Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Jin Haber Ajansı (JİNHA) editörlerinden Zehra Doğan 12 Haziran’da tutuklandı. Diyarbakır'dan Mardin'e ailesini ziyarete giderken yol kontrolünde tutuklanan Doğan hakkında örgüt propagandası suçlamasından 2 yıl 11 ay 22 gün kesinleşmiş cezası bulunuyordu. Gazeteci Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Mardin'in Nusaybin ilçesinde sokağa çıkma yasağı ve güvenlik operasyonları sırasında ilçeden yaptığı haberlerden ve sosyal medya paylaşımlarından dolayı gazeteci Doğan hakkında örgüt üyeliği suçlamasıyla dava açılmıştı. Avukatı, Doğan’ın sosyal medya paylaşımlarından ceza aldığını ve Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını duyurdu. 23 Temmuz 2016'da Mardin'de gözaltına alınan Doğan, 4.5 ay tutuklu kalmıştı. Doğan’ın tutuklanmasıyla Türkiye’de cezaevinde bulunan gazeteci sayısı 168 oldu. Nedim Türfent bir yıl sonra hâkim karşısında 13 ay önce tutuklanan ve 22.5 yılla yargılanan kanun hükmünde kararname ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Nedim Türfent yarın ilk kez 14 Haziran’da hakim karşısına çıkacak. Hakkari Yüksekova’da sokağa çıkma yasakları döneminde yaptığı haberler nedeniyle 30 Mayıs 2016’da tutuklanan gazeteci Türfent’in duruşmasını çok sayıda meslektaşı ve basın örgütü izleyecek. Muhabiri Nedim Türfent hakkında 22.5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması yarın Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” ile suçlanan Türfent, Yüksekova’da geçen yıl ilan edilen “sokağa çıkma yasağı” sonrasında yaşanan hak ihlallerini haberleştirdiği için asker ve polislerin kullandığı sosyal medya hesaplarında sürekli ölümle tehdit edilmişti. Diğer davalar Can Dündar, Erdem Gül ve Enis Berberoğlu’nun yargılandığı “MİT tırları” davası da 14 Haziran günü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Bu duruşmada karar çıkabileceği belirtiliyor. Haziran ayında gazetecilere yönelik olarak devam eden davalardaki duruşmaların listesi burada görülebilir. AİHM’den bir gazeteciye daha öncelik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yazdığı haberler ve attığı tweet’ler nedeniyle tutuklanan Cumhuriyet muhabiri Ahmet Şık’ın yaptığı başvuruyu öncelikli olarak inceleyeceğini bildirdi. AİHM, nisan ayında Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin yaptığı başvuruyu da öncelikli olarak inceleyeceğini bildirmiş ve bu ayın başında da içtüzüğünde değişiklik yaparak tutuklu dosyalarına öncelik verilmesinin yolunu açmıştı. Benzer şekilde, 12 Haziran tarihinde mahkeme 226 gündür cezaevinde tutulan Cumhuriyet yazar, çizer ve yöneticilerinin tutukluluklarıyla ilgile olarak Türkiye’ye savunma için 2 Ekim’e kadar süre verdiğini açıkladı. Mahkeme, Türkiye’nin hangi gerekçelerle tutukluluk kararını verdiğini açıklamasını istedi. AİHM daha önce de Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticilerinin yanı sıra tutuklu gazeteciler Ahmet Altan, Mehmet Altan, Atilla Taş ve Murat Aksoy adına yapılan başvurularda aynı kararı vermişti. AİHM’e yeni başvuru Evrensel’in 13 Haziran tarihli haberine göre Redhack’in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın maillerine ilişkin haberleri nedeniyle 147 gündür tutuklu bulunmasına rağmen iddianamesi henüz hazırlanmayan gazeteci Ömer Çelik için AİHM’e başvuru yapıldı. Avukatlar Özcan Kılıç ve Sercan Korkmaz tarafından yapılan başvuruda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3., 5., 10. ve 13. maddelerinin ihlal edildiği belirtildi. Başvuruda, gözaltına alındığı sırada Çelik’e polis tarafından haksız, yersiz ve gereksiz nedenlerle şiddet uygulandığı, darp edildiği, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranış ile hakaretlere maruz kaldığına yer verildi. BM raportörü: Türkiye insan hakları konusunda 12 Eylül'den bile geride Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi oturumunda Kasım 2016’da Türkiye’ye gerçekleştirdiği resmi ziyaret hakkında konuşan BM özel raportörü David Kaye, Türkiye’nin 12 Eylül döneminden bile daha kötü durumda olduğunu söyledi. Rapor aynı tarihte İngilizce olarak da yayınlandı. Resmi ziyareti sonrası hazırladığı raporu oturumda paylaşan Kaye, özellikle darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte insan haklarının çok ciddi bir biçimde ve sistematik olarak ihlal edildiğini, mevcut uygulamalarla Türkiye’nin 1982 Anayasası’nın da gerisine düştüğünü kaydetti. “Biz raporumumuzu hazırladığımız sırada en az 177 medya kuruluşu kapatılmış 231 gazeteci gözaltına alınmış ve 150’den fazla gazeteci ise tutuklanmış ve cezaevinde tutuluyordu. Tabiki binlerce gazeteci ve medya çalışanın görevden alındığını, en az 778 gazetecinin basın kartının iptal edildiğini belirtmek gerek” diyen Kaye, her gün benzer uygulamaların arttığını söyledi. Türkiye’de tutuklu ya da hükümlü olarak hapiste bulunan tüm gazetecilerin listesine buradan erişebilirsiniz.