Türkiye’de tutuklu ya da hükümlü olarak hapiste bulunan tüm gazetecilerin, Olağanüstü Hâl kapsamında kapatılan basın yayın kuruluşları, vakıf ve derneklerin listelerine buradan erişebilirsiniz.
Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Cumhuriyet, Özgür Gündem nöbetçi GYY ve akademisyen davalarına devam edilirken, ByLock gerekçesiyle tutuklu bulunan Emre İper ve Ömer Faruk Aydemir tahliye edildi
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve yazar Ahmet Nesin’in kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma amacıyla başlatılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katılımları nedeniyle yargılandıkları davanın beşinci duruşması 26 Aralık’ta görüldü.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayı RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire, Uluslararası PEN, Türkiye PEN ve Belçika/Flanders PEN örgütleri temsilcileri ve P24 takip etti.
Duruşmada söz alan Önderoğlu bir gün önce Cumhuriyet davasında yaşananlara atıfta bulunarak şunları söyledi: “Dün gazetecilerin yargılandığı davada sanıkların savunma hakkına ilişkin bizim açımızdan endişe verici bir müdahale ile karşılaştık. Bu tür müdahalelerin aslında bir son olmasını diliyoruz. Dün yaşananlar itibariyle karşınızda olan şüpheli olarak da endişeli olduğumu belirtmek istiyorum. Adalet herkes için gereklidir. Sizler yargıçlar, biz insan hakları savunucuları, medya özgürlüğü için mücadele edenler olarak dün yaşanan örnek endişe verici olmuştur” diye konuştu.
Fincancı da “Yargının yaklaşımını, kısıtlayıcı tutumunu insan hakları savunucusu olarak kaygı verici buluyorum” dedi.
Avukatlar ise RSF ve Article 19 tarafından mahkemeye sunulan uzman görüşlerini hatırlattı ve suçlamalara dayanaklık eden TCK’nın 214. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması talebini yineledi.
Ara kararını açıklayan mahkeme, Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu talebinin reddine ve yurt dışında bulunan yazar Ahmet Nesin hakkında çıkarılan yakalama kararının infazının beklenmesine karar vererek, duruşmayı 18 Nisan 2018’e erteledi.
Emre İper tahliye edildi
Cumhuriyet davası kapsamında tutuklu bulunan gazetenin muhasebe çalışanı Emre İper, tutuklululuğun 267. gününde tahliye edildi.
İper'in ByLock kullanmadığı halde bilgi ve iradeleri dışında ByLock server'larına yönlendirildiği anlaşılan 11,480 kişiden biri olduğu tespit edildi. İper, yapılan itiraz üzerine 29 Aralık günü tahliye edildi.
ByLock gerekçesiyle tutuklu bulunan Ömer Faruk Aydemir tahliye edildi
İHA İstihbarat Şefi Ömer Faruk Aydemir, telefonunun istediği dışında şifreli mesajlaşma programı ByLock’a yönlendirildiği gerekçesiyle tahliye edildi.
Ankara başsavcılığı, 11,480 kişinin iradesi dışında ByLock sunucularına yönlendirildiğini belirlemiş, yaklaşık 1,000 kişinin de haklarında başka delil yoksa tahliyesini talep edeceklerini bildirmişti.
Aydemir’in telefonunda ByLock olmadığının anlaşılması üzerine 28 Aralık akşamında tahliye edildiği bildirildi.
Aydemir, 10 Ağustos’ta tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti.
DİHA muhabiri Abdullah Kaya tutuklandı
Kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Abdullah Kaya, yargılandığı davada cezasının onaylanmasının ardından 24 Aralık günü tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kaya, Ağrı'nın Diyadin ilçesinde 18 Ocak’ta polis tarafından düzenlenen ev baskınlarında gözaltına alınıp daha sonra “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanmış, 11 Mayıs tarihinde görülen duruşmasında ise tahliye olmuştu.
Ancak Kaya, tutuksuz yargılandığı davanın sonunda dört yıl iki ay hapis cezasına çarptırılmış, ceza İstinaf Mahkemesi tarafından onaylanmıştı.
Son tahliye ve tutuklamaların ardından Türkiye'de cezaevinde bulunan gazeteci sayısı en az 150 oldu. Ayrıntılı listeye buradan erişilebilir.
Fevzi Yazıcı ve Mümtazer Türköne hücre hapsinde
Kapatılan Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne ile gazetenin görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı’nın hücre hapsinde oldukları bildirildi.
Yazıcı’nın Fethullah Gülen tarafından imzalandığı ve kendisine ait bir flash disk’te bulunduğu iddia edilen bir belgeyle ilgili suçlamaları kabul etmediği için tutuklu bulunduğu Silivri’de tek kişilik hücreye konulduğu belirtiliyor. “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan Yazıcı, davasının 11 Aralık’ta İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen son duruşmasına başka bir soruşturma kapsamında Emniyet’te bulunması gerekçesiyle getirilmemişti.
