Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

MA muhabiri Seda Taşkın tahliye edilmedi

MA muhabiri Seda Taşkın tahliye edilmedi

23 Ocak’tan beri tutuklu gazeteci Seda Taşkın, davasının Muş 2. ACM’de görülen ilk duruşmasında gözaltında yaşadığı fiziksel ve psikolojik baskıları anlattı 

ÖZGÜN ÖZÇER / Muş

Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Seda Taşkın’ın yargılandığı davanın ilk duruşması 30 Nisan 2018 günü Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti, “örgüt propagandası” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılanan Taşkın’ın tutukluluğunun devamına hükmederek davayı 2 Temmuz’a erteledi. Taşkın 20 Aralık’ta haber yapmak için bulunduğu Muş’ta “hakkında ciddi bir ihbar” var denerek dört gün gözaltında tutulmuş, savcının tahliyesine itirazı üzerine 23 Ocak’ta Ankara’da tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Duruşmaya Sincan Kadın Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanan Seda Taşkın, Muş’a kentteki kültür ve dayanışma derneği ile ilgili bir haber yapmak için geldiğini söyledi. Gözaltı süresince fiziksel ve psikolojik baskılara maruz kaldığını, avukatla görüşmesinin de kısıtlandığını belirten Taşkın, “Gözaltına alındığım ilk gün çıplak arama dayatıldı, bunu kabul etmediğimde ise bunun zorla yapılacağı söylenildi. İkinci günümde avukatımla sadece 5 dakika görüştürüldüm ve öncesinde yine çıplak aramaya maruz kaldım. Hastaneye gidip gelirken ring aracına binmek istemediğimde ise fiziki olarak darp edildim. Bunların da mahkeme tarafından değerlendirilmesini istiyorum” dedi.

Taşkın, heyet başkanının neden Muş’a geldiği ile ilgili sorusunu “Daha önce Ankara’da ve Van’da gazetecilik yaptım. Nasıl orada gazetecilik yaptıysam, Türkiye sınırının içinde her yerde mesleğimi yapma hakkım var. Bu bir suç teşkil etmiyor” şeklinde yanıtladı.

Taşkın, çalıştığı Dihaber ve Mezopotamya Ajansı ile ilgili heyet başkanı tarafından yöneltilen bir başka soru üzerine ise “Benin çalıştığım iki ajans da yasal ajanslardır. İkisinin de basın kartlarını kullandım. Bu kartlarla TBMM’ye dahi girdim” ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti başkanının neden kimliğindeki Seher ismi yerine Seda adını kullandığı sorusu üzerine ise Taşkın, annesinin dahi kendisine bu isimle hitap ettiğini söyledi. İddianamede yer verildiği üzere Seda isminin kesinlikle bir “kod adı” olmadığını belirten Taşkın, “Cezaevinde görüşmemde annem beni Seda adıyla çağırdı. Bir annenin kızını çağırdığı isim kod adı olamaz” dedi.

Sosyal medya paylaşımlarının da tamamen gazeteci olarak haber paylaşımları olduğuna dikkat çeken Taşkın, “Mesleğimi dürüst ve tarafsızca yaptığıma inanıyorum. Beraatimi talep ediyorum” diyerek savunmasını noktaladı.

Avukat: İhbar emniyet uzantılı mail adresinden yapıldı

Savcının mütalaa hazırlığı için dosyayı talep etmesi ve Seda Taşkın’ın tutukluluğunun devamını istemesi üzerine söz alan Seda Taşkın’ın avukatı Gulan Çağın Kaleli ise “Mütalaaya katılmıyoruz ve tüm iddiaları reddediyoruz” dedi. Kaleli ayrıca iddianamenin kabulünü kendilerine tebliğ edilmesinden sonra öğrenmelerini de eleştirdi.

Soruşturma sırasında çok sayıda hukuksuzluk yaşandığını vurgulayan Kaleli, “Terörle mücadele ekipleri işlemleri yaparak savcı talimatıyla bunu hukuka uygun hâle getiriyorlar. 16:40’da gelen ihbar neticesinde ne hikmetse 20 dakika içinde müvekkilimin hangi noktada olduğu tespit ediliyor. Savcı tarafından gözaltı talimatı ise 17:35’te veriliyor” dedi.

Taşkın’a uygulanan baskıların kabul edilemez olduğunu vurgulayan Kaleli, çıplak aramanın hukuk açısından işkence olarak görüldüğüne dikkat çekti. Kaleli, Taşkın’ın fiziksel ve psikolojik baskılar sonucu gözaltısının 3. gününde astım krizi geçirerek hastaneye kaldırıldığını da anlattı.

Kaleli, dosyaya giren evrakta e-postayla yapılan ihbarın Emniyet Genel Müdürlüğü mensuplarına ait resmî mail adreslerinde görülen “egm uzantılı bir adresten” gönderildiğinin açıkça ortaya konduğunu vurguladı. “İhbar edenin artık kimliğini gizlemesi mümkün değildir. IP numarası dosyada mevcuttur” diyen Kaleli, mahkemeden adresin araştırılarak nereden ve hangi bilgisayardan gönderildiğinin tespit edilmesini talep etti.

Taşkın’ın haberleri lehe delil olarak sunuldu

Kaleli savunmasında iddianamede sosyal medyada paylaştığı haberler dışında Taşkın’ın altında imzası bulunan hiçbir haberin yer almadığına dikkat çekti. Taşkın’ın kültür ve ekoloji haberleri yaptığını vurgulayan Kaleli, hazırlamış olup altında imzası bulunan 20’ye yakın haberini de dosyaya lehe delil olarak girmesi için mahkemeye sundu.

