Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskının öncelikli hedefi gazeteciler ve akademisyenler. Yüzlerce gazeteci ve akademisyen hakkında soruşturma açıldı, birçoğu tutuklandı. Bu site ifade özgürlüğünü kullandığı için soruşturma ve kovuşturmaya uğrayanlar hakkındaki yasal süreci takip etmektedir.
AKP ve MHP milletvekillerinin imzalarıyla Meclis Başkanlığına sunulan 9 maddelik tasarı, sosyal medya platformlarına temsilci atama ve kullanıcı verilerini Türkiye'de tutma gibi sorumluluklar getiriyor
Sosyal medyada sansür ve baskıyı artıracağı gerekçesiyle tartışmalara yol açan yasa teklifi 21 Temmuz tarihinde Meclis Başkanlığına sunuldu. AKP ve MHP’li milletvekillerinin imzalarıyla sunulan teklif, Türkiye’den günlük erişimi bir milyonun üzerinde olan sosyal medya platformlarına Türkiye’de en az bir temsilci belirleme ve Türkiye’deki kullanıcılarının verilerini Türkiye’de tutma zorunluluğu getirirken, sosyal medya platformlarının içerik kaldırma/erişim engelleme taleplerine uymamaları durumunda bir dizi ceza uygulanmasını da öngörüyor.
Teklif Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1 Temmuz’da yaptığı açıklamanın ardından geldi. Kızı Esra ve damadı Ekonomi Bakanı Berat Albayrak’a yeni dünyaya gelen çocukları üzerinden sosyal medyada yapılan yorumları değerlendiren Erdoğan, YouTube, Twitter, Facebook ve Netflix’i kastederek “Bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz” demişti. Konunun TBMM'de hızla ele alınması ve yasama dönemi bitmeden düzenlemenin hazırlanması çağrısı yapan Erdoğan, "Bu tür ahlaksızlıkların artmasında bu mecraların kontrolsüzlüğünün rolü vardır. Niçin Youtube, niçin Twitter, niçin Netflix gibi sosyal medyalara karşı olduğumuzun ne demek olduğunu anlıyor musunuz? Bu ahlaksızlıkları ortadan kaldırmak için. Bunlar ahlak sahibi değil" demişti.
Resmi adı “[5651 sayılı] İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” olan teklifin ilk maddesinde “sosyal ağ sağlayıcı” tanımı yapılıyor. Maddeye göre, sosyal ağ sağlayıcı “Sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişiler” olarak tanımlanıyor. Böylece, YouTube, Twitter, Facebook, Instagram gibi sosyal medya platformları “sosyal ağ sağlayıcı” olarak 5651 sayılı kanunun kapsamına girmiş oluyor.
Teklifle 5651 sayılı kanunun 5. maddesinde yapılacak değişiklikle sosyal medya platformlarına uygulanacak para cezaları da önemli şekilde artırılıyor. Teklife göre, “Yer sağlayıcılık bildiriminde bulunmayan veya bu Kanundaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen yer sağlayıcı” hakkında verilecek idari para cezası bir milyon ile 10 milyon lira arasında olabilecek. Kanunun şu anki halinde adli para cezası 10 bin ile 100 bin lira arasında olarak düzenleniyor.
İçerik kaldırma: Arşivler aklanacak
Teklifte, suç teşkil eden içeriklere yönelik erişim engelleme kararının yanı sıra içerik kaldırma kararı da verilebileceği belirtilirken bu tür kararların uygulama için içerik ve yer sağlayıcılarına da gönderileceği hükme bağlanıyor. Maddenin gerekçesinde böylece “aynı internet sitesinde yer alan ancak suç oluşturmayan içerikler yönünden ifade ve haber alma özgürlüğünün daha da güvenceli hale getirileceği” savunuluyor. Ancak eleştiriler, bu düzenlemeyle geçmişe dönük yolsuzluk ya da hükümete yönelik eleştirel haberlerin sadece erişim engeliyle sınırlı kalmayıp internet arşivinden tamamen silineceği yönünde.
Profesör Yaman Akdeniz bu konuda “Amaç İnterneti eleştiriden temizlemek,” yorumunu yapıyor. Akdeniz’e göre içerik çıkarma teklifinin yasalaşması halinde “Hükümet geriye doğru kendisini aklayacak ve tüm yolsuzluk ve eleştirel haberler yok edilecek.” Akdeniz, erişime engelleme ve içerik kaldırma kararlarının sulh ceza hakimlikleri tarafından tek taraflı olarak verildiğini, bu kararlara karşı Anayasa Mahkemesine yapılacak başvuruların sonuçlanmasının ise yıllarca sürdüğünü de hatırlatıyor.
Teklif yine benzer eleştirilere yol açan “unutulma hakkını” da içeriyor. Teklifin gerekçesine göre, kişilik haklarının ihlaline konu olan içerikler, yetkili makamlar tarafından verilen kararlar doğrultusunda erişime engellense de arama motorlarında ilgili kişiler hala bu içerikle ilgili olarak listelendiği için mağduriyet giderilmemiş oluyor. Ancak pratikte bunun da eleştirel veya yolsuzlukla ilgili haber ve bilgilere ulaşımı engellemek için kullanılacağına dair endişeler var.