Yine Silivri’de tutuklu bulunan Türköne’nin de hücre hapsine alındığı çeşitli Twitter hesaplarında belirtildi ancak konunun ayrıntıları öğrenilemedi.
Ahmet Şık'ın savunması engellendi
Cumhuriyet gazeteci ve yöneticilerinin “üye olmaksızın terör örgütlerine yardım etme” ve “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” suçlamalarıyla yargılandıkları davanın beşinci duruşması 25 Aralık’ta İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hâllerinin devamına karar verirken bir sonraki duruşmanın 9 Mart 2018’de Silivri’de görülmesine hükmetti.
İki gün olarak planlanan ancak ilk günde bitirilen duruşmada tutuklu sanıklar savunma yapmadı. Mahkeme Başkanı Ahmet Şık’ın savunmasını “siyasi” olduğu gerekçesiyle kesip Şık’ı salon dışına çıkarınca diğer tutuklu sanıklar Murat Sabuncu ve Akın Atalay da savunma yapmayacaklarını söylediler. (Şık’ın mahkeme salonunda okuyamadığı savunmasını buradan okuyabilirsiniz.)
Duruşmada dinlenmesi planlanan iki tanık da Cumhuriyet avukatlarının reddi hâkim talebinde bulunmaları nedeniyle dinlenmedi. Mahkeme ara kararında reddi hâkim talebinin ise değerlendirilmek üzere 28. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi.
Duruşmayla ilgili ayrıntılı haberi buradan okuyabilirsiniz.
Akademisyenler davası ertelendi
Akademisyenler Esra Mungan, Meral Camcı, Muzaffer Kaya ve Kıvanç Ersoy’un “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzalamaları nedeniyle yargılandıkları davanın altıncı duruşması 26 Aralık günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Dört akademisyen "Terör örgütü propagandası" başlıklı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2 maddesinden yargılanmaya başlamıştı. Savcının ilk duruşmadaki talebi üzerine akademisyenlerin Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesine göre yargılanması talebine dair Adalet Bakanlığı'ndan izin bekleniyordu.
Duruşmada akademisyenlerin avukatları dosyadaki bir belgeden hareketle yazının geldiğini düşündüklerini söyledi. Mahkeme, dosyanın Adalet Bakanlığı’ndan dönüp dönmediğinin bakanlık bürosundan sorulmasını, döndü ise gönderilmesinin istenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 18 Nisan 2018’de görülecek.
Seda Taşkın’ın tahliyesine itiraz
Mezopotamya Ajansı muhabiri Seda Taşkın’ın gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılmasına savcılık tarafından 27 Aralık’ta itiraz edildi.
Taşkın, Muş'ta haber takibi yaparken 20 Aralık günü "Hakkında ciddi ihbar var" denilerek “örgüt üyeliği” iddiasıyla gözaltına alınmış, dört gün gözaltında kaldıktan sonra sevk edildiği mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
3 gazeteci hakkında 22 ay sonra iddianame hazırlandı
Şırnak’ın İdil ilçesinde sokağa çıkma yasağı sırasında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan kapatılan DİHA muhabirleri Ferzen Çatak ve Mahmut Ruvanas ile kapatılan Azadiye Welat gazetesi muhabiri Kadri Esen hakkında 22 ay sonra iddianame hazırlandı.
Üç gazeteci 28 Şubat 2016’da bulundukları eve yapılan baskın sonucunda gözaltına alınmışlardı. İddianamede Çatak, “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek”, “Örgüt propagandası yapmak” ve “Örgüt üyeliği” iddialarıyla suçlanırken, Ruvanas ve Esen ise, “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla suçlanıyor.
İddianamede Çatak için sekiz yıldan 23 yıla kadar, Esen ve Ruvanas için ise iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası istendi.
Halla Barakat cinayetinde iddianame hazırlandı
Suriyeli muhalif aktivist Orouba Barakat ve 22 yaşındaki gazeteci kızı Halla Barakat’ı Eylül ayında İstanbul’daki evlerinde öldürdüğü iddia edilen Ahmet Barakat hakkında iki kez müebbet istendi.
İddianamede katil zanlısı Barakat’ın zaman zaman maktullerle aynı evde kaldığı, cinayetten bir gün önce de yine evde kaldığı, bilinmeyen bir nedenle çıkan tartışma sonucunda anne ve kızını kesici bir aletle öldürdüğü kaydedildi.
Türkiye’de tutuklu ya da hükümlü olarak hapiste bulunan tüm gazetecilerin, Olağanüstü Hâl kapsamında kapatılan basın yayın kuruluşları, vakıf ve derneklerin listelerine buradan erişebilirsiniz.