Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Taraf davasının bir sonraki duruşması 10-11 Temmuz tarihlerinde iki oturum hâlinde görülecek
Kapatılan Taraf gazetesinin eski yöneticileri ile muhabiri Mehmet Baransu’nun “Egemen Harekât Planı” adlı belgenin gazetede yayımlandığı iddiası ile yargılandıkları davanın görülmesine 22 ve 25 Mart tarihlerinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
P24 tarafından izlenen duruşmanın ilk gününde Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan davanın tek tutuklu sanığı Mehmet Baransu savunmasına kaldığı yerden devam etti.
Davaya katılım talebinde bulunan müştekilerden Emekli Albaylar Dursun Çiçek ve Suat Aytın, Emekli Tuğgeneral İhsan Balabanlı ve Emekli Amiral Kadir Sağdıç da duruşmada hazır bulundu.
Baransu savunmasına başlarken, davaya bakan mahkeme heyetinin sürekli değişmesi ile ilgili şikâyetini dile getirdi.
Heyet başkanının “Egemen Harekât Planı” başlıklı savaş planlarının eline nasıl geçtiğini sorması üzerine Baransu, bu isimde bir belge görmediğini ve yayımlamadığını söyledi.
Baransu ayrıca dava dosyasına “Balyoz davasına” ilişkin konan gerekçeli kararın değiştirildiğini ifade etti. Bu konuda kaleme aldığı yazı dizisinin okunup lehine olacak noktaların değiştirildiğini ifade eden Baransu, Askerî Savcılığa 26 Şubat 2010 tarihinde verdiği ifadenin dosyada Ocak ayında verilmiş gibi aktarıldığını, belgeleri savcıya teslim etmeden imha ettiğinin öne sürüldüğünü söyledi.
Duruşmanın 25 Mart günü gerçekleşen ikinci oturumunda savunmasına kaldığı yerden devam eden Baransu, hakkındaki FETÖ üyeliği iddiasına cevaben, yazdığı haberler ve kitaplardan örnekler vererek bu iddiadaki çelişkileri ortaya koydu.
Baransu’nun savunmasından bazı satır başları şöyle:
“Taraf’ın yayınları nedeniyle Yunanlıların Türkiye’nin savaş planlarını öğrendiği ve kendi savunma planlarını değiştirdiği iddia edildi. Bu iddia hangi günkü, hangi habere dayandırılıyor? Planlara dair tek bir satır yayımlamadık. Dosyada ‘Balyoz haritası’ olduğu iddia edilen harita, 1922 yılında Afyon’da Yunanistan’la yapılan muharebeye ait bir haritaymış. Orijinal Yunancası klasörlerde var, üzerinde açıkça 1922 yazıyor. Bir savcı bunu yapabilir mi? Bu iddialar polis tarafından soruldu, iddianameye konuldu. Ancak Genelkurmay’ın bu belgelerin ‘Egemen Harekât Planı’yla ilgisi olmadığına dair bir yazısı var. Bana birisi izah etsin: Hani Yunanistan savunma planlarını öğrenmişti?”
Savcılığa 2 bin 29 adet belge teslim ettiğinin ve her birine ayrı ayrı imza attığının altını çizen Baransu, bunların içinde “Egemen Harekât Planı” başlıklı herhangi bir belge bulunmadığını ifade etti. Baransu, “Görmediğimiz ve yayımlamadığımız bir belgeden suçlanıyoruz” diye konuştu.
Baransu, Türk Ceza Kanunu’nun 326. Maddesindeki “devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları imha etmek” suçlamasıyla tutuklu bulunmasının bir yalandan dolayı tutuklu olduğu anlamına geldiğini belirtti.
Baransu sözlerine şöyle devam etti: “Aylık incelemelerde tutukluluğa devam kararları, ‘örgüt üyeliği’ ve ‘örgüt yöneticiliği’ gibi tutuklu olmadığım suçlar gerekçe gösterilerek verildi. Tahliye talebim yok, bugüne kadar hiçbir yargılanmamda da olmadı. Ama yeni bir hukuksuzluğa imza atılmaması adına, bu dosyada TCK 326 ve 327’den (“devletin gizli belgelerini temin etmek”) tutukluyum. İddianame, hakkımda ‘örgüt üyeliği’ isnadı olmadığının delilidir. TCK 327 açısından daha uzun süre tutuklu kalmam mümkün değildir. TCK 326 açısından ise bu dosya çökmüştür. Nasıl tutukluluğa devam kararı vereceğinizi merak ediyorum.”
Baransu sözlerinin sonunda savunmasına bir sonraki celsede devam etmek istediğini ifade ederek bir sonraki duruşmanın dijital materyallerin yansıtılabileceği bir salonda yapılması talebini dile getirdi.
Baransu’nun sözlerini tamamlamasının ardından söz verilen avukatı bu aşamada beyanda bulunmayacağını ifade etti. Duruşmalardan vareste tutulan Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur’un avukatları da bu aşamada herhangi bir beyanda bulunmayacaklarını söyledi.
Sonrasında söz alan müştekilerden Dursun Çiçek, 15 Temmuz darbe girişiminin ışığında soruşturmanın genişletilerek Baransu’nun “örgüt yöneticiliği” suçlamasından da yargılanmasını ve tutukluluğunun devamını talep etti.
Duruşma savcısı, Mehmet Baransu’nun tutukluluk hâlinin devamını talep etti.
Duruşmaya verilen kısa aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Baransu’nun tutukluluğunun devamına hükmederek bir sonraki duruşmanın 10-11 Temmuz 2019 tarihlerinde gerçekleşecek iki oturumda görülmesini kararlaştırdı.