Kolluk kuvvetlerinin sorgu esnasında Taşkın’dan paylaştığı ya da beğendiği haberler hakkında yorumda bulunmasını istediklerine dikkat çeken Kaleli “kişisel görüş açıklamamanın anayasal bir hak” olduğunu ifade etti. Sorgu sırasında Mezopotamya Ajansı’nın bizzat Taşkın’ın gözaltına alınması hakkındaki haberin dahi sorulduğunu belirten Kaleli “Sadece Mezopotamya Ajansı, ANF ve Jin News haberleri gösterildi. Oysa müvekkilimin gözaltına alınması Cumhuriyet, T24, Diken gibi çok sayıda mecrada yayınlandı, çünkü müvekkilim bir basın çalışanı” dedi.

Kaleli, iddianamede Taşkın’ın beğenmiş ya da eklenmiş olduğu sosyal medyadaki paylaşımlardan sorumlu tutulmaya çalışıldığını vurguladı. “Kolluk o sayfaların paylaşımlarını kriminalize etmeye çalışmıştır” diyen Kaleli, başkalarının eylemlerinden cezalandırılmanın cezaların şahsîliği ilkesine aykırı düşeceğinin de ayrıca altına çizdi.

Öte yandan, Taşkın’ın kimliğindeki Seher yerine Seda ismini kullandığını tespit etmek için soruşturma sırasında usûlsüz bir şekilde annesinin arandığını da anlatan Kaleli “Kolluk kuvvetleri anneyi arayarak kızının ismini soruyor. Anne Seda olarak telaffuz ediyor. Usûle aykırı arasalar da bu lehe delil olarak tutanağa geçmiyor” dedi.

Kaleli ayrıca iddianamede Seda’nın bir meslektaşıyla bir kargonun Muş veya Van’a gönderilmesi konusunda yazışmasının yer aldığını, ancak bunun aynı yazışmadaki eklentide görüldüğü üzere bir polar olduğunu vurguladı. Kaleli “Bu polar şu anda Ankara Sincan Kadın Cezaevi’ne gönderilmiştir” dedi.

Tahliye sırasında tehdit

Kaleli savunmasında ayrıca Taşkın’ın ilk tahliyesi ile hakkında yakalama kararı çıkartıldığı süre zarfında dosyaya herhangi yeni bir delil eklenmediğini de vurgularken, bunun Anayasa Mahkemesi’nin “maktu gerekçelerle tutuklama devamı kararı verilemeyeceğine” yönelik kararına aykırı olduğunu belirtti. Kaleli ayrıca tahliye sırasında Taşkın’ın savcı tarafından avukatın önünde “Sen nasıl serbest bırakılırsın. Göreceksin, itiraz edeceğiz” şeklinde tehdit edildiğini söyledi.

Örgüt üyeliği suçlamasıyla ilgili Yargıtay tarafından belirlenen kriterlerin çok net olduğunu ve bunlardan hiçbirinin dosyada yerine getirilmediğini belirten Kaleli, “Seda Taşkın uydurma delillerle yaptığı haberler yüzünden aylarca tutuklu. Müvekkilimin çalışmış olduğu haber ajansı rahatsız edebilir. Ama yanlış olduğu anlamına gelmez. Çünkü ifade ve basın özgürlüğüdür. Mezopotamya Ajansı’nın yayın politikası rahatsız edebilir. Ancak bu ajans halen yayın hayatına devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

“Hukuka aykırı bir şekilde başlayan bir soruşturma hukuka aykırı bir kovuşturmaya delalettir” diyen Kaleli, Taşkın tahliyesini ve beraatini talep etti.

Taşkın’ın bir diğer avukatı Rıdvan Konak da tutuklamanın Taşkın’ın gazeteci olmasından kaynaklandığını söyleyerek “Bu basın özgürlüğüne bir müdahaledir. Tutukluluğun devam etmesi ve Taşkın’ın ceza alması hakkaniyete ve vicdana aykırıdır” şeklinde konuştu.

SEGBİS ile Sincan Kadın Cezaevi’nden bağlanan avukat Ebru Akkan ise, Taşkın’ın yeniden tutuklama süreci ile ilgili “Yeniden tutuklama talebi sonrasında biz defalarca ifade vermek için başvurduk. Bu esnada müvekkilim imzalarını eksiksiz atmıştır. Yakalanma kararı çıkarıldığı gün de birkaç saat önce emniyette imza atmıştır. Bu nedenle kaçma şüphesinden söz edilemez” ifadelerini kullandı.

Akkan, tutuklama kararının haber alma hakkına da bir müdahale olduğunu vurgulayarak “Soruşturmayı kolluk kuvvetleri yapmış ve hukukla bağlantılı olmayan bir iddianame çıkmış. Sayfalarca hazırlanan iddianame bir hukuk garabetidir. Lehe tek bir delil bile yoktur. Kolluğun bütün görüşleri fezlekeye konulmuş. İddianamede bunun genişletilmiş, kötü bir versiyonudur” dedi.

Mahkeme ihbar gönderisini araştırmayı reddetti

Mahkeme heyeti ara kararında avukatların ihbar mailinin IP numarasından nereden ve hangi bilgisayardan gönderildiğinin tespit edilmesine yönelik talebini reddetti. Mahkeme ayrıca, Taşkın’ın günlük hayatında Seda adını kullanıp kullanmadığına dair bir araştırılma yapılmasını istedi.

Taşkın’ın tutukluluğunun devamına hükmeden Mahkeme, davayı 2 Temmuz saat 11:55’e erteledi.
Yukarı