Akdeniz, “yapılmak istenenin vatandaşın ‘unutulma hakkı’ ile yakından uzaktan bir alakası yok. Asıl unutturulmak istenen Hükümetin siyasi geçmişi, ortaya çıkartılan yolsuzluk ve usulsüzlüklerdir. Eğer bu taslak Meclisten geçerse tertemiz bir İnternetimiz ve siyasetimiz olacak” diyor.
Temsilci zorunluluğu
Tasarının en önemli yeniliklerinden biri yurt dışı kaynaklı ve Türkiye’den günde bir milyonun üzerinden erişimi olan sosyal medya platformlarına Türkiye’de temsilci bulundurma zorunluluğu getirmesi. Teklifin gerekçesine göre, temsilci “kişiler tarafından özel hayatını gizliliğinin ve kişilik haklarının ihlali yapılacak başvuruların cevaplandırılması ve yetkili makamlarca gönderilecek tebligat, bildirim veya taleplerin gereğinin sağlanmasından” sorumlu olacak. Temsilcinin Türkiye vatandaşı olması zorunlu olacak; iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan ulaşılabilecek şekilde ilgili sosyal medya platformunun sitesinde yer verilecek.
Temsilci atamayan sosyal medya platformları için ise beş aşamalı yaptırımlar öngörülüyor. Buna göre, temsilci atayıp bildirimini yapmayan sosyal ağ sağlayıcıya Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından bildirimde bulunulacak. Bildirimi takiben 30 gün içinde atama yapılmaması durumunda 10 milyon lira para cezası verilecek. 30 gün içinde yine atama yapılmazsa 30 milyon lira daha idari para cezası verilecek. Bunun da ardından üç ay süreyle reklam alma yasağı getirilecek. Reklam yasağı kararının takip eden üç ay içerisinde yine temsilci atanmazsa, ilgili sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliği sulh ceza hakimliği kararıyla yüzde 50 oranında daraltılacak. Temsilci yükümlülüğünün sonraki 30 gün içerisinde de yerine getirilmemesi durumunda bant genişliği yüzde 90’a kadar daraltılabilecek. Kararların gereği erişim sağlayıcılar tarafından en geç dört saat içinde yerine getirilecek.
Başvurulara cevap için 48 saat süre
Teklif, sosyal ağ sağlayıcılarına kişilik haklarını veya özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği iddia edilen içeriklere yönelik kişiler tarafından yapılan başvurulara 48 saat içerisinde cevap verme zorunluluğu da getiriyor. Verilecek cevabın olumsuz olması durumunda sosyal ağ sağlayıcı gerekçe göstermekle yükümlü olacak. Sosyal medya platformlarına bu yükümlülüğü yerine getirmeleri için üç aylık hazırlık süresi tanınacak; yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcısına beş milyon lira para cezası uygulanacak.
Sosyal medya platformları adli ve idari merci kararları ile kullanıcı taleplerini hangi oranda ve ne kadar sürede yerine getirdiğini gösteren istatistik raporları da düzenlemek zorunda olacak. Raporlar altı aylık süreler için ve Türkçe olarak hazırlanacak. Teklife göre ilk rapor Ocak 2021'de yayımlanacak. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcısına 10 milyon lira para cezası uygulanacak.
Verilerin Türkiye’de tutulması zorunlu olacak
Teklifin getirdiği bir diğer düzenleme de sosyal ağ sağlayıcıların Türkiye’deki kullanıcılarının verilerini Türkiye’de tutmakla sorumlu tutulacak olmaları. Düzenlemenin kullanıcı bilgilerine resmi makamlarca erişimi kolaylaştıracağı ve böylece cezai soruşturmalarda artış yaşanacağı belirtiliyor.
Sosyal medya şirketlerine hukuki sorumluluk
Düzenlemeye göre ayrıca “Hukuka aykırılığı hâkim veya mahkeme kararı ile tespit edilen içeriğin sosyal ağ sağlayıcıya bildirilmesi durumunda, bildirime rağmen 24 saat içinde içeriği çıkarmayan veya erişimi engellemeyen sosyal ağ sağlayıcı, doğan zararların tazmin edilmesinden sorumlu” olacak. Bu da sosyal medya platformlarının adli kararlara uymaması durumunda tazminat davalarıyla karşı karşıya kalabileceği ve bu tür davalarla karşılaşmamak için erişim engelleme veya içerik kaldırma kararlarını uygulama yoluna gidebilecekleri anlamına geliyor.
Ay sonuna kadar yasalaşacak
21 Temmuz’da Meclis Başkanlığına sunulan teklifin bu hafta ilgili komisyona gelmesi, Meclis ay sonunda tatile girmeden ise yasalaşması bekleniyor.