Expression Interrupted

Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.

Şarkıcı Gülşen hakim karşısına çıktı

Şarkıcı Gülşen hakim karşısına çıktı

“Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlamasıyla yargılanan  Gülşen’in imza yükümlülüğü şeklindeki adli kontrol tedbirini kaldıran mahkeme, yurt dışı çıkış yasağının devamına hükmetti

 

CANSU PİŞKİN, İSTANBUL

 

Şarkıcı Gülşen’in “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” (TCK 216) suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 21 Ekim 2022 günü İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

 

P24 tarafından takip edilen duruşmada Gülşen ve avukatları hazır bulundu. Bir kısım müşteki ve müşteki avukatları da duruşmaya katıldı.

 

Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Gülşen, üzerine atılı suçlamayı reddetti. Suçlamaya konu konuşmasının sahne içinde bir arkadaşıyla yaptığı şakalaşmadan ibaret olduğunu söyleyen Gülşen şöyle devam etti: “Sahnedeyken dinleyicilerimin arasına karışmak istedim. Kalabalıkta bu mümkün olmayacağı için sahnedeki arkadaşlarımın birinden beni seyircilerin arasına taşımasını rica ettim. Sahnedeki başka bir arkadaşım şakalaşma niyetiyle ‘seni imam taşısın’ dedi. İmam da aramızda bu lakabı taşıyan arkadaşımızdı. Bunun üzerine plansız ve hesapsız şakayla yanıt verdim. Sahne üzerinde iki kişi arasında geçen bir diyalog. Bunu söylerken bir sosyal sınıf ya da bir kesimi hedeflemedim. Bunu seyirciye dönüp söylemedim. Dolayısıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek suç işlemedim. Üzerime atılı suçu kabul etmiyorum. Sadece iki kişi arasında geçen bu diyalog sebebiyle hedefe oturtuldum. Ben yine de değerlerini incitmiş olabileceğini düşündüğüm herkesten özür diledim.”

 

“Hayatta Gülşen olarak var olmamın cezalandırılması”

Söz konusu konserin 30 Nisan 2022 tarihli olduğunu söyleyen Gülşen videonun dört ay sonra gündeme getirilmesini “manidar” olarak değerlendirdi: “Kadınlığım, bedenim, eşliğim ve giyimim kuşamım yüzünden defalarca sözel olarak linç ve istismara uğradım. Hedef gösterildim. Ama yine de duygu ve düşüncemi özgürce ifade etmekten çekinmedim. Toplumsal duyarlılığımın bir uzantısı bir tezahürü değildi sahnedeki şaka. Bir açıklama demeç ya da görüş bildirme amacı yokken öyleymiş gibi gösterildi. Zamanlaması ve yayılması benim nezdimde manipülatif ve manidardır. Manidar çünkü söz konusu konser tarihi 30 Nisan videonun yayılma tarihi ise 24 Ağustos. Videonun dört ay sonra ortaya çıkarılıp yayılması ve ertesi gün cezaevine konulmam sadece 1 gün sürdü. Hayatta Gülşen olarak var olmamın cezalandırılması olarak görüyorum tüm bunları.”

 

“Çocuğum benden, ben ondan mahrumum”

Süreçte maddi ve manevi zarara uğradığını ifade eden Gülşen, “Maddi kısmını geçtim manevi olarak da orantısız bedellere maruz kaldım. 5 gün cezaevi 15 gün ev hapsinde toplam 20 gün hapis cezası aldım. Asıl tutsaklık çocuğuma kavuşamamak. Çocuğum İspanya’da okula gidiyor 3 yıldır ve ben anne çocuk ilişkisi yaşayamıyorum. 5 yaşında çocuğum benden, ben ondan mahrumum. Sürecin belirsizliği nedeniyle 50 küsür konserim iptal edildi. Yurt dışı yasağım nedeniyle yurt dışında konser yapamıyorum. Bu mağduriyetin sona ermesini ailem, iş arkadaşlarım ve adalet isteyen herkes için istiyorum”

 

“Gülşen atılı suçun mağduru”

Gülşen’in avukatı Emek Emre derhal beraat talebinde bulundu: “Hukuk kurallarının sınandığı bir yargılama geçirmekteyiz. Derhal beraat gerektiği aşikardır. Delil incelemesi gerekmeksizin suçun unsurları oluşmamıştır.”

 

Gülşen’in videoda hitap ettiği kişinin de duruşmada tanık olarak dinlenmesini talep eden Emre, müvekkili hakkındaki adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını ve duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti.

 

Avukat Celal Ülgen de “Müvekkilim işlemediği bir suçtan dolayı sanki ağır cezalık bir suç işlemiş gibi bir muamele gördü. Birçok konseri iptal edilmek zorunda kaldı. Adli kontrol uygulanmasının bir anlamı kalmamıştır. Bu nedenle kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi. Ülgen ayrıca, 702 müştekiden 130’unun şikâyet dilekçesini geri çektiğini söyledi.

 

Avukat Altın Mimir ise “Müvekkilimin müşteki sıfatıyla bulunanlara yönelik herhangi bir eylemi yoktur. Müvekkil üzerine atılı suçun mağdurudur. Gülşen’i öldürme çağrısı yapan Yeniden Rafah Partisi yöneticisi hakkında suç duyurusunda bulunduk anca hiçbir adli yaptırımda bulunulmadı” diye konuştu.

 

Sırasıyla söz alan bir kısım müşteki ve müşteki avukatları, Gülşen’in ifadesinin samimi olmadığını ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu öne sürerek Gülşen’in cezalandırılmasını istedi.

 

Savcı, derhal beraat talebinin reddini, olaya ilişkin görüntüleri içeren CD’nin bilirkişi marifetiyle çözümünün yaptırılmasını, müştekilerin suçtan zarar gördükleri ihtimaline binaen katılma taleplerinin kabulünü ve adli kontrol tedbirinin devamını istedi.

 

Mütalaaya karşı tekrar söz alan Emek Emre, “İmam hatipliler bir sosyal sınıf değildir” dedi ve sosyal sınıf kavramının sosyolojik olarak ne anlama geldiğini açıkladı. Avukat Mimir ise “Söz alan müştekilerin hepsi, müvekkilimin çocuğuyla ayrı kalması gerektiğini söylediler. Yargı öç alma yeri değildir” dedi.

 

Gülşen’in duruşmalardan vareste tutulmasına karar veren mahkeme imza yükümlülüğü şeklinde uygulanan adli kontrol kararının kaldırılmasına, yurt dışı çıkış yasağının ise devamına hükmetti. Tanık dinlenmesinin ve müdahillik taleplerinin bir sonraki duruşma değerlendirilmesine karar veren mahkeme davayı 21 Aralık 2022 tarihine erteledi.

 

Yukarı