Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
42 basın ve ifade özgürlüğü, medya ve sivil toplum kuruluşu, gazetecilere yönelik artan baskılara karşı ortak açıklama yayımladı
Aralarında P24'ün de bulunduğu 40'ın üzerinde basın ve ifade özgürlüğü ve basın meslek ve haber kuruluşu, Türkiye'de basına karşı son haftalarda artan baskılara yönelik bir ortak açıklama yayımladı.
2025 yılının Ocak ayında en az dokuz gazetecinin tutuklandığını, altı gazeteciye hapis cezası verildiğini, beş gazetecinin gözaltına alındığını, 23 gazeteci hakkında ise soruşturma başlatıldığını hatırlatan açıklamada, gazetecilere yönelik keyfi tutuklama, gözaltı, adli kontrol tedbirleri ve hapis cezalarının ülkedeki bağımsız medya, demokratik söylem ve temel insan hakları için varoluşsal bir tehdit oluşturduğu vurgulandı.
Ortak açıklamanın tam metni şöyle:
"Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve aşağıda imzası bulunan basın özgürlüğü, ifade hürriyeti, insan hakları, basın meslek ve haber kuruluşları, Türkiye’de gazetecilere yönelik hak ihlallerinin son dönemde ciddi ölçüde artmasından endişe duyuyor. Keyfi tutuklamalar, gözaltılar, adli kontrol tedbirleri ve hapis cezaları, ülkedeki bağımsız medya, demokratik söylem ve temel insan hakları için varoluşsal bir tehdit oluşturuyor.
Türkiye, demokrasi ve insan haklarının yanı sıra, ifade ve basın özgürlüğünün korunmasına ilişkin uluslararası standartlara ve kendi anayasasında yer alan koruyucu hükümlere uygun hareket etmelidir.
2025 yılının Ocak ayında en az dokuz gazeteci tutuklandı, altı gazeteciye hapis cezası verildi, beş gazeteci gözaltına alındı, 23 gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı ve bir gazeteci polis müdahalesiyle karşılaştı. İşte son bir ayda kaydedilen basın özgürlüğü ihlallerindeki endişe verici artışın kronolojisi (aşağıdaki liste temsili bir liste olup geçtiğimiz ayın tüm basın özgürlüğü ihlallerini yansıtmamaktadır):
Türkiye’nin yayın düzenleyicisi RTÜK, eleştirel medya kuruluşlarını hedef alan endişe verici bir tutum sergilemeye devam ediyor. Gazetecilerin kayıtlı bir telefon görüşmesini yayınlamaları nedeniyle gözaltına alınmalarından hemen önce, RTÜK Başkanı konuyla ilgili medya kuruluşları ve gazeteciler için olası sonuçlar konusunda uyarıda bulundu – bu da yaklaşan gözaltı ve tutuklamaların sinyalini verdi. Açıklamasında, Halk TV’yi bir bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesini izinsiz kaydetmek, yayınlamak ve devam eden yasal süreçleri etkilemeye çalışmakla eleştirdi.
Bu olay, eleştirel medya üzerindeki baskının devamını yansıtıyor. 2024’te RTÜK, çoğunluğu hükümeti eleştiren medyayı hedef alan, toplam 81,5 milyon Türk lirası para cezasıyla sonuçlanan 24 yayın yasağı uyguladı.
RTÜK’ün düzenleyici yetkilerini eleştirel medya kuruluşlarını cezalandırmak için sistematik şekilde kullanması, bağımsız yayıncılık ve Türkiye’deki medya çoğulculuğu noktasında ciddi endişeler uyandırıyor.
Yakın zamanda bir örnek olarak, 20 Ocak 2025’te Bolu’da meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği otel yangını sonrasında, RTÜK Başkanı medya kuruluşlarına yalnızca resmi kaynaklardan gelen bilgileri aktarmaları talimatını verdi. Bu talimatın hemen ardından, Bolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine felaketle ilgili haberler hakkında yayın yasağı getirdi.
Cezaevindeki gazeteci sayısında bir düşüş görülse de, bu durum endişe verici bir gerçeği maskeliyor: Yurt dışı yasakları, düzenli imza verme zorunluluğu ve ev hapsi gibi adli kontrol tedbirleri basın özgürlüğünü kısıtlamanın alternatif araçları olarak kullanılıyor. Bu eğilim, gazetecilerin hareket ve ifade özgürlüğünü kontrol etmeyi amaçlayan eşit derecede antidemokratik bir uygulamayı temsil ediyor. Bu tedbirlerin sistematik olarak uygulanması ve artan çevrimiçi sansür, bağımsız gazeteciliği susturma yöntemi olarak geleneksel tutuklamanın yerini alıyor gibi görünüyor.
Son vakalar da bu durumu örnekliyor. Gazeteciler gözaltına alındıktan kısa süre sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, keyfi olarak uygulanan yurt dışı yasakları, ev hapsi ve diğer kısıtlamalar, mesleki görevlerini etkili bir şekilde yerine getirmelerini engellemeye devam ediyor. Aslen yargı süreçlerini güvence altına almak için istisnai tedbirler olarak tasarlanan bu önlemler, basın özgürlüğü üzerinde caydırıcı bir etki yaratmak için kullanılıyor.
Basın özgürlüğüne yönelik bu ağır ihlaller karşısında, Türkiye’deki yetkilileri adalet ilkelerine bağlı kalmaya, keyfi gözaltı ve tutuklamaya maruz kalan gazetecileri serbest bırakmaya ve haberciliğin kamuyu ilgilendiren tartışmalar ve demokrasideki hayati rolünü korumaya çağırıyoruz."
İmzalayanlar
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI)
Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF)
Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ)
Avrupa Gazeteciler Birliği – Belçika (AEJ Belçika)
Avrupa Gazeteciler Birliği – Bulgaristan (AEJ Bulgaristan)
Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ)
Bulgaristan Helsinki Komitesi
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)
Danimarka PEN
Freedom House
Gazeteciler Cemiyeti (GC)
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWIJ)
Güney Doğu Avrupa Medya Örgütü (SEEMO)
Gürcistan Gazetecilik Etiği Bildirgesi (Georgian Charter of Journalistic Ethics)
Gürcistan Medya, Enformasyon ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (CMIS)
IFEX
İrlanda PEN/PEN na hEireann
Katalan PEN
Kürt PEN
Medya Geliştirme Vakfı (MDF, Gürcistan)
Medya ve Göç Derneği (MGD)
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA)
Netgazeti / Batumelebi (Gürcistan)
OBC Transeuropa (OBCT)
OC Media
Armãn PEN
PEN Amerika
PEN Bosna Hersek
PEN Esperanto
PEN İsveç
PEN Melbourne
PEN Norveç
PEN Québec
PEN Türkiye
Punto24 Bağımsız Gazetecilik Derneği (P24)
San Miguel PEN
Sansür Endeksi (Index on Censorship)
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ)
Uluslararası PEN
Vietnamese Abroad PEN Centre
Yabancı Medya Derneği (FMA Turkey)
Yapay Gündem