Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
Cumhuriyet gazetesi muhabiri Avşar ile Sözcü gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Önemli, “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla yargılanıyordu
CANSU PİŞKİN, İSTANBUL
Cumhuriyet gazetesi muhabiri Seyhan Avşar ve Sözcü gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Necdet Önemli’nin “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” (Terörle Mücadele Kanunu 6/1) suçlamasıyla yargılandıkları davanın karar duruşması 16 Mart 2021 tarihinde İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Önemli’nin katılmadığı duruşmada Avşar ve sanık avukatları hazır bulundu. P24 tarafından takip edilen duruşmayı, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da izledi.
“Mütalaa yargı çerçevesinde verilmedi”
Önceki celse esas hakkındaki mütalaasını sunan duruşma savcısı, Avşar ve Önemli’nin TMK 6/1 maddesi uyarınca cezalandırılmalarını talep etmişti. Savcının mütalaasına karşı savunmasını yapan Avşar, “Mütalaanın yargı çerçevesinde değil idari bir kararla verildiğini düşünüyorum. Heyetinizin vicdani sorumlulukla hukuk çerçevesinde karar vermesini talep ediyorum” dedi.
Avşar’ın avukatlarından Buket Yazıcı, yargılamaya konu edilen haberle ilgili iddianamenin Basın Kanunu’nda belirlenen dört aylık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını hatırlattı ve davanın düşürülmesi gerektiğini söyledi. (Basın Kanunu’nun “Dava süreleri” başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak, günlük süreli yayınlar yönünden dört ay, diğer basılmış eserler yönünden altı ay içinde açılması zorunludur.”)
Avşar’ın avukatlarından Nesrullah Oğuz da esasa ilişkin savunmasında suçlama konusu haberin Yargıtay kararına dayanarak yapıldığını ve bu sebeple suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek beraat talep etti.
Önemli’nin avukatı İsmail Yılmaz ise mütalaanın hukuka aykırı olarak düzenlendiğini söyledi. Av. Yılmaz, hâkim ve savcıların kamu görevlisi olmadığını, bu nedenle de suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek beraat talebinde bulundu.
“Hukuk önünde herkes eşittir”
Son sözü sorulan Avşar, “Hukuk önünde suça karışan savcı ile sıradan bir yurttaşın farkı yoktur. Ceza vermeniz halinde savcılar suç işleyebilir ama gazeteciler bunu yazamaz gibi bir algı oluşacaktır” diyerek beraatini istedi.
Hükmünü açıklayan mahkeme, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle Avşar ve Önemli’nin ayrı ayrı beraatlerine karar verdi. Mahkeme kararında şu ifadelere yer verdi: “Terörle Mücadele Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca terörle mücadelede görev almış kamu görevlisini hedef gösterme suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de; tüm dosya kapsamı incelendiğinde bu madde kapsamındaki kişilerin terör örgütlerine hedef gösterilmesinin suçun unsurları arasında yer aldığı, somut olayda daha önce yargılaması yapılmış bir dava dosyasından bahsedildiği, bu haliyle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı değerlendirilmekle, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanıkların ayrı ayrı beraatlerine…”
Ne olmuştu?
Avşar, Cumhuriyet gazetesinde 6 Mart 2019 tarihinde yayımlanan “Sözcü savcısı sabıkalı çıktı” başlıklı haberde, Önemli ise Avşar’ın haberine atıfla Sözcü gazetesinde yayımlanan haberde savcının isminin açıkça belirtilmesi nedeniyle “terörle mücadelede görev almış kamu görevlisini hedef gösterme” suçlamasıyla yargılanıyordu. Her iki gazeteci için de 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Yargılamaya konu haberde, "Sözcü gazetesi davasının" ilk iddianamesini hazırlayan cumhuriyet savcısının 2002 yılında görev yaptığı Osmaniye’de soruşturmasını yürüttüğü “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” dosyasında şüphelilerden haksız menfaat temin etmeye çalıştığı suçlamasıyla hakkında açılan dava sonunda 10 ay hapis ve para cezasına çarptırıldığı belirtiliyordu.