüt üyesi oldum ne herhangi bir yardımda bulundum. Beraatımı talep ediyorum” dedi.
Bulaç’ın ardından Şahin Alpay’ın savunmasına geçildi. Hiçbir dini cemaatin üyesi olmadığını kaydeden Alpay, “Tanık olarak dinlenen Hüseyin Gülerce, hakkımda ‘Kendisini yakından tanırım, FETÖ ile bağlantısı olduğunu hiç sanmıyorum. Talimat aldığını ve iltisaklı olduğunu düşünmüyorum. Bunlar diğer 4 arkadaş için de geçerli, bunun dedikodusunu bile duymadım” demişti. 80’lerden itibaren Cumhuriyet, Sabah ve Milliyet’te yazdım. 2002’den itibaren Zaman’da haftada 3 gün köşe yazıları yazdım. Öteki gazetelerin hiçbirinde yazma imkânı bulamadığım ve ek gelire ihtiyacım olduğu için Zaman’da yazdım. Gülen hareketinin bir suç örgütü olduğuna dair bir yargı kararı olsaydı bir gün bile yazmaya devam etmezdim, bu nedenle Zaman’da yazdığım için de pişmanlık duyuyorum” diye konuştu.
Mümtazer Tüköne savunmasında, hakkındaki suçlamanın tek delilinin yazmış olduğu gazete makaleleri olduğunu söyledi: “Gazete makalesi günlük tüketilen bir şeydir. Yazılan yazıların bir bağlamı vardır ve kendini okutturmaya çalışır. Bilim eleştiriyle ilerler, şüphe her zaman bilimle uğraşanlar için imandan önce gelir. Böyle bir disiplinden gelenler bu eleştiri hakkını ve şüpheyi, mümkün olduğunda dikkat çekici ve kışkırtıcı bir şekilde ifade etmeye çalışır. Yazdıklarım suç teşkil etmiyor. Beraatımı talep ediyorum.”
Ahmet Turan Alkan da savunmasında üzerine atılı suçlamayı reddederek beraatını talep etti: “Darbeye kadar ben böyle bir örgütün varlığını bilmiyordum. Bilseydim zaten gazeteden giderdim. Biz yıllardır 27 Mart, 12 Eylül aleyhine yazılar yazdık, bunu neden destekleyelim? Devlet artık benim yakamı bıraksın, başka bir şey istemiyorum. Özür dilesin demiyorum ama aklasın. Beraatımı talep ediyorum.”
Sanıkların savunmalarının tamamlanması üzerine avukatların esas hakkındaki beyanlarına geçildi. Alpay’ın avukatı Aynur Tuncel Yazgan, mütalaada tüm sanıklar bakımından lehe olan delillere hiç değinilmediğini belirtti. Yazgan, “Müvekkilim yazılarında hiçbir şekilde şiddete yer vermediği için ve örgüte bilerek veya isteyerek yardım etmesi söz konusu değildir” diyerek beraat talep etti.
Türköne’nin avukatı Figen Albuga Çalıkuşu ise, “Müvekkilin örgütün amacını bildiğine dair hangi delili gösteriyorsunuz? Bu amacı bilerek veya isteyerek hizmet ettiğini gösterir hangi delil var? Örgütten talimat aldığını ispat eden hem aleyhte hem lehte olan delilleri göstermek zorundasınız” diyerek beraat istedi.
Mahkeme, “örgüte üye olmamakla birlikte yardım” suçundan Mümtazer Türköne hakkında 3 yıl 9 ay, Şahin Alpay, Ali Bulaç ve Ahmet Turan Alkan’a ise ayrı ayrı 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Mahkeme ayrıca hakkındaki yakalama emri infaz edilemeyen Mehmet Özdemir’in dosyasının ayrılarak aynı mahkemede yeni bir esasa kaydedilmesine karar verdi.
Davanın geçmişi
Kanun Hükmünde Kararname ile 2016 yılında kapatılan Zaman gazetesinin 11 eski yazar ve editörünün “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs," “örgüt üyeliği," “örgüt propagandası” ve “örgüte yardım” suçlamalarıyla yargılandığı davanın Temmuz 2018’de görülen karar duruşmasında mahkeme, Mehmet Özdemir ile yazarlar Lale Sarıibrahimoğlu, Nuriye Ural, İhsan Dağı ve avukat Orhan Kemal Cengiz’in tüm suçlamalardan beraatlarına, yazarlar Ahmet Turan Alkan, Şahin Alpay, Ali Bulaç, Mümtazer Türköne ve Mustafa Ünal ile editör İbrahim Karayeğen’e "örgüt üyeliği" suçlamasıyla hapis cezası verilmesine hükmetmişti.
Davanın temyiz incelemesini 24 Eylül 2020 tarihinde tamamlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Ahmet Turan Alkan, Mustafa Ünal ve İbrahim Karayeğen’e verilen cezaları onamış, Şahin Alpay, Ali Bulaç ve Mümtazer Türköne'nin eylemlerinin “örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaksızın yardım” suçunu oluşturduğuna, beraat eden Mehmet Özdemir'in eylemlerinin ise “örgüt üyeliği” suçunu oluşturduğuna karar vererek haklarındaki hükümleri bozmuştu.
Alkan’ın avukatı onama kararına itiraz etmiş, bunun üzerine onama kararını değerlendiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 12 Şubat 2021 tarihinde karar düzeltme talebiyle dosyayı Daire’ye göndermişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazını değerlendiren Daire, Alkan hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla verdiği onama kararını bozmuş ve Alkan’ın eylemlerinin “örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaksızın yardım” suçunu oluşturduğuna hükmederek dosyayı yeniden yargılama için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.